La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Yezidi Sözlü Kültürü


Auteur :
Éditeur : Avesta Date & Lieu : 2007, İstanbul
Préface : Pages : 502
Traduction : ISBN : 978-9944-382-21-2
Langue : TurcFormat : 135x215 mm
Code FIKP : Liv. Tur. All. Yez. N° 1438Thème : Religion

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Yezidi Sözlü Kültürü

Yezidi Sözlü Kültürü

Christine Allison

Avesta

Kürt ulus inşasına dair çalışmaların gelişmekte olduğu bir dönemde, bu kitap, Kürt sözlü geleneklerini sosyal bağlamlarıyla birlikte ele alan ve geniş bir Kürt topluluğu açısından anlamını açıklayan ilk eserdir. Yezidilere kendilerini kendi kelimeleriyle ifade etme fırsatı veren Batılı ilk akademik çalışmadır. Kürt toplumunda yaygın olan Dervveşe 'Evdî, Dawûde Dawûd, Ferîq Paşa, Xerabo gibi eski zaman anlatılarının varyantlarının Kürtçe orijinalleri ve Türkçe çevirisiyle birlikte yer aldığı kitaptaki sozlu geleneklerin birçoğu daha önce hiç yayımlanmamışlar ve belki de bir sonraki on yıl içinde kaybolacaktır.


Christene Allison - University of London, SOAS, Yakın ve Orta Doğu Bolümünde British Academy Postdoctoral Fellowship aldı; şimdi Paris’te İnstitut National des Langues et Civilisations’da Kürtçe dersleri vermektedir.



ÖNSÖZ

Bu kitap, Kürdistan’m yanlış anlaşılmış dini azınlığı Yezidilerin sözlü gelenek alanını yabancılarca anlaşılabilir şekilde "ha-ritalandırma" çalışmasıdır. Bu sözlü geleneğin belli başlı alanlarını ve özelliklerini belirlemek ve bir diğeriyle olan ilişkilerini kaydetmeye çalışmaktadır. Harita çıkarma girişimlerinin çoğu gibi, bu çalışma alanının akademisyenlerce daha bilinir olmasıyla çalışmadaki pek çok görüş ve varılan sonuçların tartışılır olması pekâlâ mümkündür. Ne var ki ilk adımın atılması gerekiyordu. Şimdiye kadar akademik ilgi öncelikle Yezidi dinine ilişkin gelenekler üzerine yoğunlaştı. Seküler materyallerin çoğu şimdiye kadar Kürtçe yayımlandı ve Avrupa dillerine çevirilerin yapıldığı yerlerde bile Yezidiler açısından geleneklerin anlamları incelenmedi. Bunlar elbette akademik çalışma açısından miadını doldurmuşlar; Yezidilerin ve genelde de Kürtlerin sözlü gelenekleri, sadece büyük bir çeşitlilik arz etmekle kalmayıp aynı zamanda duygusal tınısı da hayli güçlü olan tüm bir ‘folklor’ alanının bir parçasını oluşturuyorlar. Genç ve şehirli Kürtlerin kimlik söylemleri dahi bundan yararlanıyorlar. Sözlü kültür imgeleri popüler şarkılarda, politik söylevlerde, resimlerde ve romanlarda yer alıp Kürt ulus-inşa-cıları tarafından büyük bir heyecanla kullanılıyorlar. Yezidiler Kürt kültürel sürecinin bir parçası olmakla beraber kendilerine özgü kaygıları mevcut.

Yezidi ve diğer Kürtlerin sözlü kültürlerini inceleme süreci için kartografi benzetmesini kullanmak gereksiz bir metafor değildir. Çünkü geçmişlerini sözlü olarak hatırlayan halkların birçoğu için ülke topografyası ve insanların anlatıları arasında yakın bir ilişki sözkonusudur. Kürt tarihinin önemli bir kısmı ve özellikle neredeyse tüm Yezidi tarihinin aktarımında sözlü kültür bir araçtır. Bu kültür aracılığıyla anımsanan olaylar anayurttaki ayrıntılı mekânlarla çok yakından ilişkilidir. Kürt söylemlerinde ülkenin anımsanması süreci, hem geleneksel ‘tarihi’ hem de daha çok ‘efsanevi’ olaylarıyla beraber oranın tarihini de anımsatır aynı zamanda. Özellikle de, tüm yaşam biçimleri din, geçmiş ve gelecekle iç içe geçmiş Yezidiler açısından olaylar birbirleri ve çevreleriyle çok yakından bağlantılıdır. Mekânların sadece geçmiş olaylarla ilişkisi olmayıp aynı zamanda kuvvetli dini anlamlarla da aşılanmış olabilirler. Tarih, özellikle de dinsel tarih mevcut sosyal yapılarda anlam kazanırlar; Yezidi kimliği dinsel saflık ve diğer gruplardan farklılık bağlamında ifade edilir. Kürtçe sözlü kültür araştırmalarının bunca erken bir safhasında iken, bu kitap Yezidi sözlü kültürünün dinsel boyutlarını ayrıntılı bir şekilde gözler önüne serme cüretinde bulunmayacak ancak dünyevi sözel kültürün en yaygın türlerinden bir kısmı üzerinde duracak, Yezidi söylemi bağlamı içine oturtacak ve yirminci yüzyılın sonlarında İrak Kürdistanı’ndaki Yezidi yaşamı içindeki yerlerini gözö-nünde bulunduracaktır.

Bazı sözlü gelenekleri kendim derleyip daha önce yayımlanmış görece çok az örnekle karşılaştırarak Kuzey Irak ile Avrupa’daki birçok Yezidiye genelde ve özel olarak da belli örnekleri sözlü geleneğin anlamını ve önemini sorarak, Yezidilerin sözlü geleneklerine atfettikleri en.önemli yorumların bir kısmını kavramaya çalıştım. Her ne kadar bir takım etkenler zorlaştırsa da bazı Oryantalistlerin geçmişte yapmaya bayıldıkları gibi bireysel Yezidi seslerini sınırlamanın önüne geçmeye çalıştım. Batıklarla işbirligin zaman zaman tepkilere yol açabileceği Irak’ın hızla alevlenen siyasi ortamı gözönünde bulundurularak hâlâ burada yaşamakta olan tanıdıklar ve dostlar bu kitapta isimsiz kalacaklar. Hatta şu anda Irak dışında yaşayan İraklılar açısından da en doğrusunun isimlerin ihtiyatlı kullanımı olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle, ‘Bay H.’ gibi kısaltmalar kullanarak biraz şahsi kimlik ve güvenirlilik duygusu vermeye çalışsam da zaman zaman ‘mülakatçılar’a başvurdum. Okuyucu böylece bu şahısların her biri tarafından sunulan yardıma dair bir fikir edinebilecek ve umarım bazılarının vakitlerinin ve de sabırlarının önemli bir kısmını verdikleri anlaşılacaktır. Bu kitabın, doğuştan o dili konuşmayan, Batılı akademik terimler içinde düşünmeye şartlanmış, çok karmaşık olan iletişim kalıplarını anlamaya ta ilk başından başlamak zorunda kalmış dışarıdan biri tarafından yazıldığı elbette çokça belli olacaktır.

İçinde Yezidi sözlü geleneklerinin analiz edilip tartışılabileceği bir çerçeve kurmaya çabalarken, dışardan biri için kolayca anlaşılabilir olmaktan uzak olan savaş, aşk ve ölümden oluşan üç ana temanın Yezidi icracıların kendileri tarafından da söyledikleri lirik şarkıları kategorize etmek için kullanıldıklarını keşfettim. Bu kitabın özünü bu üç temanın ele alınış tarzının analizi oluşturmaktadır. Öte yandan, günlük yaşamın tasviri ve bağlamı anlaşılmaksızın tematik analiz yetersiz kalırdı. Bunun üzerine bir dizi tanıtıcı bölümler de hasıl oldu; Birinci Bölüm mevcut çalışmayı Kürt ‘folklor’, sözlü ve yazılı kültür araştırmalarının akademik bağlamı içine oturtuyor.
İkinci Bölüm Yezidi kimliğinin bir takım önemli boyutlarını da içeren Kuzey Irak Yezidi topluluğunun çalışma alanının ortamını tasvir ediyor. Üçüncü Bölüm, sözlü geleneklerin belli başlı genel ve tarihsel çerçevelerinin gözden geçirilmesini içeriyor. Dördüncü, Beşinci ve Altıncı Bölümlerde bir dizi Kürtçe metin ve çevirileri üzerinde duruldu; bunlardan bir kısmı oldukça uzunlar ve eğer ana metnin içinde yer alsalardı tartışmayı kesintiye uğratacaklardı. Bunun yerine, hiç kuşkusuz ‘kaybolma’ riskine maruz kalmaya yol açsa da ya da okuyucu devamlı metin ile tartışma arasında gidip geliyor olacak olmasına rağmen tamamını hep birlikte sona yerleştirmeyi uygun gördüm. Tartışmanın takip edilmesi açısından tartışma bölümleri boyunca metinlerden çokça alıntı yaparak bu sıkıntıyı en aza indirmeye gayret ettim, ancak şayet her biri tartışma başlamadan önce kitabın ana kısmında özetlenen noktada okunursa okuyucu bu derlemelerin çok daha yoğun etkisinde kalacaktır. Yedinci Bölüm, önceki bölümlerde varılan bir takım sonuçları bir araya getirip içerdikleri anlamlar üzerinde duruyor.

Gerçek anlamıyla birçoklarınca kabul görmeyen ‘Irak Kür-distanı’ terimini kullandım; ne var ki buna rağmen ve Kürdis-tan topraklarının gerçek sınırlarının tartışmalı olmasına rağmen bence bu hâlâ, modern Irak devletinin baskın bir şekilde Kürtlerce meskûn bu parçasına gönderme yapmak için kullanılabilecek en anlaşılabilir terim gibi görünüyor. Geleneksel anlamıyla Irak Kürdistanı, Kuzey Kürtçe lehçesi Kurmancinin (Yezidilerin dili) konuşulduğu Büyük Zap nehrinin kuzey-ba-tısında yer alan Behdinan ve diğer büyük lehçe Soranicenin konuşulduğu güneydeki Soran bölgelerini kapsıyor. Irak Kür-distanı’nın büyük bir kısmının Kürt kontrolüne geçtiği 1991 yılından beri sözkonusu terim Kürt yönetimi (modern Duhok, Erbil ve Süleymaniye valilikleri) altında kalan bölgeyi ifade etmek için kullanılıyor; ancak bu ‘Kürt özerk bölgesi’ ya da ‘Kürt bölgesi’ Irak Kürdistanı’nın gerçek sınırlarından daha küçük bir bölgeye tekabül ediyor. Bu bölge, batıda Peş Habur’dan başlayıp doğuda İran sınırına dek uzanan Müttefik ordularınca oluşturulan sözümona ‘güvenli bölgelerin’ ötesine uzanıp sınırları ‘Saddam Gölü’, Fayde (Duhok yakınları), güneyde Ba'edre, ‘Eyn Sıfni’nin kuzeyi, Akre’nin batısı, Kelek Köprüsünün güneyi (Erbil’in ğüney-batısı) ve Çemçemal’in batısındaki bir çizgiyi takip eder; böylece Duhok, Erbil, Süleymaniye ve Halepçe gibi büyük kentleri içine alıyor. Tamamı değilse de, Kuzey Irak’taki büyük Yezidi yerleşimlerinin bir kısmını kapsar. Kürt ve Irak hükümetince kontrol edilen bölgeler arasındaki sınır Yezidi Şeyxan bölgesinden geçer.

Kürtçe, Irak ve İran’da genelde Arap harfleriyle ve eski Sov-yetler Birliği’nde de çoğunlukla Kiril alfabesiyle yazılıyor. Bu araştırmadaki metinlerde kullanılan transkripsiyon sisteminde geniş ölçüde Bedirxan tarafından Kurmanci için geliştirilen şema takip edildi. Bu sistem başka yerlerde epey açıklandığı için burada tekrar ayrıntılı bir şekilde açıklamak gereksiz olacaktı. Harfler, aşağıdaki istisnalar dışında BK (Birleşik Krallık) İngilizcesinde olduğu gibi telaffuz ediliyor: a farmer kelimesinde olduğu gibi uzun, c jelly de, e İngilizcede cat kelimesin-dekine benzer şekilde (Behdinan’da) gibi kısa, e Fransızca me-re, i Türkçedeki ı ya da İngilizcedeki fish, î feel de, j pleasure de olduğu gibi okunur, q Arapçadaki gibi, r Italyancadaki gibi sert bir şekilde yuvarlanır, ş ship, û fool, x de loch’daki gibi okunur. Irak Kürtlerinde h (Haşan isminde olduğu gibi), (‘ayn, hemze) ve x (gayn) gibi harfler Arapça telaffuza göre çıkarılır. Kelime sonlarındaki î ile e ve e ile a arasındaki farkı Behdinan Kurmancisinde duymak çok zordur. Kürt yazarlarca genellikle çifte sesli harf kullanılmaz ve burada bu kurala uyuldu.

Metinler, transkript sistemlerindeki hafif farklılıklarla beraber değişik kaynaklardan alındı; ortak bir uyum uğruna bazı metinlerde belli seslerin transkribinde ufak değişiklikler yapıldı. Ancak yine de transkribini kendim yaptığım metinlerde konuşmacının telaffuzunu koruyarak söyleniş uygulamasına sadık kalmaya çalıştım; bu nedenle çok kez kullanılan kelimelerde ve kelimelerin ‘standart’ Kürtçe gramerine uyum göstermediği bazı noktalarda küçük uyumsuzluklar görülebilir. Ro-ger Lescot’nun mevcut Fransızca çevirisini temel alan Xerabo aşk şarkısı dışındaki tüm çeviriler bana ait.

Birinci Bölümdeki Kürtçe kelimeler ve özel isimlerde uyumu sağlamak zor. Arapça ve Farsça farklı transkripsiyon kurallarına sahipler ve keza Türkçe de öyle. Kalıplardan sapmak en azından kafa karıştırıcı olacağından Erbil ya da Halepçe gibi çok iyi bilinen belli yer isimleri ve şeyh gibi kelimelerde İngilizcedeki yaygın kalıpları kullandım. Genellikle, aşırı belirteç kullanımından kaçınarak metnin ana gövdesinin rahat okunur olmasına çalıştım. Daha az bilinen Kürtçe isimler için Kürtçe bağlamlarında kullandıklarında mümkün olduğunca İngilizceye yakın bir transkripsiyon sistemi kullandım. Böylece Kürtçe ş için sh, ç için ch, x için kh ve j için zh (İngilizcedeki vision’da olduğu gibi) kullandım. Sesli harfler açısından, uzatma işaretleriyle beraber Kürtçenin yapısı İngilizce konuşanlar için aksi yönde sezgisellik yaratmadığı için bunu benimsedim. Diğer yandan, tamamen Kürtçe transkripsiyonun korunduğu stranbej gibi belli Kürtçe anahtar terimler bulunuyor ki bunlar italik harflerle yazıldı. Kürtçe isimlerde genelde ezafet kullanımının önüne geçtim; diğer yandan bazı şahıslar genellikle de şair veya sözel kültür kahramanlarından, Ehme-de Khanî veya Denveşe ‘Evdi örneğinde olduğu gibi, istisnasız en az iki isimle söz ediliyor ve bu durumlarda bunu korudum. Belli başlı Kürt aşiret ve köy isimleri için, yerel kullanımı daha çok Bekira olan Bekiran örneğinde olduğu gibi standardize Kürtçe kalıpları kullandım. Tur Abdin, Şeyh Adi ve Kurmanci gibi bu kitapta çok bilinen ve yaygın isimler için basit biçimler kullanıldı. Kürt yazarlar veya bana bilgi verenler kendi isimlerini özel bir şekilde transkribe etmeyi seçtikleri durumlarda nezaket gereği onların tercihlerine bağlı kaldım.

Bu kitabın vardığı sonuçların çoğu daha ziyade deneme niteliğindedir; benim çizmiş olduğum ‘harita’nın hâlâ birçok bölümünde, eski haritacıların kullandığı ‘keşfedilmemiş’ (Here be Dragons) ve benzeri işaretler belirgindir. Belirli imgeler ve kavramların içerdikleri anlam ve önem elbette ki daha çok araştırılabilirdi; bu daha geniş bir alana yayılmış sözlü geleneklerin detaylı incelenmesini gerektirecektir. Analiz etmek için seçtiğim görece az olan bu metinler dahi öncelikle yorumlamanın konu-içerigi, imge ve daha kapsamlı örneklerinin bakış açısından değerlendiriliyor. Umarım ileride bu tür çalışmalar yapılacak ve Kürt sözlü gelenek alanı akademisyenler için çok daha aşina olacaktır.


Bîrîncî Kısım

Birinci Bölüm
Yezidi Sözlü Geleneğinin Yorumlanması:
Kurmancide Sözlü Kültür ve Kürdistan’da Alan Çalışması

Giriş

Oryantalistler yüzyıllarca Kürdistan Yezidileri ve onların merak uyandıran dinleriyle büyülendiler. Kökenleri, inançları ve onların daha çok gizli pratiklerine ilişkin çoğu spekülatif olan çok şey yazıldı. Gerek Oryantal gerekse de Batılı akademisyenler olsun veya ‘Kitabi dinlerle’ ilişkilenmeye şartlanmış geçmişteki seyyahlar olsun Yezidilere genellikle, içine onları da yerleştirmek istedikleri kafalarındaki önyargılı dinsel kategoriler şemasına göre tavır takındılar. Yezidilerin verdikleri cevaplar araştırmacıların sorularının güdümünde oldu ve Yezidilere ilişkin olayların veya inançların dökümleri bir araya getirildiğinde bunlar Yezidilerin dünya görüşleri ışığında değil araştırmacıların kendi önyargılarına göre yorumlandı. Son zamanlarda eğitimli genç bir neslin ortaya çıkmasına kadar sadece yabancıların tasvirleri aracılığıyla ikinci el okur kitlesine ulaştılar. Sonuç olarak Yezidiler ‘Kürdistan’ın egzotik ‘şeytana tapan halkı’ şeklinde Ortadoğu’nun hayli yanlış tanınmış gruplarından biri oldu.

.....




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues