La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Kürt Sorunu ve Demokratik Çözüm Önerileri


Auteurs : | | | | | | | | Multimedia | | | | | | |
Éditeur : Avesta Date & Lieu : 1996, İstanbul
Préface : Pages : 104
Traduction : ISBN : 975-7112-05-4
Langue : TurcFormat : 135x195 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Tan. Kur. N°4016Thème : Politique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Kürt Sorunu ve Demokratik Çözüm Önerileri

Kürt Sorunu ve Demokratik Çözüm Önerileri

Altan Tan

Avesta


Kürt meselesine çok farklı şekilde yaklaşanlar, çok farklı şekilde konuyu tanımlayanlar ve birbirinden çok farklı çözümler öneren, yine çok değişik çevreler vardır. Ben bunların üzerinde tek tek durmak istemiyorum. Çünkü sayın konuşmacılar kendi dünya görüşleri ve kendi perspektiflerinden bu konuya yaklaşacaklar ve çok değerli katkılarını bizlere sunacaklar. Ancak bu meseleyle ilgili bir-iki cümle söyledikten sonra argümanları sizlere arz ederek, konuşmayı ve programı sayın izleyicileri çağırarak başlatacağım.

Bugüne kadar Kürt sorunu ile ilgili bu tip toplantıların ana eksenini iki şey oluşturdu; birincisi bu meselenin tanımlanması, bir etnik sorun mudur, kültürel sorun mudur, bölgesel bir sorun mudur, ekonomik bir mesele midir, hatta çok daha gerilere doğru gidersek, Kürt var mıdır, yok mudur? Bu tip ...



ÖNSÖZ

Kürt sorunu bugün artık sadece Kültleri ilgilendiren bir sorun olmaktan çıkmıştır. Bu sorun Kürtlerin birlikte yaşadıkları komşu halkların bir sorunu, uluslararası bir sorun haline gelmiştir. Kürt sorunu özünde Kürdistan sorunudur. Sorunun kaynağı Kürt halkının binlerce yıldır üzerinde yaşadığı toprakların bu halkın iradesine rağmen parçalanıp bölünmesidir. Kürt sorunu esasen Kürt halkının kendi geleceğini belirleme hakkından yoksun bırakılmasından kaynaklanıyor. Kürt halkı kendi geleceğini özgürce belirleme hakkını elde etmeden ve bu hakkı kullanma ortamına kavuşmadan bu sorun Kürtlerin birlikte yaşadığı komşu halkların sorunu olarak kalmaya devam edecektir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk, Kürt ve diğer etnik toplulukların ortak mücadelesi sonucu kuruldu. Ne var ki devletin kuruluşundan itibaren başta Kürtler olmak üzere diğer ulusal topluluklara yönelik asimilasyon ve eritme politikaları uygulamaya konuldu. Bu politikaların bir gereği olarak Kürt ve Kürdistan adı, Kürt dili yok sayılarak yasaklandı. Bunun sonucu olarak Kürtler, karşı tepkilerini muhtelif biçimlerde ortaya koydu. Bu çıkışların çoğu şiddetle ve kitlesel sürgünlerle bastırıldı. Kurtuluş-savaşında
Türk halkının yanında yer almanın bedeli olarak Kürtlere böylesi bir politika reva görüldü.

Bugün Türkiye'de demokrasinin geleceği büyük ölçüde Kürt sorununa kilitlenmiştir. Türkiye'nin siyasal ve ekonomik istikrarsızlığının temelinde bu sorunun çözümsüzlüğü yatmaktadır. Türkiye'deki ve dünyadaki birçok insan hakları kuruluşlarınca her yıl yayımlanan raporlarda Türkiye'deki işkencelerin ve insanlık dışı uygulamaların büyük oranda Kürt sorununun çözümsüz bırakılmasıyla ilgili olduğunu gösteriyor.

Türkiye'de yıllardır anlamsız bir bölünme fobisi yaşanıyor, Kürtlerin, Türkiye'yi bölmek gibi bir niyetleri yok. Kürtler, Türk halkıyla tam eşitlik ve özgürlük temelinde birlikte yaşamak istiyor. Anadolu doğal yapısı gereği çok dilli ve çok kültürlü bir coğrafyadır ve öyle kalmalıdır. Dünyada bu türden birçok ülke vardır. Buralardaki devletler çok kültürlülük ve çok dillilik esasına göre ve federatif sisteme göre kurulmuşlardır. Dahası bu ülkelerde bölünme fobisi yaşanmıyor. Eğer Türkiye bir gün bölünecek olursa, bunun sorumlusu Kürtler değil, Kürt sorununu askeri yöntemlerle, şiddet ve imha politikalarıyla çözmek isteyenler olacaktır.
İflah olmaz ırkçı bir yaklaşımla Kürt sorununa bakanların, siyasi ve ekonomik geleceklerini Türk ve Kürt halklarının boğazlaşmasına bağlayanların, yaşamlarını bu savaşın sürdürülmesi üzerine örgütleyenlerin barışçıl bir çözüme karşı çıkmaları doğaldır. Doğal olmayan, barıştan yana olanların savaş kışkırtıcılarından daha cesur ve daha gür bir sesle ortaya çıkmamalarıdır.
Özgürlükçü demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden, barışçıl-siyasal çözümden yana olan demokratik-sivil toplum örgütleri ve aydınlar, kısaca halklarına karşı sorumluluk duygusu taşıyan herkes savaşa ve savaş kışkırtıcılarına karşı barışı daha gür bir sesle haykırabilmelidir. Halklarımızın birbirlerinin yüzüne bakamayacak duruma getirilmesine fırsat verilmeden sorunun çözümü için barışçıl siyasal bir yöntemin benimsenmesini sağlayacak bir irade ortaya konulmalıdır.

