La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Kan Görmeyi Sevmem


Auteur :
Éditeur : Altın Date & Lieu : 1994, İstanbul
Préface : Pages : 176
Traduction : ISBN : 975 - 405 - 495 - 9
Langue : KurdeFormat : 130x190 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Ona. Kan. N°3476Thème : Littérature

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Kan Görmeyi Sevmem

Kan Görmeyi Sevmem

Ayşe Önal

Altın

1992'de Milliyet Öykü Ödülü alan yazarın bu ilk kitabı...

Bugün ülkenin bir bölümü, Güneydoğu Anadolu nedeni ile bir iç kanama geçiriyor. O bölgede insanlar birbirlerini öldürüyor; kadınıyla, çoluk çocuğuyla üstelik.

Bu olayların gerçek tanıklığını ise, çağdaş vakanüvisler olan gazeteciler yapıyor. "Kan Görmeyi Sevmem" kitabının yazarı Ayşe Önal da bu tanıklardan biri. Uzun süreler Güneydoğu Anadolu'da çarpışan ve çatışan iki yanda da bir çeşit gözlemci olarak bulunmuş, inanılmaz olgulara tanıklık etmiştir. Bu gözlemleriyle tanıklıklarını topladığı "Kan Görmeyi Sevmem"de yer alan öykülerde odaklanan ve okura sunulan her şey; kesinlikle birer edebiyat kurgusu ürünü değildir.

Bu öykülerin hepsi de yaşanmış gerçeklere dayanmaktadır. Önal, gazetecilik uğraşının gereğini başarıyla yerine getirerek gözlemlediği ve tanık olduğu her olayı yansız ve tümüyle gerçeklere dayandırarak veriyor.

"Kan Görmeyi Sevmem"i buruk bir acıyla içiniz titreyerek okuyacaksınız.



Ayşe Önal
, 1955'te Ankara'da doğdu. Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdari Bilimler Fakültesini bitirdi. Nokta dergisi ve Sabah gazetesinde çalıştı. 1987'den bu yana Güneydoğu'da yaşananların yakın bir tanığıdır.

 



DOKSAN ÜÇÜN YILBAŞI GECESİ


Diyarbakır’a kırgın. Bir daha gitmeyecek. Oysa, henüz iki gün olmuş döneli. Halit Ziya ile Demir Otel'de esaslı bir jübile yapmışlar. Rıza, Halit Ziya sabaha kadar içmişler; o hiç içki içmediği halde ayık masasında en eğlenen sarhoş olmuş, gülmüşler, serüvenleri takaslarmışlar ve üçü de bir daha bölgeye gelmemeye yemin etmişler.

Rıza gazetesine kırgın, yirmi yılı geçmiş mesleğinde hüzünlü ayrılık yaşıyor. Bölgeden bıkmış, savaştan bıkmış, fotoğraflardan bıkmış. Yemeğe başladıklarında yanlarında skorsky pilotları da var, eşleri de... Kuzey Irak uçuşlarında kurulan bir sıcak dostluk... Rıza onları müthiş eğlendiriyor kendi hüznüne rağmen. Ancak herkes sabah alacasında uyandıklarından erken ayrılıyorlar. Üstelik kadın kız muhabbeti üzerine yapılan şakalara pilot eşleri dayanamamışlar, ortalık biraz elektriklenmiş..

Pilotlarla vedadan sonra üçü için gece yeni başlamış. Halit Ziya'nın yakınlarda bebeği olacak. Heyecanlı. Jübile masasında bebeğin adını "Mukadderat" koyuyorlar. Müthiş gülüyorlar. Halit Ziya da gelmeyecek bölgeye. O daha açmazda.. Kürtlerle çalıştığı günlerde Kürtçü oluyor, subaylarla dolaşınca askerci oluyor. Safını belirleyememek onu incitiyor. Her iki tarafla beraber olmak, her iki tarafın çektiği çileleri öğrettiğinden bu savaşa artık tanık olmak istemiyor.

Kadının nedeni çok farklı.. Bütün mutsuz kadınlar gibi yorgun. Gecikmiş bir yorgunluk bu. Kendisini denetlemekle yükümlü hissettiği için bölgeye gelmeyecek. Bu veda en çok onun için hüzün dolu. Oysa, masayı dışardan izleyenler taşkın kahkahalar arasında dünyanın anasını satanlar olduklarını sanıyor ve hatta biraz da kıskanıyorlar.

.....




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues