La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Kürt Dilinin Tarihçesi


Auteur :
Éditeur : Tümzamanlar Date & Lieu : 1993, İstanbul
Préface : Pages : 250
Traduction : ISBN : 975-7350-18-4
Langue : TurcFormat : 135x185 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Bul. Kur. N° 2696Thème : Linguistique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Kürt Dilinin Tarihçesi

Kürt Dilinin Tarihçesi

Faik Bulut

Tümzamanlaryayıncılık

Kürtçe’nin aslı astarı nedir? Kökeni nereye kadar uzanmaktadır? Kürt diline kaynaklık eden temel yazılı eser hangisidir? Kürtçe bağımsız bir dil midir; yoksa inkârcı kalemlerin iddia ettikleri gibi “Türkçe’nin dağda bozulmuş bir lehçesi” ya da “Farsça’nın bozulmuş hali” veya “Arap dilinin Mezopotamya’daki lehçesi” midir? Yine, dilbilim ve kökenbilim açısından Kürtçe, “ölü diller" mi yoksa “yaşayan diller” kümesinden mi sayılıyor?
Kürtçe’nin 2500-3000 yıllık tarihini irdeleyerek, bu dilin Türkçe, Farsça, Sanksritçe, Pehlevice, Sasanice, Arapça, Aramice, Gürcüce gibi komşu dillerle ilişkilerini ortaya koyan Faik Bulut, Kürt halkının siyasi ve kültürel mücadelesiyle Kürtçe’nin bağlarını sergiliyor. Türkiye’de, Kürt dilinin kökeni ve tarihi üzerine yazılan ilk ve şimdilik tek inceleme olma sıfatına ek olarak kitap, içerdiği kapsamlı bilgilerle Güneş-Dil Teorisi ve Resmi Tarih yandaşlarına bir yanıt niteliği de taşıyor.


Kars doğumlu olan Faik Bulut, ilköğretimini doğduğu köyde, orta öğretiminin birinci bölümünü Kağızman, ikinci bölümünü Rize Öğretmen Okulu'nda tamamladı. 1970 başında Ankara'daki Gazi Eğitim Enstitüsü’nde öğrenciyken, 12 Mart Askeri Rejimi yüzünden yurtdışına gitti. Suriye ve Lübnan'daki Filistin kamplarında kaldı, 1973 Şubat ayında bu kamplara yapılan İsrail saldırısında Filistinlilerin yanında çarpıştı. Yaralandıktan sonra İsrail tarafından tutuklandı ve 7 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Bu süre zarfında Arapça ve İbranice'yi öğrendi. Arap ve İslam dünyası üzerine araştırmalar yaptı. 1980’de Türkiye'ye döndü ve Ortadoğu üzerine araştırmalar yaptı. 10 yıl gazetecilik yaptı, 1968'den beri sol hareket içinde yer aldı. Kürt meselesi üzerine de incelemeler yaptı. Filistin İntifada Dersleri, Filistin Rüyası (anı), Devletin Gözüyle Kürt İsyanları, Dersim Raporları, Kürdistan'da Etnik Çatışmalar (Dar Üçgende Üç İsyan), Türk Basınında Kürtler, Ortadoğu'da İslamcı Örgütler ve 1993 Turan Dursun İnceleme ve Araştırma ödülü kazanan Allah Devletinde Demokrasi adlı kitapları yazdı. Bulut, anadili Kürtçe'nin yanı sıra Türkçe, Arapça, İngilizce, Fransızca, Farsça ve ibranice biliyor.






SUNUŞ

Bu kitap, kuşkusuz tam anlamıyla bir "alan çalışması" değildir. Yani Türkiye'de Kürtçe hakkında bilinenlere, niteliksel anlamda yepyeni bilgiler eklemiyor. Hiç irdelenmemiş bir alanda derinlemesine inen yeni keşiflerde ve içtihadlarda da bulunmuyor.

Bununla birlikte, Türkiye'de niceliksel yönden değişik bir alana el atıyor. Bu alanı ayrıntılayıp büyüteç altına koyuyor. Çok boyutlu bir tartışmayı gündeme getiriyor. Çünkü şimdiye kadar Kürt dili üzerine yazılıp basılan kitaplar, genelde Kürtçe-Türkçe veya Kürtçe-lngilizce türünden sözlükler ile Kürt dilinin kurallarına ve yapısına ilişkin dilbilgisi (gramer) kitaplarıydı. Kürtlerin "nereden gelip nereye gittiklerine" ilişkin tarih kitapları da zaten birkaç yıldır yayın hayatına girmiş durumda.

Şimdiye ı kadar yapılmayan, gördüğüm kadarıyla ve yanılmıyorsam, Kürt dilinin tarihi serüveninin yazılmasıdır. Kimse çıkıp da, "Bu dil neyin nesidir? Kökü ve kaynağı nereye dayanmaktadır? Nerede başlayıp nerede biter ya da Kürtlerin atalarından olan Guti, Kassit ve Med toplulukları tarihe karışınca bu dil varlığını nasıl sürdürdü? Özellikle yazılı Kürt dili günümüze nasıl ulaşabildi?" türünden sorulan irdeleyip karşılığını bulmadı. Bunu bir ayıplama veya başa kakma değil de, yapılmaması eksik sayılan bir görev pîarak algılamak gerek.

Dil uzmanı değilim. Ancak Kürt olan hemen her şeyle uzaktan yakından ilgilenen; özellikle de Kürtlerin tarihsel ve kültürel geçmişleri/gelecekleri hakkında araştırmalar yapmaya çalışan biri olarak, Mayıs 1993'te Güney Kürdistan'a yaptığım inceleme gezisinin büyük yararını gördüm. Arapça okuma yazma bilmek; Erbil ve Süleymaniye gibi Kürt kültür merkezlerinde dipte köşede kalmış, ihmal edilmiş Kürt kültür kaynaklarından önemli ölçüde yararlanmamı sağladı. Gözaltına alınma pahasına da olsa ülkeye dönüşümde yanıma aldığım yaklaşık 40 kadar Arapça yazılı Kürt inceleme kitabı arasında, özellikle Iraklı Kürtler'den Mesud Muhamed'in "Lisan-ül Kurd" (Kürt Dili) ve Zübeyr Bilal İsmail’in Tarih-ül Luğat-ül Kurdiyye" (Kürt Dilinin Tarihi) adlı kitapları, bu incelemenin yazılmasında bana ilham verdi. Beni, bunu yazmaya cesaretlendirdi. Derken yazının akışı içindeki belirttiğimiz Türkçe, Farsça, İngilizce, Kürtçe ve Fransızca gibi diğer kaynaklara da baktığımda, bu kitabın yazılması gerektiği kanaatine vardım. Yukarıda da belirttiğim gibi, bu, bizzat benim fikirsel ve hele hele dil alanındaki uzmanlığımla ortaya çıkmış özgün bir eserim veya içtihad'ım değil. Daha çok, çeşitli kaynakların irdelenerek biraraya getirilip derlenmesine yönelik bir çalışma.

Yine de, çeşitli fikir ve görüşler arasında bağ kurma, yanlış bilgilerle kanaatlerin doğru biçimde açıklanması, kopuk ve kesik parçalan fikirsel ve siyasal içtihadlarla birleştirebilme, özellikle de Türk-Islamcı görüşlerin yeni eleştirilerine cevaplar verme kısmı bana aittir.

Bu çalışma, aynı zamanda, Kürtçe hakkında bilgi almak isteyen yerli, yabana; Türk, Kürt, Çerkeş gibi ilgililer ile kendi kimliğini unutmuş ama arayış içinde olan hemen herkese de ikna edici tarihsel bir inceleme sunmak, konuya ilişkin çok zengin kaynaklardan yararlanmasını sağlamak bakımından da dikkate alınmalıdır. Öte yandan ve aynı düzlemde, çeşitli parçalardaki Kürtler arasında daha yeni yeni başlayan kültürel alışverişin ilk adımlarından birini oluşturması yönünden de kayda değer olmalıdır.

Kitabın adım özellikle "Kürt Dilinin Tarihçesi" koyduk, iki bakımdan.
Bir; "Kürt Dilinin Tarihi" deseydik, çok iddialı ve kapsamlı olması gerekirdi ki şu andaki bilgi kaynaklarım, gücüm ve 10 çalışmamla bunun üstesinden gelecek durumda değilim.

İki; bunun yerine "Kürt Dilinin Tarihçesi" adı, kendi çapında daha sade, göz korkutmayan ama gerekli bilgileri verdikten yani yolu açtıktan sonra gönül rahatlığıyla köşesine çekilen bir işlev görecektir. Ayrıca bu, günümüzde kalın kitap okumaktan çekinen okuyucuya (ekonomik ve kültürel nedenle) daha çekici ve hoş görünecek bir isimdir.

Son olarak; bu kitaba dolaylı katkılarından ötürü (araştırmalarından yararlanıp yer yer aktardığım) Iraklı Kürt araştırmacılarından Mesud Muhammed ile Zübeyr Bilal İsmail'e teşekkür borçluyum. Bu arada, kendisinden önemli alıntı yapıp kitabın "Ek" bölümünde sunduğum, ne yazık ki bir türlü ulaşamadığım Sayın Amir Hasanpur'a da minnetarlığımı ifade etmeliyim.

İstanbul, 23.7.1993



Giriş

Kürtçe'nin aslı astan nedir? Kökeni nereye uzanmaktadır? Kürtçe’ye kaynaklık eden temel yazılı eser hangisidir? Kürtçe bağımsız bir dil midir; yoksa inkarcı kalemlerin ileri sürdükleri gibi, "Türkçe'nin dağda bozulmuş bir lehçesi” ya da "Farsça'nın bozulmuş hali" veya "Arabistan yanmadasından çıkan Arapça'nın Mezopotamya'daki lehçesi" midir? Yine, dilbilim (linguistics) ve sözcük kökenbilim (etymology) açısından, Kürtçe "ölü diller" mi, yoksa "yaşayan diller" kümesinden mi sayılıyor? Dilbilimcilere göre, bir dilin yaşıyor ya da ölü olmasının birtakım ölçütleri vardır. Herşeyden önce, dilin gelişimiyle toplumsal (o dili konuşan etnik küme veya halk/ halklar topluluğu) gelişimi arasında bağlar kurulur. Tarihsel olayların gidişatına bakılır. Dilin de, diğer şeyler gibi, tarihsel süreç içinde "türeyip büyüdüğü, canlanıp geliştiği, gerileyip öldüğü" yolundaki genel kuraldan söz eder dil uzmanları. Bu kural, bir dilin iki özelliği üzerinde temellendirilir: Bir, dilin genel canlanma ve gelişme yani yaşayabilme ortamı. îki, o dilin özel yapısı. Ayrıca söz konusu dilin, onu konuşan toplumun hayatına egemen olma özelliği de aranır.
Kürtçe'nin "ölü diller" kümesinde değil de "yaşayan diller" kümesinde değerlendirilmesi gerektiği çok açık. Ne var ki, günümüzde yaşayan dillerin de birbirlerinden farklı gelişim düzeyinde oldukları bir gerçek. Daha önce "ölü diller" grubundaki tbranice, İsrail devletinin kurulmasıyla birlikte Tevrat'taki sözcükler temelinde diriltildi. Buna karşılık ölü diller ...

 




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues