The Kurdish Digital Library (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Şark İstiklâl Mahkemesi (1925-1927)


Author :
Editor : Kiyap Date & Place : 2013, İstanbul
Preface : Pages : 180
Traduction : ISBN : 978-605-105-112-3
Language : TurkishFormat : 165x210 mm
FIKP's Code : Liv. Tur. Aky. Sar N° 5148Theme : General

Presentation
Table of Contents Introduction Identity PDF
Şark İstiklâl Mahkemesi (1925-1927)

Şark İstiklâl Mahkemesi (1925-1927)

Mahmut Akyürekli

Kitap Yayınevi

İstiklal Mahkemeleri yakın tarihimizin en önemli kurumları arasında gösterilebilir. Bu mahkemeler hukukçu olmayan kişilere emanet edilmişti. Asker kökenli milletvekillerinin çoğunluğu oluşturduğu mahkemelerde Mustafa Kemal’in istekleri doğrultusunda karar vermek esastı. Duruşmalar açık yapılsa da, genellikle hükümler önceden veriliyordu. Mahkeme kararlarının halk arasında “sanığın idamına, tanıkların bilahare dinlenmesine,” biçiminde alaya alınmasının sebebi de, önceden verilmiş hükmü meşrulaştırmak için sergilenen gerekçe bulma komedyasıydı. Cumhuriyet rejimine ve Mustafa Kemal’e muhalif olan herkes potansiyel suçluydu ve İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanabilirdi. Mustafa Kemal, bu mahkemeler sayesinde, bütün rakip ve muhaliflerini kolayca tasfiye edebiliyordu; dahası, henüz mahkemeye yolu düşmemiş olanların yüreklerine korku salma şansına da sahip oluyordu. Nitekim İzmir suikastında on yıl ağır hapis cezasına çarptırılan Halis Turgut ve Canpolat Bey, cezaya itirazlarını canlarıyla ödemişlerdi. Cezaları aynı celse içinde ve hiçbir ek suçlama veya belgeye ihtiyaç duyulmadan anında idama çevrildi ve infaz edildi. İstiklal Mahkemeleri’nin en bilinen örneklerinden Şark İstiklal Mahkemesi ise doğuda gelişen Şeyh Sait Ayaklanması sırasında yakalanan isyancıları yargılamak üzere kuruldu. Ancak mahkeme başka bazı görevleri de üstlenmişti.
Doğudaki feodalizmi yok etmek, İslamcıları ve Kürtleri sindirmek, muhalif İstanbul basınını susturmak, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının sonunu hazırlamak, bu ekstra görevlerden birkaçıydı. Elazığ’daki Şark İstiklal Mahkemesi’nde yargılanan Cumhuriyetçi Vatan gazetesinin sahibi Ahmet Emin Yalman bu mahkemeyi “...takım takım ölüm cezaları veren ve hükümlerini kimseye sormadan, kimseye hesap vermeden yürüten korkunç ihtilal mahkemesi...” şeklinde tanımlıyordu. 1923 yılından sonra inşa edilen ulus devletin Kürt halkıyla ilişkisinin kopmasına neden olan Şeyh Sait hadisesini tam manasıyla kavrayabilmek için, bugüne kadar inceleme şansına sahip olamadığımız İstiklal Mahkemesi kayıtlarının en önemli başvuru kaynakları oldukları biliniyor. Bu kayıtlar Şeyh Sait’in yazışmaları gibi, hareketin maksadı ve seyri hakkında zengin veriler sunan belgeler içeriyor.

Mahmut Akyürekli’nin Dersim Kürt Tedibi 1937-1938 adındaki çalışması Kitap Yaymevi’nce yayınlandı.



ÖNSÖZ

İstiklal Mahkemeleri, yakın, tarihimizin en önemli kurumları arasında gösterilebilir. Tarihsel açıdan son derece hayati kararlara imza atmış böylesi bir kurum üzerine çokça spekülasyon yapılıyor olmasına rağmen, birkaç hatıra ve bir iki yüzeysel inceleme dışında, İstiklal Mahkemeleri ile ilgili ciddi çalışmalar ortaya konamamıştır. Oysa İstiklal Mahkemeleri, tarih, sosyoloji, psikoloji, siyaset ve yönetişim alanlarında onlarca doktora çalışmasına konu olabilecek bir başlıktır ve döneme ilişkin muazzam materyaller içermektedir.

1920’li yılların Türkiye’sini tanıyıp kavrayabilmek için, İstiklal Mahkemeleri’nin kuruluşu, çalışma yöntemi, yargılama usûlleri, yetkileri, kapatılma süreci ayrı ayrı, özenle ele alınıp incelenmelidir. Özellikle İstiklal Mahkemeleri’nin ikinci dönemi (1923-1927), Türkiye demokrasisi adına ibretle araştırılması, ders çıkarılması gereken bir tarihsel geçmişe denk düşer. İstiklal Mahkemeleri, cumhuriyetin ilk yıllarında iktidar mücadelelerinin araçları olarak işlev görmüştür. Bu mahkemeler, kurulan rejimin korunup güçlenmesi için Fransız Devrim Mahkemeleri benzeri bir misyon üstlenmiştir. Dolayısıyla, Fransız Devrim Mahkemeleri’ne özgü uygulamalara imza atmak hedef alınmıştır.

Bu mahkemelerin siyasi hırsların ve kariyerist tutkuların aracı olarak nasıl idare edildiklerini de bilmek gerekir. Ülkenin en acılı yılları olarak nitelenen o dönemde hukuk, hukukçu olmayan kişilere emanet edilmişti. Asker kökenli milletvekillerinin çoğunluğu oluşturduğu rejim mahkemelerinde Mustafa Kemal’in istekleri doğrultusunda karar vermek esastı. Mahkeme üyelerinin seçiminde aranan şart, sadece bundan ibaretti.

Duruşmalar açık yapılsa da, genellikle hükümler önceden veriliyordu. Mahkemeler hükümlerin icrası için delil ve gerekçe bulmakla görevliydi. Mahkeme kararlarının halk arasında “sanığın idamına, tanıkların bilahare dinlenmesine,” biçiminde alaya alınmasının sebebi de, önceden verilmiş hükmü meşrulaştırmak için sergilenen şahit bulma komedyasıydı.

Siyasi suçlardan yargılananların birçoğu, uydurma suçlarla mahkemeye sevk edilmiş insanlardan oluşuyordu. Cumhuriyet rejimine ve Mustafa Kemal’e muhalif olan herkes potansiyel suçluydu ve İstiklal Mahkemelerinde yargılanabilirdi. Muhalifler ya korkutulup sindiriliyor, ya idam ediliyor veya pişmanlığa yönlendiriliyordu. Mahkemelerde ortaya konulan senaryo, bu hedeflere yönelik icra ediliyordu. İkinci dönem İstiklal Mahkemeleri, korku, sindirme, yok etme işlevlerini üstlenmiş müesseselerdi. Mustafa Kemal, bu mahkemeler sayesinde, bütün rakip ve muhaliflerini kolayca tasfiye edebiliyordu; dahası, henüz mahkemeye yolu düşmemiş olanların yüreklerine korku salma şansına da sahip oluyordu.
İstiklal Mahkemeleri’nin en bilinen örneklerinden Şark İstiklal Mahkemesi, doğuda gelişen Şeyh Said Ayaklanması sırasında yakalanan isyancıları yargılamak üzere kuruldu. TBMM, söz konusu isyanı gerekçe göstererek, Şark İstiklal Mahkemesi’nin kurulması kararını almıştı.
Ancak mahkeme başka bazı görevleri de üstlenmişti. Doğudaki feodalizmi yok etmek, İslamcıları ve Kürtleri sindirmek, muhalif İstanbul basınını susturmak, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın sonunu hazırlamak, bu ekstra görevlerden birkaçıydı.

Türkiye tarihinin önemli bir dönemine ışık tutacak olan İstiklal Mahkemeleri’nin dava dosyaları, karar metinleri, sorgu ve yargı evrakı yazışmaları, kısaca bilcümle mahkeme evrakı, uzun bir süre, TBMM mahzenlerinde çuvallar içinde tutularak açılacakları günü bekledi. Bu evraklar, bir iki torpilli araştırmacı dışında kimseye gösterilmedi. Gerekçe bilindikti: “Tasnif dışı.”

Şark İstiklal Mahkemesi’nin gerekçeli kararları ve hükümlerinin transkripsiyonlarını bir dostum vasıtasıyla edindim. Kendisine zarar vermemek için adını saklı tuttuğum bu dostuma, kitabın tamamlanmasında bana yardımcı olan eşim Kevser Akyürekli’ye, konu üzerine çalışırken teknik açıdan destek veren Hakan Demirkıran ve Bucan Kankotan’a gönülden teşekkür ediyorum.

Giriş

Milli Mücadele yıllarında asker kaçaklarını yargılamak üzere kurulan bu olağanüstü mahkemeler daha sonra rejimi oturtmak, korumak, muhalifleri sindirmek için çalıştırılmışlardır. İstiklal Mahkemeleri bu yapısal özelliğinden dolayı, Türkiye hukuk tarihinin en enteresan mahkemeleri olarak anılırlar. Bu mahkemelerde adalet dağıtılmaz, devrim hukuku uygulanırdı. Dolayısıyla bu mahkemelerin kararlarında adalet aramak beyhude bir çaba olacaktır.

Mensuplarının birçoğunun hukukçu olmadığı bu mahkemelere, meclis kararı gerekmeksizin idam cezalarını uygulama yetkisi de verilerek korku ve dehşet salma misyonları görünür hale getirilmişti.

Nitekim, İzmir suikastında on yıl ağır hapis cezasına çarptırılan Halis Turgut ve Canpclat Bey, cezaya itirazlarını canlarıyla ödemişlerdi. Cezaları aynı celse içinde ve hiçbir ek suçlama veya belgeye ihtiyaç duyulmadan anında idama çevrildi ve infaz edildi. Mahkemenin uygulamaları bu denli acımasız ve keyfiydi. Elazığ’daki Şark İstiklal Mahkemesi’nde yargılanan Cumhuriyetçi Vatan gazetesinin sahibi Ahmet Emin Yalman bu mahkemeyi “...takım takım ölüm cezaları veren ve hükümlerini kimseye sormadan, kimseye hesap vermeden yürüten korkunç ihtilal mahkemesi..."şeklinde tanımlıyor.'

İstiklal Mahkemeleri’nin kuruluşunu, yapısını, çalışma tarzını esas konumuz olarak seçmememize rağmen, mahkemelerin uygulamaları ve teşkili hakkında temel bilgilere sahip olmadan bu mahkemelerin verdiği kararların çözümlemesini yapmanın mümkün olamayacağını gördük. Hal böyle olunca da, Şark İstiklal Mahkemesi’nin kararları üzerine çalışırken, İstiklal Mahkemeleri’nin genel yapısı hakkında, fazla derine inmesek de, incelemeler yaptık. Ulaştığımız bilgileri özetleyerek okurlarımıza İstiklal Mahkemeleri’nin yapısal niteliklerini aktarmayı amaçladık.

Şark İstiklal Mahkemesi’nin üyelerini tanımak ve onlar hakkında bilgi sahibi olmak için, bu mahkemenin kuruluşundan kapanışına kadar ...

I Yalman, Ahmet Emin. Yakın Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim, Cilt 3 (1922-1944), Rey Yayınları, İstanbul 1970, s. 179.

 




Foundation-Kurdish Institute of Paris © 2024
LIBRARY
Practical Information
Legal Informations
PROJECT
History & notes
Partenaires
LIST
Themas
Authors
Editors
Languages
Journals