La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Dünden Yarına İran


Auteur :
Éditeur : Yalçın Date & Lieu : 1981, İstanbul
Préface : Pages : 160
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 130x190 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Can. Dun. N° 818Thème : Général

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Dünden Yarına İran

Dünden Yarına İran

Cengiz Çandar

Yalçın

Dünya, tarihin tanık olduğu .en görkemli kitle ayaklanması olanı İran Devrimi’nin sarsıntısından kendisini hâlâ Kurtaramadı. Bu Şaşırtıcı ve yepyeni olgu üzerine bugüne; dek çok şey yazıldı. Türkiye’nin yönıbaşında meydana gelen İran İslâm Devrimini ve getirebileceği sonuçların önemini ilk ’farkedebilenlerden biri olarak göze çarpan Cengiz Çandar, çalıştığı Cumhuriyet gazetesinde İran’a ilişkin inceleme yâzılarıyla ilgi uyandırdı. 1980 yılında, biri İran-Irak savaşının ilk ayı olmak üzere iki kez uzunca süreler İran’da yaşadi; Cumhurbaşkanı Beni Sadr ve en yakın çalışma arkadaşlarıyla Devrim’in önderi Humeyni’nin başta, İran siyasetinde Ağırlık sahibi torunu Hüseyin Humeyni olmak üzere yakın çevresiyle ve halktan çok sayıda kişiyle tanıştı. İran’da olan bitenler hakkında yetkili ağızlardan “perde arkası” bilgiler edindi.

Bu kitapta, Devrim'in oluşumu, Devrim sonrasının iç mücadeleleri, İran siyasetinin yapısı, İranlı yeni önderlerin çeşitli konulardaki görüşleri, «Rehineler sorunu» ve Iran-Irak savaşı gibi dünyayı uzun süre meşgul eden gelişmelerin ardındaki gerçekler, kaynağından sağlanan bilgiler ve gözlemlere dayanılarak tarihsel boyutları içinde aktarılmaktadır.

Yalçın Yayınları, özeti 1980 mayıs ve ekim aylarında Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmış olan «Dünden, Yarına İran»ı sunmakla Türkiye kamuoyunun İran'a ilişkin bilgisini ve kavrayışını zenginleştireceği inancındadır.



ÖNSÖZ

İran, İslâm ve Devrim gibi kavramlarla ilgilenip de bu kitabı okuyanlar, bulmayı umdukları bazı konulara değinilmediğini göreceklerdir. Bununla birlikte, bu kitabın İran ile ilgili bilinmeyen ya da herkesin bildiğini sandığı oysa pek bildikleri gibi olmayan bazı konuları kapsadığı inancındayım.
İran Devrimi gibi dev ve üstelik henüz pek yeni bir olayın tüm boyutlarının bu kitaba sığabileceğini düşünmediğim gibi bunları bugünkü sınırlılığım içinde olanca genişliğiyle kavrayabileceğimi de aklımdan geçirmedim.

İran’a yakın tarihte, ayrı ortamlarda iki kez gitmiş ve 'kısa sayılamayacak süreler kalmış olmamı da fazla önemsemiyorum. Salt İran’a gitmiş olmak, İran’ı kavramaya yetecek olsaydı, bu konuda bir dostun sözleriyle, «İran Devrimi’ne ilişkin en doğru kitapları TIR şoförleri yazardı.»

İran’ı görmüş, devrimci atmosferi, devrimin kadrolarını ve halkını yakından tanımış olmamdan çok, günümüzün bu büyük olayını kendi mantığı ve özgünlüğü içinde anlamaya çalışmış olmamı olumlu sayıyorum. Bunu ne derece becerebildiğim! takdir elbette bana ait değildir. Ama bu yönde bir çaba gösterilmeden, alışılagelmiş, bilinen tahlil yöntemleriyle İran’ı anlamaya çalışmanın, anlamaktan başka her türlü sonuç vereceğini kendi dolaysız deneyimime dayanarak güvenle söyliyebilirim.

Yine de, eğer, Devrimci İran’ı iki ayrı dönemde, yeni kadroları ve halkıyla birlikte yaşamamış olsaydım, bu kitabı yazabilmek için gerekli esini herhalde bulamazdım diye düşünüyorum. Bu bakımdan, üçte biri ile aynı dili konuştuğumuz, tümüyle ortak töre ve görenekleri paylaştığımız kardeş İran halkını, Anadolu topraklarımızın doğal bir eklentisiymiş gibi uzanan tanıdık topraklarını görmüş olmaktan tarifsiz bir mutluluk duyuyorum.

Bu kitap, daha önce de işaret etmeye çalıştığım gibi, devasa bir tarih olayının birçok boyutunu kapsamaktan uzak. Esas olarak, İran’daki iktidar mücadelesi teması üzerine kurulu.'Bence, İran’a tüm dinamizmini sağlayan, toplumsal dokusunu aydınlatan ve gerek İran, gerekse bölgemizin geleceği konusunda değerli ipuçları taşıyan da bu iktidar mücadelesi. Asla bir siyasi dedikodu konusu değil. İyi bilmek, iyi anlamak ve üzerinde hayli kafa yormak gerektiren önemi büyük bir siyasi olgu. Bu kitap bu konuya biraz berraklık kazandıracaksa, yazılış amacı yerine gelmiş demektir.