Kürtlerin uzattığı zeytin dalı her defasında ateşle yakılmamalıdır. Aksi halde yarın çok geç olabilir.

Bu sempozyumu düzenlememizin amacı Kürdistan sorununu tartışmaktan ziyade PKK'nin 15 Aralık 1995'te tek taraflı ilan ettiği ateşkesin yarattığı olumlu havadan da yararlanarak, savaşın durdurulmasına barış ve diyalog yolunun açılmasına katkıda bulunmaktı. Amacımız, Kürt sorununun savaşla değil diyalogla, siyasal yöntemlerle çözümünü isteyen kesimlerin çabalarına katkı sunmaktı. Kürt ve Türk halklarının farklı kesimlerinden, farklı dünya görüşlerine sahip parti temsilcilerinin, sendika liderlerinin, akademisyenlerin Kürt sorununun barışçıl-siyasal bir yöntemle çözülmesi konusunda devlete-hükümete hem perspektif sunmalarına hem de demokratik bir baskı gücü oluşturmalarına katkıda bulunmaktı. Bu sempozyumda konuşmacılar aynı zamanda toplumun farklı kesimlerinin istemlerini ve çözüm önerilerini savaşan taraflara sunma imkanını buldular.

Kürt sorununun çözümünde barışçıl-demokratik bir yöntemin benimsenmesi yönünde gösterdikleri değerli çabalarından dolayı ve enstitümüzün düzenlediği bu sempozyuma katılma nezaketinde bulundukları için sayın Prof. Dr. Doğu Ergil'e, sayın Prof. Dr. Mahir Kaynak'a, sayın İsmail Nacar'a, sayın Akın Birdal'a, sayın Bahri Zengin'e, sayın Osman Özçelik'e, sayın Ercan Karakaş'a, sayın Kemal Daysal'a, sayın Altan Tan'a, sayın Ragıp Duran'a ve sayın Faysal Özçift'e burada teşekkür etmek istiyorum.

Sempozyuma duyulan büyük ilgi, özünde savaşa karşı duyulan tepkinin ve barışa olan özlemin bir ifadesidir. Ümit ederiz ki devleti yönetenler yıllardır sürdürdükleri kör şiddet politikalarından artık vazgeçerler; Kürt tarafının uzattığı başır elini geri çevirmez ve geniş halk yığınlarının barış özlemine olumlu yanıt verirler. Bu sempozyumu düzenlemekle, diyalog yolunun açılmasına, barışın sağlanmasına bir nebze de olsa katkıda bulunabildiysek, bundan mutlulk ve onur duyarız.

Şefik Beyaz
İstanbul Kürt Enstitüsü Başkanı



Birinci Oturum

Altan Tan

Açış Konuşması


Kürt meselesine çok farklı şekilde yaklaşanlar, çok farklı şekilde konuyu tanımlayanlar ve birbirinden çok farklı çözümler öneren, yine çok değişik çevreler vardır. Ben bunların üzerinde tek tek durmak istemiyorum. Çünkü sayın konuşmacılar kendi dünya görüşleri ve kendi perspektiflerinden bu konuya yaklaşacaklar ve çok değerli katkılarını bizlere sunacaklar. Ancak bu meseleyle ilgili bir-iki cümle söyledikten sonra argümanları sizlere arz ederek, konuşmayı ve programı sayın izleyicileri çağırarak başlatacağım.

Bugüne kadar Kürt sorunu ile ilgili bu tip toplantıların ana eksenini iki şey oluşturdu; birincisi bu meselenin tanımlanması, bir etnik sorun mudur, kültürel sorun mudur, bölgesel bir sorun mudur, ekonomik bir mesele midir, hatta çok daha gerilere doğru gidersek, Kürt var mıdır, yok mudur? Bu tip perspektifler ve çerçeveler belirler sorunun birinci kısımmı. İkinci kısmı ise Kürtlerle özellikle alakalı olarak sürekli şikayet ve sızlanma fasıllarıyla geçti. Yani bu meseleyle ilgili kürsüye gelen, konuşan arkadaşımız işte bizi şöyle sürdüler, şöyle zulüm ettiler. Kardeşimi, babamı, annemi, çocuklarımı şöyle öldürdüler, şöyle işkenceler yaptılar diye, bir yerde meselenin ana eksenini şikayetle doldurdular. Bunların hepsi doğrudur. Ben bunları tekzip etmek veya bunların yanlış olduğunu söylemek için söylemiyorum. Bunların hepsi doğruydu. Ancak geldiğimiz bu noktada meselenin artık tanımlandığını, en azından herkesin her kesimin kendisine göre oturmuş bir tanımının olduğunu, ...

 




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues