ÖNSÖZ
Elinizdeki kitap, Susurluk hakkında yazılanların sadece bir tanesi.
Susurluk olayı medyaya takım oyununu yeniden hatırlattı.
Bu kitabın yazarı, basın ve TV habercilerinin yarattığı veri tabanına katkıda bulundu, tamamen açık kaynaklardan yararlanarak Susurluk denklemini çözmeye çalıştı. Domino oyunundaki taşlar gibi birden fazla irtibat noktası olan Susurluk kahramanlarının ilişki ağı sadece kamuoyunu değil habercileri bile bunalttı. Çoğumuz Susurluk’un isim ve suç sicili labirentinde kayboldu.
O yüzden kitabın hemen girişine geniş bir özet bölümü konuldu. Detay ve dokümanların yer aldığı bölümlerin sonuna da tartışma notları eklendi.
Susurluk’la ilgili olarak koyduğumuz çerçevede mutlaka eksikler vardır. Ama baştan söyleyelim, Güneydoğu bağlantısı ayrı bir kitap olarak planlandı.
Bu kitap için beni yüreklendiren gazeteci eşim Oya Berberoğlu’na, bilgi ve belge desteği nedeniyle Hürriyet Ankara Temsilcisi arkadaşım Sedat Ergin ve Büro’daki dostlara, bu karanlık dünyada rehberliği için gazeteci Ünal İnanç’a teşekkürü borç bilirim.
Kitaptaki hatalar doğaldır ki sadece bana aittir. Ama onlar olmasa bu kitap yazılamazdı.
Yeşilyurt - İstanbul 1997 Temmuz Enis Berberoğlu
Her Sabah Yeniden...
Türkiye o kadar uzun süredir, olağanüstü hal koşullarında' yaşıyor ki, adi suçlara karşı duyarsız olduk. Kısaca “Mafya” diye andığımız organize suç dünyasının en az PKK, DHKP-C veya İBDA-C kadar sistemi tehdit ettiğini unuttuk. Mafya ve terör örgütleri arasında doğal ittifaka 12 Eylül 1980 öncesinde tanık olmamıza rağmen, toplumsal hafızayı çoğunluğu oluşturan genç nüfusa aktaramadık. Her sabah dünyayı ve Türkiye’yi yeniden keşfetmeye, anlamaya çalışmamız belki de bu yüzdendir...
Mesela hukukun yüz karası faili meçhul cinayetleri düşünün. Türkiye genelinde son dokuz yılda jandarma ve polis sorumluluk sahasında 1490’ı terör, 3 bin 709’u adi olmak üzere toplam 5 bin 199 faili meçhul cinayet işlendi.
Çiller Ailesi’nin İçişleri Bakanı Meral Akşener, 1997 Mart ayında CHP İzmir Milletvekili Sabrı Ergül’ün yazılı soru önergesini yanıtlarken, jandarma sorumluluk sahasında, Olağanüstü Hal Bölgesi’nde, 621 terör, 288 adi, mücavir illerde 203 terör, 67 adi, diğer illerde de 199 terör, 999 adi olmak üzere Türkiye genelinde 2 bin 377 faili meçhul cinayet olayı meydana geldiğini belirtti. Akşener, bu cinayetlerden 1023’ünün terör, 1354’ünün ise adi olay olduğunu kaydetti.
Akşener, 1987-1996 yılları arasında polis sorumluluk sahasında ise, OHAL bölgesinde 294’ü terör, 516’sı adi, mücavir illerde 58’i terör, 51’i adi, diğer illerde de 115’i terör, 1788’i adi olmak üzere Türkiye genelinde toplam 2822 faili meçhul cinayet meydana geldiğini bildirdi.
Akşener, polis sahasındaki faili meçhul cinayetlerin 476’sının terör, 2 bin 355’inin adi olay olduğunu söyledi.
Yani nereden baksanız, Türkiye’de adi suç kapsamındaki faili meçhul sayısı, politik amaçlı yıldırma eylemlerini katlıyor. Güneydoğu’daki faili meçhulleri çözmek istemeyen devlet, diğer cinayet, gasp, hırsızlık, darp gibi olayların faillerini bulmakta yetersiz, aciz kalıyor.
Bu yüzden faili meçhul olayların yer aldığı raflara her yıl 6.000 dosya ekleniyor. Bu dosyalardan 13 bin 655’i DGM’lerde, 363 bin 45’i normal adliyelerde belki aydınlatılır umuduyda sıra bekliyor. Kaydın hiçbir türünü sevmeyen necip Türk milleti, ülkesinin kaçaklar cennetine dönüştüğünün farkında bile değil. Arada Abdullah Çatlı gibi ünlüler olmasa kaçak suçlular kimsenin dikkati çekmeyecek.
Oysa Türkiye’de 1997 Ağustos ayı itibariyle 321 bin 443 sanık kaçak dolaşıyor. Sizin-benim gibi işe gidiyor, evleniyor, eğleniyor.
Susurluk’ta kaza sonucu ortaya çıkarılan çete herkesin tüyünü ürpertiyor. Ama büyük kentlerde sokağa park ettiği otomobili için değnekçiye para ödemek (aksi halde dayak yemek) nedense Cumhuriyet vatandaşlarının pek ağrına gitmiyor... Çünkü bu vakada otomobili ve şahsi sağlığı tehdit eden Susurluk Çetesi değil sadece otopark mafyası. Yani o kadar tehlikeli değil.
..... |