Bu kitap bir masabaşı çalışmasının ürünü ya da kütüphane raflarından kaynaklanan bir inceleme olmadığı için, kitapta yer alan alıntılara dipnot verme yolunu tutmadım. Bu alıntıların bir bölümü doğrudan bana hitaben söylenmiş sözler ve yapılmış açıklamalardır. Bunların dışında kalan alıntılara ise, anlatılan bir konuyu zenginleştirmek ve desteklemek amacıyla yer verilmiştir. Bu tür alıntılarda, İran’da yayınlanan Tehran Times gazetesinden, Views and News adlı bültenden, İslamic Revolution adlı dergiden ve Fransız Le Monde gazetesinin 1979-1980 koleksiyonlarından yararlandım.

Yetkili-yetkisiz onlarca Iranlı dost insanla yapılan görüşmelerden edinilen bilgiler ve izlenimler; gazeteci gözüyle yerinde saptanan olguları tarihsel bir çerçeve içinde yorumlama çabası. Kitabın mayası bunlardır.

Tek zaafı, yazarının sınırlılığı ve yazıldığı dönemin, tarihin acımasız dişlileri arasında eskiyecek olmasıdır.

C. Çandar



Bolüm 1

Tarihin En Görkemli Halk Ayaklanması
— Kısa Bir Hatırlama

Yakın tarihin en büyük iki olayının 1789 Fransız Devrimi ile 1917 Sovyet Devrimi olduğuna kuşku yok. Çünkü her iki olay da yeni bir tarihsel süreci başlatmışlar, yeni bir tarihsel çağın habercisi olmuşlardır.

20. yüzyılın son çeyreği, tarihe, bir üçüncü büyük devrimi, İran İslâm Devrimi’ni armağan etti. Fransız Devrimi bir burjuva devrimiydi. Sovyet Devrimi ise bir başka evrensel sistemi öngören bir sosyalist devrimdi. İran devrimi ise ne bir burjuva devrimi, ne de bir sosyalist devrim. Adı üzerinde bir Islâm devrimi. Tıpkı, burjuva ideolojisi gibi, sosyalizm gibi evrensel olma iddiasına sahip İslâmiyet adına ve islâmi bir düzen yaratmak amacıyla gerçekleşen ilk devrim.

Ne ideolojisi, ne hedefi, ne gerçekleşme biçimi 1789 Fransız Devrimi'ne de, 1917 Sovyet Devrimi'ne de benzemiyor. Ancak, yarattığı uluslararası sarsıntı ve yolaçacağı şimdiden sezilebilen gelişmeler, İran İslâm Devrimi’nin de tıpkı 1789-Fransız Devrimi ve 1917 Sovyet Devrimi gibi çağ yaratan büyük tarihsel dönüşümlerden biri olduğunu daha bugünden belli ediyor.

Iran Islâm Devrimi, Islâmiyetin ortaya çıkışından tam 15 yüzyıl sonra gerçekleşmiş bulunmasıyla ve Batı kökenli herhangi bir ideolojinin en küçük bir etkisini duymadan meydana gelen tek dev dönüşüm olmasıyla da çarpıcı bir özellik kazanıyor.

Devrimin başlangıcından zaferine dek izlediği yol da tarihte eşine raslanmayan bir örnek. İran'ın en büyük iki gazetesinden biri olan İttilaat’da 7 Ocak 1978 tarihinde ülkenin saygın din adamlarından Ayetullah Ruhullah Humeynî’ye dil uzatan bir makale yayınlanıyor. Ayetullah Ruhullah Humeynî, ülkenin en büyük beş din otoritesinden biri. Ayrıca, 1963 yılındaki ayaklanmanın önderi. Bu nedenle 14 yıldır sürgünde, Şülerin kutsal bildiği, Hz. Ali’nin kabrinin bulunduğu Irak’ın Necef kentinde yaşıyor.

İttilaat’ta yayınlanan makalede Humeynî’nin adından söz edilmiyor. Ancak, makalenin hedefinin Ayetullah Humeynî olduğunu dikkatli gözler anlayabiliyor. Makalenin yayınlanmasından iki ay önce büyük oğlu Ayetullah Mustafa Humeynî, Irak'ta garip koşullar altında ölmüş. İran’da, Mustafa Humeynî'nin Şah’ın gizli polis örgütü SAVAK tarafından zehirlenerek öldürüldüğü kanısı egemen. İttilaat’ta, sürgündeki yaralı önderi hedef alan makale yayınlanınca, ülkenin dinî merkezi Kum kentinde protesto gösterileri patlak veriyor. Askeri birlikler göstericilere ateş açıyor ve göstericilerden çok kişi, bu arada bazı, din adamları yaşamlarını yitiriyorlar.

Tebriz Ayaklanması

Bu olayla birlikte, 2500 yıllık monarşinin yıkılması ve İslâm Devrimi'nin zaferi ile sonuçlanacak olaylar zinciri başlıyor. İslâm geleneklerine göre, Kum’da ölenlerin anısına ölümlerinin 40. gününde İran’ın çeşitli kentlerinde anma toplantıları düzenleniyor. Nüfusunun neredeyse tümü Türk olan. Doğu Azerbeycan eyâletinin merkezi ülkenin dördüncü büyük kenti, Tebriz’deki toplantı polisin dinî önderlere hakaret etmesi sonucunda büyük bir ayaklanmaya ve kanlı çatışmalara dönüşüyor. Ardında, yüzlerce ölü bırakan Tebriz ayaklanması, İran İslâm Devrimi’nin de dönemeç noktası oluyor.

.....




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues