La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

5 Noluda Kadın Olmak


Auteur :
Éditeur : Nas Ajans Date & Lieu : 2017-01-01, İstanbul
Préface : Pages : 204
Traduction : ISBN : 978-9944-221-21-4
Langue : Kurde, TurcFormat : 135x210 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Kur. Kar. Nol. 5691Thème : Mémoire

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
5 Noluda Kadın Olmak

5 Noluda Kadın Olmak

Rahime Kesici Karakaş

Nas Ajans


Oniki Eylül seksen darbesinin hemen sonrasından doksanlı yılların başına kadar, on yıllık zaman dilimi içindeki Diyarbakır 5 notu cezaevi üzerine geriye dönüp baktığımda epeyce kitap yazıldığını bir kez daha yeniden hatırladım.
Sadece kitaplar mı?
Değil tabii ki...

Belgeseller, konu bazlı sergiler, dizi filmler ve bir iki sinema filmi üzerinden yeniden hatırlatmaları da mutlaka dillendirmek gerektiği kanısındayım.

Diyarbakır 5 nolu her defasında yeniden gündem tuttuğunda en çok insan aklının tıkandığı, kendine insanım diyenin o zulme hem de zulmün en katmerlisine günün gecenin bütün zaman dilimince nasıl dayanabildiğim düşünürüm.
Düşünün işin başında oranın adeta kralı, padişahı, imparatoru ...



Rahime Karakaş
Kürt coğrafyasında '78 kuşağının yiğit kadınlarından biri. 12 Eylülle birlikte Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde ağır bedellerle sınanmış, o süreçten başı dik çıkmış, şimdiyse o dönemin karanlık çehresini bir iz, bir belge bırakmak adına kaleme almış. Hem sanık hem de bir tanık olarak yaşamış, anlamış ve anlatmış ve ilk kez Diyabakır askeri Cezaevi'nde kadınların yaşadıklarına anlamlı bir pencere açmış. 1985'ten beri tanıdığım Rahime Karakaş'ın, Diyarbakır'da öne çıkan duyarlı, cesur duruşuyla biz dostları her zaman gurur duyduk. Bu değerli insanın kitabının yolu da onun ufku gibi açık olsun. / Yılmaz Odabaşı

 


Beş No’luyu yaşamış bütün kadınlara....

Kıştan çıkan baharların sahibiyim artık ve çokça anılarım
ve yaşanmışlıklarımı unutup kuş seslerini duyuyorum
sadece... Biriktirdiklerimi bir kutuya koyup arada bir
değerli taşlar gibi ışıltılarıyla aydınlanmakla yetiniyorum.
Ve onları çok önemsiyorum...

YAYINCININ NOTU


Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevinin Kürt halkı nezdindeki anlamı oldukça açık. 12 Eylül’ün en görünür yüzü olan bu cezaevi, bugüne kadar duyulmadık işkence metotları ve kişiliksizleştirme yöntemleriyle hatıralardaki yerini almış bulunmaktadır. Bir milletin öne çıkmış evlatlarını teslim almak ve yeniden köleleştirmek için her türlü tedbirin sahnelendiği Diyarbakır 5 Notu Askeri Cezaevi’ni şimdi de o şartlarda yaşamış bir kadının gözüyle okuyacağız.

Olumsuz ününe karşın 5 No’lu Askeri Cezaevi, hak ettiği kadar anlatılmış değil. Binlerce insanın tarihte eşi az görülür zulüm cenderesinden geçirildiği bu cezaevi ne kadar anlatılsa azdır. Kuşkusuz hiçbir şey yapılmadı değil: çeşitli belgeseller yapıldı, filmler çekildi, anılar bazında kitaplar yazıldı, yazılmaya da devam edecek fakat Kürt milleti olarak bu konuda kolektif ve tarihe not düşecek değerde bir anlatının henüz yapılmadığı aşikar. Umulur ki her bir çaba büyük bir eserin yaratılmasında rol oynayacak bir damla olsun.

Rahime Kesici Kara kaş’ın bu çalışması, umuyoruz ki, 5 Nolunun eksik kalan kadınca anlatımına bir giriş olur. Olayları bir kadının gözüyle izlemenin farklı olduğunu biliyoruz, bu kitapta da bunu göreceksiniz. Zulümden bile farklı pay alan kadın, sahip olduğumuz hayatın maddi ve manevi yaratıcısı olmasına karşın, nasıl ayrıcalıklı bir nefret ve aşağılama objesi haline getirildiğini bir kez daha göreceğiz. İnsan olmak adına mutlu olduğumuz tek şey, Rahime Kesici Karakaş nezdinde, 5 Notu cezaevi zihniyetinin yenilgiye uğramış olmasıdır.

Duyarlı, objektif ve bulunduğu yerin bilincinde olarak yaşadıklarını anlatan Rahime Kesici Karakaş’ın bu çalışmasının yeni çalışmalara vesile olmasını umarak bundan sonraki hayatında sağlık, mutluluk insanlık adına yürüttüğü mücadelesinde başarılar diliyoruz.



Beş Nolu’nun Kadın Yüzü...

Oniki Eylül seksen darbesinin hemen sonrasından doksanlı yılların başına kadar, on yıllık zaman dilimi içindeki Diyarbakır 5 notu cezaevi üzerine geriye dönüp baktığımda epeyce kitap yazıldığını bir kez daha yeniden hatırladım.
Sadece kitaplar mı?
Değil tabii ki...

Belgeseller, konu bazlı sergiler, dizi filmler ve bir iki sinema filmi üzerinden yeniden hatırlatmaları da mutlaka dillendirmek gerektiği kanısındayım.

Diyarbakır 5 nolu her defasında yeniden gündem tuttuğunda en çok insan aklının tıkandığı, kendine insanım diyenin o zulme hem de zulmün en katmerlisine günün gecenin bütün zaman dilimince nasıl dayanabildiğim düşünürüm.
Düşünün işin başında oranın adeta kralı, padişahı, imparatoru olduğunu varsayan, bu ‘‘özel görev"e sınırsız yetkiyle geldiğini / getirildiğini her fırsatta dillendiren bir hasta ruh.

Öylesine bir hasta ruh ki, sadece işkence etmenin sadist zevkini yaşamayı değil, işkenceye tabi tuttuğu politik tutsakları bir gün istediği düşünsel şekle de sokacağına yürekten inanmış ve orayı bir ıslahat okulu gibi düşünen bir hastalıklı ruh!
İşte, adına Diyarbakır 5 Nolu Zindanı denen ve kötülüğüyle bütün zamanların en namlı on hapishanesinden biri olan bir zulüm / ölüm mekânından söz ediyoruz...

Bu anlatı ve izahatı istediğiniz kadar yazarak uzatmak mümkun.
Ama iyisi mi sadede gelmek!
Bugüne kadar beş nolu üzerine genellikle erkekler konuştu ve yazdı.
Nedense beş nolunun kadın tutsakları hemen hiç yazmadı. Çok az konuştular.
Halbuki yaşanan onca zulümden bugünlere kalanlara baktığımızda beş nolu’nun kadın tutsaklarının hayli kararlı ve direngen bir performans gösterdiğini biliyoruz.

Kimi belgesellerdeki konuşmalardan, zaman zaman basına röportaj veren kimi eski kadın tutsakların söylediklerinden bunları biliyoruz.
Beş nolunun en acımasız günlerinin gencecik kadın tutsaklarından biri olan Rahime Kesici Karakaş benim bildiğim kadarıyla ilk kez kadın koğuşu / koğuşları üzerinden kadın gözüyle beş noluyu yazıyor, anlatmış oluyor.
Gündelik hayat, arkadaşlık ilişkileri, görüş günleri, kadın olmanın hapislikteki zorlukları, ölümü hep yakınında hissetmek ve daha neler...

Umuyor ve diliyorum ki, Rahime Kesici Karakaş’ın bu cesur yol açıcılığı diğer kadın tutsakların da yazma dürtüsünü kamçılar.
Gelecekte bir insan hakları, yüzleşme ve hafıza Müzesi olacaksa Diyarbakır beş nolu mahpusu; bunda Rahime’nin ve arkadaşlarının payı büyük olacak eminim...

Şeyhmuz Diken
20 nisan 2017 – Diyarbekir

.....




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues