DOKSAN ÜÇÜN YILBAŞI GECESİ
Diyarbakır’a kırgın. Bir daha gitmeyecek. Oysa, henüz iki gün olmuş döneli. Halit Ziya ile Demir Otel'de esaslı bir jübile yapmışlar. Rıza, Halit Ziya sabaha kadar içmişler; o hiç içki içmediği halde ayık masasında en eğlenen sarhoş olmuş, gülmüşler, serüvenleri takaslarmışlar ve üçü de bir daha bölgeye gelmemeye yemin etmişler.
Rıza gazetesine kırgın, yirmi yılı geçmiş mesleğinde hüzünlü ayrılık yaşıyor. Bölgeden bıkmış, savaştan bıkmış, fotoğraflardan bıkmış. Yemeğe başladıklarında yanlarında skorsky pilotları da var, eşleri de... Kuzey Irak uçuşlarında kurulan bir sıcak dostluk... Rıza onları müthiş eğlendiriyor kendi hüznüne rağmen. Ancak herkes sabah alacasında uyandıklarından erken ayrılıyorlar. Üstelik kadın kız muhabbeti üzerine yapılan şakalara pilot eşleri dayanamamışlar, ortalık biraz elektriklenmiş..
Pilotlarla vedadan sonra üçü için gece yeni başlamış. Halit Ziya'nın yakınlarda bebeği olacak. Heyecanlı. Jübile masasında bebeğin adını "Mukadderat" koyuyorlar. Müthiş gülüyorlar. Halit Ziya da gelmeyecek bölgeye. O daha açmazda.. Kürtlerle çalıştığı günlerde Kürtçü oluyor, subaylarla dolaşınca askerci oluyor. Safını belirleyememek onu incitiyor. Her iki tarafla beraber olmak, her iki tarafın çektiği çileleri öğrettiğinden bu savaşa artık tanık olmak istemiyor.
Kadının nedeni çok farklı.. Bütün mutsuz kadınlar gibi yorgun. Gecikmiş bir yorgunluk bu. Kendisini denetlemekle yükümlü hissettiği için bölgeye gelmeyecek. Bu veda en çok onun için hüzün dolu. Oysa, masayı dışardan izleyenler taşkın kahkahalar arasında dünyanın anasını satanlar olduklarını sanıyor ve hatta biraz da kıskanıyorlar.
..... |