La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Uluslararası Selâhaddin-İ Eyyubî Sempozyumu


Auteur :
Éditeur : Compte d'auteur Date & Lieu : 1996, Diyarbakır
Préface : Pages : 286
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 160x230 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Diy. Ulu. N° 4522Thème : Histoire

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Uluslararası Selâhaddin-İ Eyyubî Sempozyumu

Uluslararası Selâhaddin-İ Eyyubî Sempozyumu

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi


Compte d’auteur


Avrupa ilk defa. Haçlı Savaşları sırasında kan dökerek izlediği güzergah üzerinde büyük idari kurumlar; iyi işleyen siyasi yapılar; gelişmiş ve özgürce süren bir düşünce hayatı; görkemli sanat eserleri; yaygın bir eğitim faaliyeti; sosyal, iktisadi canlılık, kısaca gözalıcı bir medeniyetle tanıştı. Avrupa bu tanışma ve karşılaşmanın verimli meyvesini sonradan devşirecekti. Nitekim İspanya (Endülüs) ve Sicilya'da başlayan büyük tercüme faaliyeti cehalet, dini baskı ve yoksulluk içinde yüzen Avrupa'nın bir yandan Yunan felsefesi, öte yandan İslami ilimlerle tanışmasına ve buradan yepyeni bir sentez çıkarmasına yardımcı oldu. Daha insaflı Batılı bilim adamları ve oryantalistlerin de itiraf ettiği gibi, önceleri Kuzey İtalya'da başlayan Rönesans hareketinin gerisinde İslam dünyasından devşirilen bu zengin mirasın çok önemli etkileri vardır.
900. yıl dönümünde Haçlı Savaşları'nın genel bir değerlendirmesini yapmanın sadece bize değil, Avrupa'ya da bir faydası vardır. Çünkü insanlar gibi toplumlar da kendi tarihleriyle yüzleştirkleri zaman hem bugün hem gelecek için daha sağlıklı kararlar alabilirler. İşte Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olarak, bundan yüzyıllarca önce bölgemizde cereyan eden ve etkileri tarih boyunca devam eden Haçlı Savaşları'yla ilgili uluslararası bir sempozyum düzenlememizin böyle bir sebebi var.



SUNUŞ

Bundan 900 sene önce Avrupa’nın doğu alemine karşı başlattığı Haçlı Savaşları’nın bıraktığı izler hala tam olarak silinmiş değil. Bu savaşlarda barış ve karşılıklı işbirliği içinde yaşaması gereken dinler arasına husumetler girdi, yüzbinlerce insan hayatını kaybetti. Medeniyetin zirvesinde büyük bir ihtişam içinde yaşayan İslam dünyası, bir türlü ardı arkası kesilmeyen Haçlı saldırılarını göğüslemekte zaaf göstermedi, ama büyük yaralar da aldı.

Avrupa ilk defa, Haçlı Savaşları sırasında kan dökerek İzlediği güzergah üzerinde büyük idari kurumlar; iyi işleyen siyasi yapılar; gelişmiş ve özgürce süren bir düşünce hayati; görkemli sanat eserleri; yaygın bir eğitim faaliyeti; sosyal, iktisadi canlılık, kısaca gözalıcı bir medeniyetle tanıştı. Avrupa bu tanışma ve karşılaşmanın verimli meyvesini sonradan devşirecekti. Nitekim İspanya (Endülüs) ve Sicilya’da başlayan büyük tercüme faaliyeti cehalet, dini baskı ve yoksulluk içinde yüzen Avrupa’nın bir yandan Yunan felsefesi, öte yandan İslami ilimlerle tanışmasına ve buradan yepyeni bir sentez çıkarmasına yardımcı oldu. Daha insaflı Batılı bilim adanıları ve oryantalistlerin de itiraf ettiği gibi, önceleri Kuzey İtalya’da başlayan Rönesans hareketinin gerisinde İslam dünyasından devşirilen bu zengin mirasın çok önemli etkileri vardır.

Haçlı Savaşları dendiğinde hemen akla Kudüs ve Selaheddin Eyyubi gelir. Şüphesiz bu tesadüfi değildir. Kudüs, İslam tarihinde Mekke ve Medine’den sonra üç kutsal şehirden biridir ve Müslümanların ilk kıblesidir. Haçlı Savaşlarıyla işgal edildiğinde onun tarihi ve dini kimliği yok edilmek istenmiş, farklı dinlere mensup cemaatler ya öldürülme ya da sürülme tehdidiyle yüzyüze gelmişlerdi. Selaheddin Eyyubi, Kudüs’ü tekrar, fetheden ve bütün dinlere bu kutsal şehirde yaşama imkanı tanıyan büyük bir komutandır. Selaheddin Eyyubi’nin askeri dehası ve devlet adamlığı alanındaki yetenekleri bir yana, onun alim vasfı da önemlidir. O hem ilimlerle uğraşır, hem ilim adamlarını korurdu. Onun zamanında ve onun adına inşa edilen camiler, kaleler ve diğer eserler günümüze kadar varlıklarını sürdürmektedir.

900. yıl dönümünde Haçlı Savaşlan’nın genel bir değerlendirmesini yapmanın sadece bize değil, Avrupa’ya da bir faydası vardır. Çünkü insanlar gibi toplumlar da kendi tarihleriyle yüzleştirkleri zaman hem bugün hem gelecek için daha sağlıklı kararlar alabilirler. İşte Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olarak, bundan yüzyıllarca önce bölgemizde cereyan eden ve etkileri tarih boyunca devam eden Haçlı Savaşlan’yla ilgili uluslararası bir sempozyum düzenlememizin böyle bir sebebi var. Bu vesileyle yurt dışından ve yurt içinden “900. Yıldönümünde Haçlı Savaşları ve Selaheddin Ey-yubi” sempozyumuna katılan değerli bilim adamları ve araştırmacılara teşekkürü borç bilirim.

Doç. Dr. Ahmet Bilgin
Diyarbakır Büşükşebir Belediye Başkanı



Protokol
Konuşmaları

Necati Bilican*

Sayın Bakanım, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız, Sayın büyüklerimiz, bilim adamlarımız, ilim adamlarımız, gerek yurt içinden çeşitli Üniversitelerden gelen, gerekse Avrupa’dan Asya’ya kadar büyük bir alanı kucaklayan gelen değerli bilim adamları, çok aziz dinleyiciler, Diyarbakır-lılar, aziz konuklar, değerli basın mensupları! Ben de böyle anlamlı bir toplantıda Büyükşehir Belediye Başkanımızın ve arkadaşlarının hazırlayıp topluma sunduğu böyle bir toplantıda sizlerle birlikte olmaktan bu bilim adamlarımızı, değerli varlıklarımızı dünya için söylüyorum, çünkü milliyeti ne olursa olsun bilime hizmet etmiş olan insanın değeri bütün insanlık için çok üstündür. Çok önemlidir. Her bulundukları yerde de o insanlann büyük hürmet görmesi gerekir. Türkiye’miz de, milletimiz de, Türk milleti de sizleri böyle karşılıyor, böyle selamlıyor, ben de aynı duygular içersinde, sayın bakanım başta olmak üzere ki kişiliğine, devlet-millet anlayışına büyük saygı duyduğum çok üstün nitelikli bir insandır. Burada bizlerle beraber olduğu için de büyük mutluluk duyuyorum. Hoş geldiniz dileğiyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Burada önemli tartışmalar yapacaksınız. Bunu biliyorum. Bunun çok güzel bir tarafı da, insanlık için faydalı bir tarafı da olgunlaşmış meyveyi düşünün. İnsan o olgunlaşmış meyveyi tabakta hazır bulup da yediğinde büyük bir haz alır. Ama o meyvenin olgunlaşması için büyük bir zamanın geçmesi gerekir. Emeğin esası vardır o işte. Bilim adamı ömrünü bir alana veriyor. İnsanlık için lüzumlu olan bir alana veriyor. Bir eser vücuda getiriyor. Kitabıyla, bildirisiyle konuşmalarıyla topluma sunuyor. Toplum onu alıyor. Hazır bir şekilde alıyor. Belki de bir kitabından bir yılı yaşamış, beş yıllık bir dönemi yaşamış oluyor. Bir anda elde etmiş oluyor. Bir kaç kitabını bildirilerde okumakla bir insanın ömrünü paylaşıyor. Yani bilim adamı bir ömrünü bir anda kendisine ilgi duyan, kulak veren insanlara sunmuş ...

(*) Türkiye, Bölge Valisi




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues