La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Anıtları ve Kitâbeleri ile Diyarbakır Tarihi - I


Auteur :
Éditeur : Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Date & Lieu : 1998, Diyarbakir
Préface : Pages : 412
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 160x235 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Bey. Diy. N° 3519Thème : Histoire

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Anıtları ve Kitâbeleri ile Diyarbakır Tarihi - I


Anıtları ve Kitâbeleri ile Diyarbakır Tarihi - I

Şevket Beysanoğlu


Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi


Belediyelerin asli görevi, şehrin fiziki alt yapısı yanında, kültürel alt yapısı ile de ilgilenmektir. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olarak ilim ve kültür alanında, şehrimizin yetiştirdiği değerlerin, unutulmadan yeni nesillere aktarılmasını bir görev telakki ediyoruz.
Diyarbakır, yetiştirdiği kültür, sanat ve ilim adamları ile belki de dünyanın sayılı metropollerinin ulaşamadığı bir kentimizdir. Süleyman Nazif, Ali Emiri, Cahit Sıtkı Tarancı, Munis Faik Ozansoy ve Şark Bülbülü Celal Cüzelses. Günümüzün şiir ve nesir ustaları Sezai Karakoç, Orhan Asena, Ahmet Arif. İşte bir çırpıda sayılı veren ilim, kültür ve sanat adamları.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Diyarbakır'a geldiğimde, şehri alt yapı hizmetleri bakımından ihmal edilmiş bir durumda bulduk. Yollar köstebek yuvasına dönmüş,şehir içme suyundan yoksun hava kirliliği had safhada, ulaşım yetersiz yeşil alanlar yok denecek düzeyde, şehirleşme sağlıksız bir durumda idi. bütün gücümüzle şehrimizin eksik ve yetersiz olan alt yapısını yeniden yapmaya koyulduk. Kısa bir sürede Hat boyu adı verilen pislik yuvasını düzenleyerek yol haline getirdik. Şehrin su problemini çözmek için adımlar attık. Ofis alt-üst geçit inşaatı hızla devam ediyor. Hava kirliliği ile açtığımız savaşı kazandık. Şehrin havası artık tertemiz. Şehrin bir çok yerine park ve bahçeler yaparak yeşil alanları arttırdık. Şehrin bütün yollarını asfaltla kapladık. Burada sayamadığımız daha pek çok alt yapı hizmetlerini gerçekleştirmiş olduk.
.....



ÖNSÖZ

İl Genel Meclisi Ocak 1960 günkü toplantısında, "Anıtları ve kitabelerini de içeren bir Diyarbakır tarihinin yazdırılıp bastırılmasına, bu konuda Valilikçe yarışma açılmasına, uygun görülen eser sahibine telif hakkı dışında beşbin lira ödül verilmesine" oybirliğiyle karar vermişti (Karar No. 57).

Bu karar uyarınca bir yarışma düzenlenmesi için valilikçe Milli Eğitim Müdürlüğüne yazıldı. Milli Eğitim Müdürlüğü bu yarışmayı 22 Nisan 1960 tarihinde ilân etti. Bu alanda yıllardan beri çalışmakta olduğum için yarışmaya ben de katıldım. Hazırladığım eser, incelenmek üzere 8 Mayıs 1961 gün ve 100—3323 sayılı bir yazı ile Milli Eğitim Bakanlığına gönderildi. Bakanlığın 30 Haziran 1961 tarih ve 613-11082 sayılı yazısına ekli Talim Ve Terbiye Dairesi Başkanlığının 29 Mayıs 1961 gün ve 2352 sayılı raporunda, "Eserin hazırlanmasında bilimsel kaynaklara baş vurulduğu, inceleme metodunun gözönünde bulundurulduğu ve konuların tetkikinde kronolojiye uyulduğu görülmüştür. Ancak, mahallî inceleme ve araştırmalarla ilgili bulunan bu eserin bir kere de valiliğinizce Diyarbakır çevresinin tarihi hakkında bilgi sahibi yetkili kimselere tetkik ettirilmesinin uygun olacağı mütalâa olunur" deniliyordu.

Bu öneri üzerine vilâyetçe bu defa o gün için en yetkili kimseler olan Milli Eğitim Müdür Yardımcısı ve Lise Tarih öğretmeni Suphi Ayduk, Akşam Ticaret Lisesi Tarih öğretmeni İzzettin Yücel, Ziya Gökalp Lisesi tarih öğretmeni Ruhsar Kural'dan oluşan bir kurula kitap tetkik ettirildi. Diyarhakırlı olan bu üç tarih öğretmeni verdikleri 9 Ağustos 1961 tarihli raporlarında, "eserin mükemmel ve eksiksiz olduğunu, basılmaya, ödül ve telif ücretine layık bulunduğunu" belirttiler. Bunun üzerine ödülü aldım. Fakat bu arada vali değişti ve kitabın bastırılması mümkün olmadı. Aldığım bu ödülle kitabın bir özetini Kısaltılmış Diyarbakır Tarihi Ve Abideleri adıyla 1963 yılında bastırdım. Kitap, büyük bir ilgi gördü. Kısa bir sürede tükendi ve aranır oldu.

10 Ekim 1986 günü Belediye Başkanı - halen Diyarbakır milletvekili - sayın Nuret-ti Dilek ile makamında yaptığımız bir sohbet sırasında, benim tarih kitabının sık sık arandığını, yeni baskısını yapmayı düşünüp düşünmediğimi sorunca durumu arzettim. Diyarbakır belediyesi olarak kitabı bastırmaya hazır olduklarını ifade ve bu işle ilgilenmeyi yardımcılarından Necdet Özgüler'e rica ettiler. Bunun üzerine hemen işe koyulduk. Kitaoı yeniden gözden geçirdik. Yeni belge ve bilgilerin ışığı altında bazı eklemeler, düzeltmeler yaptık. Belediye meclis ve encümen üyeleri, diğer başkan yardımcıları, belediye başkanlığına vekâlet eden sayın Mehmet Baydur, kitabın baskısı süresince destek ve yardımlarını esirgemediler. Böylece kitabın gün ışığına çıkması gerçekleşmiş oldu. Cümlesine teşekkür ederim.

Kitap iki ciltten oluşmaktadır. Birinci cilt, başlangıçtan Akkoyunlular'a kadarki dönemi kapsıyor. İkinci ciltte AkkoyunluUr'dan günümüze kadar olan dönem ele alınmıştır. Arapça kitâbelerin büyük bir kısmı, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih—Coğrafya Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Araştırma Görevlisi, Silvan'ın yetiştirdiği değerli bilim adamı M. Faruk Toprak tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Kitaptaki resimlerin çoğu arkadaşım Adil Tekin'e aittir. Diyarbakır'ı tanıtma yolunda büyük çabalar sarfeden Diyarbakır’ın bu değerli evlâdı, Eğil, Zülkarneyn, Dakyanus kalelerinde, Bırkleyn mağaralarında, Devegeçidi köprüsünde yaptığımız çalışmalara bizzat katılmış, bu tarihî eserlerin fotoğraflarını çekmek suretiyle yardımlarını esirgememiştir. Arkadaşım Abdüsset-tar Hayati Avşar, cami ve surlardaki kitâbelerin yerinde tesbit ve okunuşlarında yardımcı olmuştur. Her üçüne de teşekkürü mutlu bir görev sayarım.

Kitabın eksiksiz, hatasız olması için yerli ve yabancı bütün önemli kaynaklara baş vurulmuş, gerekli dikkat ve gayret gösterilmiştir. Buna rağmen mükemmel bir eser olduğu iddiasında değiliz. Elbette bazı hatalarımız, yeterince bilgi veremediğimiz konular, yorumlarken yanıldığımız noktalar olmuştur. Kusurlarımızın iyi niyetimize bağışlanacağını umarız.

Şevket Beysanoğ lu

Sunuş

Doç. Dr. Ahmet Bilgin
Diyarbakır Büyükşehir
Belediye Başkanı

Belediyelerin asli görevi, şehrin fiziki alt yapısı yanında, kültürel alt yapısı ile de ilgilenmektir. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olarak ilim ve kültür alanında, şehrimizin yetiştirdiği değerlerin, unutulmadan yeni nesillere aktarılmasını bir görev telakki ediyoruz.
Diyarbakır, yetiştirdiği kültür, sanat ve ilim adamları ile belki de dünyanın sayılı metropollerinin ulaşamadığı bir kentimizdir. Süleyman Nazif, Ali Emiri, Cahit Sıtkı Tarancı, Munis Faik Ozansoy ve Şark Bülbülü Celal Cüzelses. Günümüzün şiir ve nesir ustaları Sezai Karakoç, Orhan Asena, Ahmet Arif. İşte bir çırpıda sayılı veren ilim, kültür ve sanat adamları.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Diyarbakır'a geldiğimde, şehri alt yapı hizmetleri bakımından ihmal edilmiş bir durumda bulduk. Yollar köstebek yuvasına dönmüş,şehir içme suyundan yoksun hava kirliliği had safhada, ulaşım yetersiz yeşil alanlar yok denecek düzeyde, şehirleşme sağlıksız bir durumda idi. bütün gücümüzle şehrimizin eksik ve yetersiz olan alt yapısını yeniden yapmaya koyulduk. Kısa bir sürede Hat boyu adı verilen pislik yuvasını düzenleyerek yol haline getirdik. Şehrin su problemini çözmek için adımlar attık. Ofis alt-üst geçit inşaatı hızla devam ediyor. Hava kirliliği ile açtığımız savaşı kazandık. Şehrin havası artık tertemiz. Şehrin bir çok yerine park ve bahçeler yaparak yeşil alanları arttırdık. Şehrin bütün yollarını asfaltla kapladık. Burada sayamadığımız daha pek çok alt yapı hizmetlerini gerçekleştirmiş olduk.

Bütün bunları yaparken, Diyarbakır'ın kültürel alt yapısının da ihmal edilmiş olduğunu gördük. Bir yandan fiziki yapı çalışmalarımızı sürdürürken, diğer yandan da şehrimizin kültürel kimliğini ortaya çıkaracak çalışmalara ağırlık verdik.
Kültür ve Sanatın, birlik ve beraberliğin sağlanmasında büyük rol oynadığına inanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, vatandaşlarının kültür ve sanat ortamında yan yana, gönül gö-nüle olması için elinden geleni yapmaktadır. Kültür zenginliklerimizi gelecek kuşaklara aktarmanın bir yolu da inceleme ve araştırma eserleridir.

Diğerli araştırmacı Şevket Beysanoğlu tarafından hazırlanan "Anıtları ve Kitabeleri ile DİYARBAKIR TARİHİ" isimli bu eser üç ciltten meydana gelmiştir. Birinci ciltte başlangıçtan Ak-koyunlular dönemine kadar, ikinci ciltte Akkoyunlulardan Cumhuriyet dönemine kadar, üçüncü ciltte ise Cumhuriyet dönemi Diyarbakır tarihi ele alınmıştır.
Tarihi olaylar bir kronoloji örgüsü içinde anlatılırken dönemin eserleri, anıtları, kitabeleri yanında bilim, kültür, sanat ve ticaret hayatı üzerinde de durulmuştur.
Şevket Beysanoğlu'nun daha önce de basılan bu eseri, Diyarbakır Büyükşehir Belediye-si'nin kültür ve sanat alanında başlattığı hamlesinin bir ürünüdür. Eserin hazırlanmasında emeği geçenlere şükran hislerimi ifade ederken,

Gelecek günlerde yeni eserlerle karşınızda olmak dileğiyle başta Diyarbakırlı hemşehrilerim olmak üzere hepinize saygılar sunarım.

Üçüncü Basılış İçin Birkaç Söz

Kitabımızın ilk baskısının "Önsöz"ünde, "Kitap iki ciltten oluşmaktadır. Birinci cilt başlangıçtan Akkoyunlular'a kadarki dönemi kapsıyor, ikinci ciltte Akkoyunlular'dan günümüze kadar olan dönem ele alınmıştır" demiştik.

Bugüne kadar yayımlanmış olan Diyarbakır tarihlerinin tümü, Diyarbakır'ın Osmanlı İmparatorluğuna katılışına kadar olan bilgileri içermekte olup Osmanlı dönemine ait olaylara yer vermemişlerdir. İkinci cildi baskıya hazırlarken, Osmanlı döneminin üç yüz sayfayı aşkın bir ölçüye geldiğini gördük. Bu nedenle Cumhuriyet dönemini, kitabın üçüncü cildi olarak yayımlamayı uygun bulduk. Aslında, elimizdeki belgeler ve başvurduğumuz kaynaklar pek sınırlı idi. Mükemmel bir Osmanlı Dönemi Diyarbakır tarihi için en büyük kaynak Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde bulunmaktadır. Bunların taranması, ilgili belgelerin ortaya çıkarılarak okunması, incelenmesi için bir kişinin gücü, bilgisi ve hattâ ömrü yetmez. Bizim çalışmalarımız bir başlangıçtır. Bizden sonraki kuşaklar, eksiklerimizi tamamlayacak, belgelere dayalı yeni yeni bilgiler ekleyeceklerdir.

Kitap beklenilenin çok üstünde bir ilgi gördü. Sevgili hemşehrilerimden, değerli okurlarımdan bir hayli mektup aldım. Basında birçok tanıtma yazıları yayımlandı. Bu arada bazı tarihçi dostlarım, kitaba, Âmid ve Meyyâfârikîn'de kesilen sikkelerin konulmamasını bir eksiklik olarak ifade ettiler. Bu konuyu aziz arkadaşım, tanınmış nümizmatlardan İbrahim Artuk ile görüştüm. Sikkelerin tarih bakımından önemine değindiler ve bu boşluğu doldurmak için kitabın birinci cildine girmesi gereken sikkelerin bir bölüm halinde son cilde eklenmesinin yararlı olacağını önerdiler.

Akkoyunlu, Şah İsmail ve Osmanlı döneminde kesilen sikkelere 2. ciltte yer verilmiş idi. Abba-siler, Mervânîler, Inaloğullları, Nisanoğulları, Artukoğulları ve Eyyûbîler dönemlerinde Âmid ve Meyyâfârikîn'de kesilen sikkeler ise Birinci cildin sekizinci bölümünü oluşturuyor. Böylece bir eksikliğimizi daha gidermiş olduk.

Kitabın birinci baskısının gerçekleşmesi için Belediye bütçesine gerekli ödeneğin konulmasında meclis üyesi Avukat Hamit Karakoç'un büyük gayretleri oldu. Diyarbakır'ın bu değerli evladı kitabın basılmış şeklini görmeden ebediyete göçtü. Onu rahmetle anıyoruz.
Belediyenin o tarihteki muhterem başkanı Turgut Atalay ve yardımcıları, meclis üyeleri yardım ve desteklerini esirgemediler. Onlara teşekkürü de bir borç bilirim.

Kitabın ikinci ve üçüncü basılışları Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Doç. Dr. Ahmet Bilgin döneminde gerçekleşti. Bu dönem, aynı zamanda belediyenin, Diyarbakır'ın tanıtılmasına, bu amaçla çeşitli kitaplar bastırılmasına, sempozyumlar, paneller, festivaller, toplantılar düzenlenmesine önem verdiği bir dönemdir. Belediye teşkilatı kurulduğu tarihten beri Diyarbakır, tarihine, kültürüne çeşitli yönleriyle tanıtılmasına böylesine hizmet eden bir başkan görmemiştir. Bu nedenle değerli başkan ve mesai arkadaşlarını kutlamayı, başarılarının devamını dilemeyi bir görev sayıyoruz.

Cumhuriyet dönemi olaylarını kapsayan üçüncü cildin basılışının Cumhuriyetin 75. Kuruluş yıldönümüne rastlaması mutlu bir tesadüf olmuştur.
Atatürk'ün dedikleri gibi, "Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır". Bu özdeyiş, bütün çalışmalarımıza ışık tutan bir ilke olmuştur. Doğru ve gerçek bildiklerimizi yazmaya çalıştık. Buna rağmen, bazı eksik kalan veya yanlış değerlendirilen konular, olaylar bulunabilir. Bunların iyi niyetimize bağışlanacağını ummaktayız.

Şevket Beysanoğlu

Diyarbakır Tarihi, Anıtları Ve Kitabeleri Üzerine Yapılan Çalışmalara Toplu Bir Bakış

Diyarbakır tarihi üzerine yapılmış çalışmalardan tesbit edebildiklerimizin ilki Süryani Mar-Yeşua'nın Vafeayi’nâme'sidir. Mar-Yeşua, Diyarbakır'a yakın "Zuknin" (Şimdiki harabe : Zoğni) köyünün manastırında rahib idi. Kendisinin soyca bu köyden olduğu sanılmaktadır. Yazar, "Urfa, Amid ve bütün Mezopotamya'daki felâket zamanına aid tarih" adını verebileceğimiz bu Vakayi'nâme'sm, Edes (Urfa) şehrindeki bir kilisenin başrahibi Sergius'un isteği üzerine kaleme almıştır. Eserin üçte ikisini oluşturan 494 - 506 tarihleri arasındaki 12 yıllık olaylar bölümü, Amid (Diyarbakır), Urfa ve çevresinde geçen Sasanlı - Bizans savaşları ile buraların işgalde uğradığı felâketleri biricik yerli şahid olarak tesbit etmesi bakımından son derece değerlidir. Kitap, Cambridge Üniversitesi Arab dili ve edebiyatı profesörlerinden W ’Vright tarafından Süryaniceden İngilizceye çevrilerek 1882 tarihinde bastırılmıştır. Bu İngilizce metin Muallâ Yanmaz tarafından Türkçeye tercüme edilerek Diyarbakırı Tanıtma Derneğince 1958 yılında yayımlanmıştır. Kitap, Kırzıoğlu M. Fahrettin tarafından eklenen notlarla birlikte VIII -t- 71 sahifedir.

İkinci eser, Ortaçağın ünlü tarihçilerinden SilvanlI İbnü'l-Ezrak'ın Tarihti Meyyâ-' târikin Ve Amid adlı eseridir. Türkiye tarihi yerli kaynakları arasında önemli bir yeri olan bu yazma eserin biri mufassal, diğeri muhtasar olmak üzere, bilinen tek nüshaları British Museum kitaphğtndadır (Or. 5803, 6310). Mufassal nüsha 418 sahifedir ve her sahifede 23 satır vardır. Muhtasar nüsha ise 280 sahifedir ve her sahifesi 13 satırdan oluşmaktadır. Eser ve yazarı hakkında ilk ayrınt/lı ve kapsamlı tanıtma yazısını İngiliz müsteşriki (doğubilimcisi) H.F. Amedroz yayımlamıştır (*).

Yerli ve yabancı birçok tarih yazarının çalışmalarında kaynak olan bu eserin yazarı İbnü'l-Ezrak, h. 510 yılı Şevval (m. 1117 yılı Şubat) ayında Meyyâfârikîn (Silvan)'de doğdu. Soylu bir aileye mensuptu. Dedesi Ebu'l Haşan Reis Ali b. Ezrak, Muhammed b. Cehîr'in vezirliği sırasında Silvan'da ve Mervânî devletinin son yıllarında Hasankeyfte nâzırlık yapmış bir kişiydi.

İbnü'l-Ezrak'ın çocukluğu Silvan'da geçmiş, öğrenimini tamamlamak için Bağdadâ gitmiş, buradaki tanınmış hocalardan ders almıştır. Mardin, Cezire, Musul, Ahlat, Maden, Dımışk ve Gürcüstan'a geziler yapmıştır. Bu gezileri ne amaçla yaptığı bilinmemekle beraber bazıları hakkında kendi eserinden yararlanarak sebebini anlamak mümkün oluyor. Meselâ h. 542 (m. 1147/48) yılında Maden'e gidip oradan Mardin ve Meyyâfârikîn Artuklu Emîri Temürtaş adına basılacak para için bakır satın alması, h. 544-45 (m. 1149/1150) nenelerinde Musul'a giderek orada yine aynı hükümdar adına demir satışını idare etmesi, onun buralara ticarî amaçlarla gittiğini ve Artuklu Beyliği'nin ticarî işlerini yürüten bir görevde bulunduğunu gösterir.
.....

(1) Amedroz, Three Arabic MSS of' the history of the city of Meyyafâriqin(Meyyâfârikîn şehri tarihi hakkında üç yazma) Journal of the Royal Asiatıc Society, 1902, sf 784-812

 




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues