La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Anıtları ve Kitâbeleri ile Diyarbakır Tarihi - II


Auteur :
Éditeur : Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Date & Lieu : 1998, Diyarbakir
Préface : Pages : 462
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 160x240 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Bey. Diy. (2) N° 3520Thème : Histoire

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Anıtları ve Kitâbeleri ile Diyarbakır Tarihi - II


Anıtları ve Kitâbeleri ile Diyarbakır Tarihi - II

Şevket Beysanoğlu


Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi


Akkayunlular, kendilerini, Bayındır boyuna ad verdiği sanılan ve Oğuz Han’nın torunu olarak bilinen Bayındır Han’ın soyundan gelme kabul ediyorlardı. Bu sebebic, Türkiye kaynaklarında" Bayındır Han Oğlanları", İran kaynaklarında" Ba- yındiriyyc " adıyla da anılmışlardır. Hânedamn, Hamza Bey döneminde (1437- 1444) Bayındır damgasını paralara koydurmak suretiyle resmen kullandığı; Uzun Haşan ve halefleri döneminde ise, paralardan başka, Akkoyunlu divanından çıkmış yazılara ve bayraklara da koydurulup daha yaygın bir şekilde kullanıldığı görülmektedir.
Akkoyunlu devletinin öz kaynağım oluşturan oymaklar şunlardır: Pürnek, Musullu, Koca Hacılu, Hamza Hacılu, Tabanlu (Dabanlu), Ahmedlu, İzzeddin Hacılu, Haydarlu, Emîrlu, Yurtçu. Bunlara, ikinci derece önemli olan Şcyhlü, Sülevmen Hacılu, Çavundur, Dodurga, Döğer, Karkın, Avşar, Beğdili oymakları da eklenebilir. Bu oymakların Moğol istilâsı üzerine XIII. yüzyılın sonlarında Horasan’dan Azerbaycan’a geldikleri, daha sonra da (XIV. yüzyıl sonlarına doğru) Azerbaycan’dan Elazığ ve Diyarbakır ...



SUNUŞ

Doç. Dr. Ahmet Bilgin
Diyarbakır Büyükşehir
Belediye Başkanı

Belediyelerin asli görevi, şehrin fiziki alt yapısı yanında, kültürel alt yapısı ile de ilgilenmektir. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olarak ilim ve kültür alanında, şehrimizin yetiştirdiği değerlerin, unutulmadan yeni nesillere aktarılmasını bir görev telakki ediyoruz.
Diyarbakır, yetiştirdiği kültür, sanat ve ilim adamları ile belki de dünyanın sayılı metropollerinin ulaşamadığı bir kentimizdir. Süleyman Nazif, Ali Emiri, Cahit Sıtkı Tarancı, Munis Faik Ozansoy ve Şark Bülbülü Celal Cüzelses. Günümüzün şiir ve nesir ustaları Sezai Karakoç, Orhan Asena, Ahmet Arif. İşte bir çırpıda sayılı veren ilim, kültür ve sanat adamları.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Diyarbakır'a geldiğimde, şehri alt yapı hizmetleri bakımından ihmal edilmiş bir durumda bulduk. Yollar köstebek yuvasına dönmüş,şehir içme suyundan yoksun hava kirliliği had safhada, ulaşım yetersiz yeşil alanlar yok denecek düzeyde, şehirleşme sağlıksız bir durumda idi. bütün gücümüzle şehrimizin eksik ve yetersiz olan alt yapısını yeniden yapmaya koyulduk. Kısa bir sürede Hat boyu adı verilen pislik yuvasını düzenleyerek yol haline getirdik. Şehrin su problemini çözmek için adımlar attık. Ofis alt-üst geçit inşaatı hızla devam ediyor. Hava kirliliği ile açtığımız savaşı kazandık. Şehrin havası artık tertemiz. Şehrin bir çok yerine park ve bahçeler yaparak yeşil alanları arttırdık. Şehrin bütün yollarını asfaltla kapladık. Burada sayamadığımız daha pek çok alt yapı hizmetlerini gerçekleştirmiş olduk.

Bütün bunları yaparken, Diyarbakır'ın kültürel alt yapısının da ihmal edilmiş olduğunu gördük. Bir yandan fiziki yapı çalışmalarımızı sürdürürken, diğer yandan da şehrimizin kültürel kimliğini ortaya çıkaracak çalışmalara ağırlık verdik.

Kültür ve Sanatın, birlik ve beraberliğin sağlanmasında büyük rol oynadığına inanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, vatandaşlarının kültür ve sanat ortamında yan yana, gönül gö-nüle olması için elinden geleni yapmaktadır. Kültür zenginliklerimizi gelecek kuşaklara aktarmanın bir yolu da inceleme ve araştırma eserleridir.

Diğerli araştırmacı Şevket Beysanoğlu tarafından hazırlanan "Anıtları ve Kitabeleri ile DİYARBAKIR TARİHİ" isimli bu eser üç ciltten meydana gelmiştir. Birinci ciltte başlangıçtan Ak-koyunlular dönemine kadar, ikinci ciltte Akkoyunlulardan Cumhuriyet dönemine kadar, üçüncü ciltte ise Cumhuriyet dönemi Diyarbakır tarihi ele alınmıştır.

Tarihi olaylar bir kronoloji örgüsü içinde anlatılırken dönemin eserleri, anıtları, kitabeleri yanında bilim, kültür, sanat ve ticaret hayatı üzerinde de durulmuştur.

Şevket Beysanoğlu'nun daha önce de basılan bu eseri, Diyarbakır Büyükşehir Belediye-si'nin kültür ve sanat alanında başlattığı hamlesinin bir ürünüdür. Eserin hazırlanmasında emeği geçenlere şükran hislerimi ifade ederken,

Gelecek günlerde yeni eserlerle karşınızda olmak dileğiyle başta Diyarbakırlı hemşehrilerim olmak üzere hepinize saygılar sunarım.

Diyarbakır 7996

Dokuzuncu Bölüm:
Akkoyunlular Yönetiminde Diyarbakır
(1401-1507)


I.

Giriş

Akkayunlular, kendilerini, Bayındır boyuna ad verdiği sanılan ve Oğuz Han’nın torunu olarak bilinen Bayındır Han’ın soyundan gelme kabul ediyorlardı. Bu sebebic, Türkiye kaynaklarında" Bayındır Han Oğlanları", İran kaynaklarında" Ba- yındiriyyc " adıyla da anılmışlardır.
Hânedamn, Hamza Bey döneminde (1437- 1444) Bayındır damgasını paralara koydurmak suretiyle resmen kullandığı; Uzun Haşan ve halefleri döneminde ise, paralardan başka, Akkoyunlu divanından çıkmış yazılara ve bayraklara da koydurulup daha yaygın bir şekilde kullanıldığı görülmektedir.

Akkoyunlu devletinin öz kaynağım oluşturan oymaklar şunlardır: Pürnek, Musullu, Koca Hacılu, Hamza Hacılu, Tabanlu (Dabanlu), Ahmedlu, İzzeddin Hacılu, Haydarlu, Emîrlu, Yurtçu. Bunlara, ikinci derece önemli olan Şcyhlü, Sülevmen Hacılu, Çavundur, Dodurga, Döğer, Karkın, Avşar, Beğdili oymakları da eklenebilir. Bu oymakların Moğol istilâsı üzerine XIII. yüzyılın sonlarında Horasan’dan Azerbaycan’a geldikleri, daha sonra da (XIV. yüzyıl sonlarına doğru) Azerbaycan’dan Elazığ ve Diyarbakır arasındaki bölgeye, bilhassa Ergani yöresine sürekli olarak yerleştikleri sanılmaktadır. (Bkz.: Harita 4). Prof. Dr. Faruk Sümer’in belirttiği gibi," Akkoyunlu hâncdanı siyasî başarılar kazandıkça, bilhassa Halep yahut Suriye Türkmenlerinden ve Dulkadır elinden Akkoyunlu eline katılmalar olmuştur. Uzun Haşan Beg Karakoyunlu devletini yıkıp bu devletin topraklarını idaresi altına alınca, Akkoyunlu elinden pek mühim bir topluluk İran’a gitti ve orada yurt tuttu. Bu gidenler, İran’da Türkmen veya kendi Jlarını taşıyarak Safevîler devrinde ve hattâ ondan sonraki zamanlarda varlıklarını sürdürdüler. Doğu Anadolu’da kalanları da, eskidenberi yaptıkları gibi, toplu bir halde yaşamakta devam etliler Osmanlı resmî vesikalarında bunlar Boz Ulus adıyla anılır. Boz Ulus, üç koldan meydana gelmişti: asıl Akkoyunlu kolu, Halep Türkmenleri ve Dulkadırh kollan. Boz Ulus da, bilhassa siyasî buhranlar dolayısıyla XVII. yüzyılın başlarında (1022/1607) Orta Anadolu’ya göç etti. Boz
Ulus’un Diyarbakır bölgesinde pek az bir kısmı kaldı ki vesikalarda buna Boz Ulus Mândesi (kalıntısı) adı verilir." (1).

 




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues