La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Zargotina Kurda: Dilok, Sêxiştî, Heyranok - 8


Auteurs : |
Éditeur : Înstîtûta kurdzanîyê Date & Lieu : , Wien
Préface : MultimediaPages : 744
Traduction : ISBN : 3-902185-57-0
Langue : Allemand, Kurde, TurcFormat : 165x245 mm
Code FIKP : Liv. Kur. Kl. Ale. Cel. Zar. N° 2476Thème : Littérature

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Zargotina Kurda: Dilok, Sêxiştî, Heyranok - 8


Zargotina Kurda: Dilok, Sêxiştî, Heyranok

Ordîxanê Celîl
Celîlê Celîl

Înstîtûta Kurdzanîyê

Xorasan diyaspora kurdaye here mezin û here kevne. Dîroka wê ji sedsalîyên berî zayînê despê dibe, ji dema împêratorîya Mêda. Lêkolînên bingehî ser dîroka kurdên Xorasanê tunene, lê belê, bêşike, wekî Xorasan hên ji dema partevyan û sasanîyan kurdnêşîn bûye. Çavkanîya here giring bona vê gotinê ew Şah-nama Fîrdûsîye.
Fîrdûsî li Xorasanê, li bajarê Tûsê ji dayka xwe bûye û jîyana xwe li wêderê derbaz kirye. Temena nivîsandina Şah-namê hezar salî zêdetire. Hilbestvanê nav û deng di nivîsa xweda, gava navê Rostemê kurê Zal hiltîne, gele cîyan ji wîra divê Rostemê kurd. Di êposa Şah-namê'da navê kurd gele cîya rast pê tê. Hên zêde, hilbestvan hêja dîtye di nivîsa xweda ser dîroka pêşdahatina gelê kurd, ser dîroka qiralê xunxur Ajdahak û Kaweyê asenger bi taybetî bisekine. Evana delîlên bêşikin, ku Fîrdûsî li Tûsa Xorasanê kurda ji nêzîkayê naskirye û hilwesta wî ser wana gelekî erênî bûye.
.....



ZARGOTINA KURDA

Bazil Nikitin (1885-1960), Vladimir Minorskiy (1877-1966) gibi Rus araştırmacılar, Kürdlerle, Kürdistan'la ilgili yazılarında, kitaplarında, Kürdlerde sözlü edebiyatın çok zengin oldugunu dile getirdiler. Bazil Nikitin, Kürtler, Sosyolojik ve Tarihsel inceleme kitabında, sözlü edebiyatın, Kürd halk edebiyatının zenginligini, küçük bazı örneklerle¹ anlatır. Bazil Nikitin'in araştırmacılığı yanında diplomat oldugu da bilinmektedir. Bazil Nikitin Birinci Dünya Savaşı yıllarında, Çarlık Rusyası'nın Tebriz Başkonsolosu'ydu.

Kürdlerle ilgili çalışmalar yapan araştırmacılar, sözlü edebiyat ürünlerinin bir an ewel toplanmasını, kaydedilmesini de salık vermişlerdir. Böyle bir dileğin, isteğin, aşagı yukarı yüz yıl önceden ısrarla dile getirilmesi dikkat çekicidir.

Sözlü edebiyat, halk edebiyatı toplumun ortak degerlerini yansıtır. Kürd halk edebiyatının, sözlü edebiyatın ürünlerinde, toplumun, kişilerin hayat tecrübeleri, deneyimleri dile getirilir. Ortak acılar, sevinçler söz konusu edilir. Bunlar nesilden nesile sözlü edebiyat ürünleriyle aktarılır. Bu hayat tecrübelerinde, deneyimlerde, gençlere verilen nasihatler de vardır, beddualar da vardır, herhangi bir işte, örneğin tandır başında ekmek yaparken, veya tarlada, harmanda, çahşırken, derede, çeşmede, çamaşır yıkarken söylenen stranlar, klamlar, uzun kış gecelerinde anlatılan uzun hikayeler, masallar da vardır. Bilmeceler, atasözleri vs. de vardır. Günlük yaşamda gerçekleşen sıradan olaylar, çok daha önemli, büyük olaylar, sözlü edebiyat ürünleriyle ete kemiğe bürünür.

Sözlü edebiyat ürünlerinin önemli bir kısmı genel olarak gezgin dengbêj ve anlatıcılar tarafından icra edilir. Bu gezici dengbêj ve anlatıcılar bölgeden bölgeye dolaştıkları için, çeşitli bölgelerde olup bitenleri öbür bölgelere de aktarırlar. Böylece gezici anlatıcılar sayesinde bölgeler, şehirler, aşiretler, köyler birbirlerinden haberdar olur.

Dengbêjler, geleneksel Kürd toplumunun ortak hafızasıdır, vicdanıdır. Dengbêjlerin bazı anlatımlarında mübalaga bulunabilir, ama, olayı, oldugu günlerde zihinlerine kaydeden, bunu çevresine aktaran da dengbêjlerdir. Aşiretler arasındaki herhangi bir gencin yiğitliğini, kahramanlığını, dengbêjler zihinlerine kaydeder ve etrafa anlatır. Dengbêjler bu yönüyle toplumsal hayatta gerekli olan bilgiyi toplayan, dağıtan, aktaran kurumlar olmaktadir. Bazı dengbêjler, sanatlarını icra ederken, def, kaval gibi çalgılar kullansa da dengbêjlerin çoğu herhangi bir çalgi aleti kullanmadan, gırtlak gücüne dayanarak şarkılarını söylerlerdi. Dengbêjler bu yönüyle sözlü tarihin de aktarımcısıdır.

Yazının gelişmedigi göçebe toplumlarda, sözlü edebiyat ürünlerinin önemi büyüktür. Kürd toplumunda da böyledir. Zaten, sözlü edebiyat ürünleri bu tür toplumlarda kendilerini üretirler. Belirli aşamadan sonra yazıyla tanışan Kürdler ise, yogun ve yaygın asimilasyon politikalarından, uygulamalarından, Kürdçe’nin, Kürd kültürünün yasaklanmasından dolayı dil olarak, Arap, Fars ve Türk dilleriyle, yazı olarak Arap, Fars ve Türk yazılarıyla karşılaştılar. Dengbêjlik, dengbêjlerin Kürdçe yi katiksiz bir şekilde kullanmasi, sanatini Kürdçe'yle devam ettirmesi asimilasyona karşı önemli bir direnç noktası olmuştur. Dengbêjlik bu bakımdan da çok önemli bir toplumsal kurumdur.

Sözlü edebiyatın ürünleri, destanlar, masallar, hikayeler, atasözleri, maniler, tekerlemeler, ninniler, stranlar, klamlar, yas şarkıları vs. dir. Bunlar ulusun sesidir, ortak hafızasıdır. Kürd dilini, nesilden nesile aktaran Kürd toplumunun bu ortak hafızasıdır.

Rus uzmanlar, yanında Alman, İtalyan, İngiliz, Fransiz, Amerikan uzmanlar da Kürd sözlü edebiyat ürünlerinin, Kürd folklorunun toplanmasında rol oynamışlardır. Ama, Kürd sözlü edebiyat ürünlerinin toplanmasında, esas çaba, belirleyici ve yönlendirici çaba, degerli araştırmacı Casimê Celîl'i (1908-1998) akla getirir. Casimê Celîl'in ve çocukları Ordixanê Celîl (1932-2007) Celîlê Celîl (d. 1936) Cemîla Celîl (d. 1940) Zîna Celîl (d. 1947)'in bu konudaki rolleri çok büyüktür. Zeri İnanç'ın hazırladığı, Erivan Radyosu'nda Kürt Sesi² çalışması ile Metin Yüksel'in hazırladığı Kurdolojî û Malbata Celîlan³ (2014, Avesta, Istanbul) bu konuda çok önemli bilgiler vermektedir. Bu çalışmalarda, Ordixanê Celîl'in, Celîle Celîl'in, Cemîla Celîl'in, Zîna Celîl'in gayretleri çok açık bir şekilde görülmektedir.

Zargotina Kurda, Kürd halk edebiyati ürünlerini, sözlü kültürü bir araya getirip sunan çok degerli bir çalışmadır. Kürd toplumunun ortak hafızası bu çalışmada kendini ortaya koymaktadir.
Kürd sözlü edebiyatının bu ürünlerinin toplanması sürecinde, Kürdistan'ın her tarafında, Güney Kürdistan'da, Güneybatı Kürdistan'da, Dogu Kürdistan'da, Kuzey Kürdistan'da, Kafkaslar'daki Kürdistan'da, yogun geziler yapılmıştır. Bazı alanlarda köy köy dolaşılmıştır. Sesler, şarkılar, anlatılar, özenli bir çalışmayla kaydedilmiştir. Burada başta Celîle Celîl olmak üzere, Celîller ailesinin bütün üyelerinin yogun emegi vardır.

25-26 eilt olarak tasarlanan bu çalışmanın bugüne kadar 5 cildi (1, 2, 3, 9 ve 10. ciltler) yayımlanmıştır. Diger ciltler de yayıma hazırdır. Her biri büyük boy, 700 sayfayı aşkın büyüklüktedir. Her bir cildin arkasında, 25-30 sayfa kadar renkli fotograflar, resimler de vardır. Kitaplar Viyana'da, Viyana Kürt Enstitüsü tarafindan yayımlanmaktadır. Ciltlerin her birine yurtsever bir işadamı Sponsor olmaktadır. Kanımca bu, Kürd işadamlarının, bugüne kadar yaptıklan en hayırlı iştir.

Açıktır ki iyi mühendis, iyi mimar, iyi doktor, iyi veteriner, iyi ziraatçi her yerde, her üniversitede yetişir. Ama, dile, kültüre, toplum yapısına Özel olarak ilgi göstermek gerekir. Bu da ancak yurtsever Kürdlerin tasarladığı ve kurdugu bir üniversiteyle olur.

Kürd toplumu, Kürdistan tarihsel yönden, sosyolojik, ekonomik yönlerden incelendiği gibi, antropolojik yönlerden de incelenmelidir. Örneğin aileler arasındaki, aşiretler arasmdaki kan davalannda, aile meclislerinin kararıyla, onlarca kişi yaşamını yitirmektedir. Örnegin bir keçi postu yüzünden başlayan çatışmalarda, kan davalarında, onlarca Kürd hayatını kaybetmektedir. Dengbêjler, bu olaylarda yiğitlik gösterenleri, bu yiğitlerin kahramanhklığını öve öve bitirememektedir. Ama bir hiç yüzünden neden bu kadar insan kaybı oldu, neden aileler perişan oldu, hiç sorulmamakta, soruşturulmamaktadır. Zargotina Kurda ciltlerinde bunun örnekleri çoktur.

Bunlar, ancak antropolojik olarak incelenmesi gereken süreçlerdir. Zargotina Kurda ciltleri bu araştırmalar, incelemeler için başvurulacak çok önemli kaynaklardır.

İsmail Beşikçi
Ekim2016

1 Bazil Nikitin. Kürtier, Sosyolojik ve Tarihsel inceleme. Deng Yayınları, Çeviri: Hüseyin Demirhan - Cemal Süreya. 1991, İstanbul.
2 Zerî Inanç. Di radyoya Êrîvanê de dengê kurdî. Weşanên Weqfa Îsmaîl Beşîkcî, 2016, Stenbol.
3 Metîn Yuksel, Kurdolojî û Malbata Celîlan. Weşanxana Avesta. 2014, İstanbul.



Ser sêxiştîyên kurmancên Xorasanê

Xorasan diyaspora kurdaye here mezin û here kevne. Dîroka wê ji sedsalîyên berî zayînê despê dibe, ji dema împêratorîya Mêda. Lêkolînên bingehî ser dîroka kurdên Xorasanê tunene, lê belê, bêşike, wekî Xorasan hên ji dema partevyan û sasanîyan kurdnêşîn bûye. Çavkanîya here giring bona vê gotinê ew Şah-nama Fîrdûsîye.

Fîrdûsî li Xorasanê, li bajarê Tûsê ji dayka xwe bûye û jîyana xwe li wêderê derbaz kirye. Temena nivîsandina Şah-namê hezar salî zêdetire. Hilbestvanê nav û deng di nivîsa xweda, gava navê Rostemê kurê Zal hiltîne, gele cîyan ji wîra divê Rostemê kurd. Di êposa Şah-namê'da navê kurd gele cîya rast pê tê. Hên zêde, hilbestvan hêja dîtye di nivîsa xweda ser dîroka pêşdahatina gelê kurd, ser dîroka qiralê xunxur Ajdahak û Kaweyê asenger bi taybetî bisekine. Evana delîlên bêşikin, ku Fîrdûsî li Tûsa Xorasanê kurda ji nêzîkayê naskirye û hilwesta wî ser wana gelekî erênî bûye.

Xorasan li Rojhilat-Bakûrê îranê, bi hezaran kîlomêtra ji binecîyê êtnosa kurda, ji Kurdistanê dûre. Dêportasya kurdan berbi Xorasanê bi mercên sîyasî yên dîroka Rohilata Navîn û Nêzîkva girêdayîye. împêratorya Mêda (paşwextîyê Iran) heger li Roavayê sînorê xwe bi rêzeçîyayên asê - Zagrosêva parastîbûye, lê sînorê Rohilatê, erdê bêçîya, ber hêrîşên tûranîyan: turk-sêlcuqa û teter-monxola yên hertimî vekirî bûye, ji ber vê sedemê metirsî bona ewlaya îranê mezin bûye.
Eşîrên kurdan li Zagrosê, wekyekaneyên leşkerî halhazir, bihêz û çeleng, timê bi serhildanên xweva bona şahên îranê sedema serêşînê bûne. Cîguhastina wan eşîran berbi sînorê Rohilat-Bakûrê îranê: Xorasanê bona dewletê du başya wê hebûye: alîkîva, kurdên koçberkirî ber êrîşên ji derva wê bi hêzên çekdarî rawestana, bibyana mertala asê û bi alîyê dinêva, çalakîyên wane serhildanê, ji ber xwe, bi parastina cî-warên nû ji tûranyan, wê qels bibya. Ev sîyaseta duserî li îranê himberî eşîrên kurdan heta sedsalîyên XVIII-XIX dom kirye, xurt bûye xasma li dema deshiletdarya Şah Îsmayîl, Şah Abbas û Nadîr şah.

Eşîrên kurdên nûhatî li ser erdê xerîb, çol û çolistan, bê gûnd û bê bînayî, mecbûr bûne, bingeha xwe ya nû wek kela ava bikin, bi sîstêma jîyana nobegirtina çardewra hêwra xwe bi şev û bi roj: bîst û çar seheta biparêzin. Li nava axaftina kurdên Xorasanê peyva gund tune, kar naynin. Dewsa gund dibêjin kela.

.....




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues