La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları - I


Auteur :
Éditeur : Diyarbakır’ı Tanıtma Derneği Date & Lieu : 1957, İstanbul
Préface : Pages : 384
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 165x235 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Bey. Diy. (1) N° 3484Thème : Général

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları - I

Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları - I

Şevket Beysanoğlu


Diyarbakır’ı Tanıtma Derneği


Diyarbakır, tarih boyunca, Güney Doğu Anadolu'nun fikir ve san'at merkezi olmuştur. Büyük mıntıkaları birbirine bağlayan ana yolların kavşağı bulunması, bir zamanlar, Van, Erzurum, Sivas, Rakka ve Musul vilâyetlerinin çevirdiği geniş bir eyâletin merkezi oluşu; daha ilk çağlardan beri Müstahkem Şehir ve Ticaret Mevkii rolünü oynayan şehrimize bu imkânları sağlamış bulunmaktadır.
Muazzam sûrları, çeşitli âbideleriyle bir Müze - Şehir, binbir medeniyetin izlerini taşıyan Lir tarih kaynağı, özelliklerle dolu bir folklor yatağı olan Diyarbakır, maalesef bugüne kadar lâyıkiyle incelenmiş, tanıtılmış ve anlatılmış değildir. Bir Diyarbakır!) olarak yıllarca bunun üzüntüsünü duyduk ve bu sahada çalışmaya koyulduk. Bu eser, bu yoldaki faaliyetlerimizden bir kısmının mahsulü olarak meydana çıkmış bulunuyor.
Eser üç ciltten ibarettir: Birinci cilt, başlangıçtan Tanzima+a kadar, ikinci cilt, Tanzimattan Cumhuriyete kadar ve üçüncü cilt ise Cumhuriyet devrinde ...


DİYARBAKIRLI FİKİR VE SANAT ADAMLARI ÜZERİNE

İçinde bulunduğumuz XX. yüzyılın ikinci yansında bile, Türk fikir ve sanat tarihini, vesikaların ışığı altında, ilim metodlarmın tam icaplarına göre hakkı ile yazabilecek durumda olduğumuzu kolayca söyleyemeyiz. Uzun çağlar boyunca, orta zaman metodlarına sadık kalarak, edebiyatımızı, sanatımızı tezkire usulü ile, orta malı deyimler, acele hükümler, mütemadi tekrarlarla anlattığımızı sanmışız. Sanat ve fikir adamının bizzat kaleminden çıkmış mahsullerdeki kayıtları bir tarafa bırakıp dışardan gelme rivayetler, menkabelere yapışmış, onları nakil ve mehaz göstermeden tekrar suretile vazifemizi, gûya, yerine getirmişiz.

Bu kabil ihmal ve kayıtsızlıklar birtarafa, fikir ve sanat tarihinin genişlik ve güzellikle yazılabilmesine çok yardımı olacak monografiler de vü-cude getirmek için yeter gayret göstermiş değiliz. Bilhassa Anadolu’da tarih boyunca ve Türk tarihi bakımından önemli kültür merkezleri mahiyetinde telâkki edilmek gereken şehirlerimizden yetişmiş edebiyat ve fikir değerleri üzerinde ayrı ayrı durarak yapılmış tetkiklrimiz pek azdır. Konya, Kayseri, Diyarbakır, Sivas, Erzurum, Urfa v.s. gibi muhitlerin mübarek topraklarından feyzalmış yüzlerce ileri münevverimizin hayat ve eserleri ayrı ayrı incelenecek ve sağlam vesikalarla belirtilecek olursa, bu türlü hizmetler, umumî fikir ve kültür tarihimizin gelişme ve serpilme istikametlerini tayin ve tesbite de çok yardım edecektir. Memnuniyetle müşahede etmekteyiz ki, az sayıda olmakla beraber, son yıllarda bu yolda oldukça ileri adımlar atılmaktadır. Bu hareketlerden bir başhcasına Güney - doğu Anadolu’nun en tanınmış şehri ve Anadolu tarihinin bir kaç altın yaprağını göğsünde saklıyan Diyarbakır sahne olmakla bahtiyar sayılabilir.

1943 tarihinde neşrettiği Diyarbakır Folkloru isimli hacimli eserile Diyarbakır çevresinin halk âdetleri, gelenekleri, şiirleri üzerinde bize cidden istifadeh malzeme ve görüşler kazandıran değerli arkadaşım Avukat Şevket Beysanoğlu, şimdi, okuyucunun huzuruna sunduğu Diyarbakırb Fikir ve Sanat Adamları monografisi ile de Dicle kıyılarının kültür ufuklarındaki bulutları aralamağa çalışmakta ve bize Arnidli İshak’tan başlı-yarak bugüne kadar, onaltı asır boyunca, kendi doğup büyüdüğü iklimin büyük insanlarını tanıtmaktadır. Beysanoğlu, İstanbul Kütüphanelerinin tozlu raflarında saklı bir çok yazma mecmuayı taramış, bir çok divan say
fası üzerine eğilmiş, bir çok mesnevi yaprağı karıştırmış ve böylece evvelâ Diyarbakırlı kültür adamlarının, bizzat kalem mahsullerini bulup çıkarmak için çırpınmıştır. Ayrıca bugüne kadar, başta rahmetli Ali Emir! olmak üzere Diyarbakır çevresinin edebiyat, tarih, sanat v.s. alanlarında şöhret yapmış değerleri üzerine eğilip eser hazırlamış olan zatların mesaisinden de lâyıkı veçhile istifadeyi ihmal etmemiş ve bu faydalanmalarını hemen her adamın hayat ve eserlerile ilgili bahsin sonunda belirtmiştir. Böylece Diyarbakırlı fikir ve sanat adamları, kendi sahasında, Anadolu’da son günlerde aynı konuda yazılıp yayımlanan eserler arasında özel bir mevki kazanmak hakkına sahiptir.

Bununla beraber sayın Beysanoğiu’nun dahi eserinin kusursuz olduğunu iddia edeceğini sanmıyoruz. Böylesine güç ve az işlenmiş bir konuda eksiklerin çokça bulunmasına tabiî gözle bakılmak icabeder. Diyarba-kırm yetiştirdiği kültür adamları, yalnız bu kitapta yazılanlardan ibaret değillerdir. Fakat bununla kuvvetli bir hamle yapılmış olmaktadır. Gelecek nesiller, bundan hız alarak daha tamamlarını, daha metodlulannı, daha genişlerini elbette yazacaklardır. Bugünün Diyarbakırlı genci de Ne-simî’yi, Halilî’yi, Gülşenî’yi, Hâmî’yi okuyup anladığı vakit, kendi yetiştirdiği bölgenin şiir ve fikir alanında nasıl ileri ve heyecanlı insanların olgunlaşmasına elverişli olduğunu sezecek ve kendisi de daha çok içarzu-su ile bir kültür ve sanat adamı olmanın şevkini ve zevkini duyacaktır ümidindeyiz. İşte Beysaııoğlu’nu tebrik etmek evvelâ bunun için zevkli bir içarzusudur.

Eserdeki transkripsiyon sistemi eksikliği, bâzı has isimlerin okunuşundaki küçük kusurlar, bir kaç şiir parçasındaki basit hata, onun umumî güzelliğini asla bozacak bir duruma sebep teşkil etmez. Müellifin, senelerce sabır, tahammül ve iştiyakla hazırladığı bu kitap, ümit ederiz ki, lâyık olduğu yüksek ilgiyi görecektir.

Anadolu’da Beysanoğlu gibi çalışkan araştırıcılar çoğaldıkça fikir, sanat ve edebiyatımızın meçhûl noktalan yavaş yavaş aydınlanacak ve kültür tarihimizin sıhhatle yazılabilmesi kolaylaşacaktır.

Son sözüm Diyarbakır'ı Tanıtma Demeğî'nin giriştiği ve meyvalarını vermekte olduğu yolda hergün yeni muvaffakiyetlerle ilerlemesi ve bu derneğin Başkanı Ş. Beysanoğiu’nun da böylece hızlı ve canlı hareketlerin başında yürümesi dileğinden ve samimî tebriklerimi ifadeden ibarettir.

Feneryolu Sitesi, 27/VIII/957

Doçent Dr. Abdülkadir Karahan

Önsöz

Diyarbakır, tarih boyunca, Güney Doğu Anadolu'nun fikir ve san'at merkezi olmuştur. Büyük mıntıkaları birbirine bağlayan ana yolların kavşağı bulunması, bir zamanlar, Van, Erzurum, Sivas, Rakka ve Musul vilâyetlerinin çevirdiği geniş bir eyâletin merkezi oluşu; daha ilk çağlardan beri Müstahkem Şehir ve Ticaret Mevkii rolünü oynayan şehrimize bu imkânları sağlamış bulunmaktadır.

Muazzam sûrları, çeşitli âbideleriyle bir Müze - Şehir, binbir medeniyetin izlerini taşıyan Lir tarih kaynağı, özelliklerle dolu bir folklor yatağı olan Diyarbakır, maalesef bugüne kadar lâyıkiyle incelenmiş, tanıtılmış ve anlatılmış değildir. Bir Diyarbakır!) olarak yıllarca bunun üzüntüsünü duyduk ve bu sahada çalışmaya koyulduk. Bu eser, bu yoldaki faaliyetlerimizden bir kısmının mahsulü olarak meydana çıkmış bulunuyor.

Eser üç ciltten ibarettir: Birinci cilt, başlangıçtan Tanzima+a kadar, ikinci cilt, Tanzimattan Cumhuriyete kadar ve üçüncü cilt ise Cumhuriyet devrinde yetişmiş fikir ve san'at adamlarına ayrılmıştır.

Kitapta yalnız, soyca Diyarbakırlı olanlar yeralmış+ır. Muslihiddin Lârî, Şeyh Aziz Mahmud Ürmevî, Agâh, Esad Muhlis Paşa vs. gibi Diyarbakır'da yerleşmiş, fikir ve san'at âlemine katılmış olanlar için ayrıca hazırlamakta olduğumuz «Diyarbakır'da Gömülü Meşhur Adamlar» isimli eserimizde yer verilmiştir.

Kitapta beşyüzü aşkın fikir ve san'at adamı mevcuttur. Bunların yazdıkları eserler ise başlı başına bir kütüphane teşkil edecek çoğunluktadır.

Eserin, eksiksiz olması için hiçbir gayret esirgenmemiştir. Bütün kaynaklar incelenmiş, hususî ve resmî kitaplıklardaki binden fazla mecmua taranmıştır. Buna rağmen, hayat ve eserleri hakkında geniş bilgi ve eserlerinden bol örnek verilemiyen fikir ve san'at adamlarımız çok olduğu gibi haklarında hiçbir bilgi edinilemediğinden kitaba alınamamış olanlar da vardır. Bunlar için araştırmalarımıza devam edeceğiz.

Çatışmalarımızda en büyük yardımcımız, kıymetli hemşehrimiz Ali Emirî merhumun eserleri, notları ve Türk milletine armağan eylediği çok zengin kütüphanesi olmuştur.
Kitaba, bir tanıtma yazısı yazmak lûtfunda bulunan İstanbul Üniversitesi Eski Türk Edebiyatı kürsüsü kıymetli Doçenti muhterem Dr. Abdül-kadir Karahan'a ve gerek kaynakların incelenmesinde, gerekse mecmuaların taranmasında yardımlarını esirgemiyen arkadaşım Fahrettin Kırzıoğ-lu'ya burada teşekkürü bir borç bilirim.

Şevket Beysanoğlu

(Diyabakırı Tanıtma Derneği Başkanı)

Amidli İshak

îslâmiyetten önce şehrimizde yetişen şâir ve âlimlerden bilinenlerin en eskisi, Süryanî İshak’tır. 363 yılında Amid’de doğmuştur. Nisibis (Nusaybin) li Mar Afram’dan ders görmüş olup, meşhur Zenobyus’un tilmizi Urfalı Yakob’dan icazet almıştır. Edebiyat ve ilâhiyat sahasında derin bilgi sahibi olmuş, sonradan BizanslIların mezhebini benimsiyerek rahiplik meslekine girmiştir. Midilli Piskoposu tarihçi Zekeriya’nın nakline göre, Do-ğu-Roma (Bizans) imparatorluğunda, Mar Afram’dan sonra en büyük Süryanî âlimi sayılırdı. İmparator Arkadyus’un Kapitol’ü 404 te zaptını, sonra da 410 da Ostrogotlu Alarik’in Roma’yı istilâsını görmüştür. Roma’nın istilâsına dâir iki kaside yazmış, Bizans (İstanbul) şehrine dönünce de eski mezhebini bırakmadığı tesbii edilerek zindana atılmıştır. Sonradan zindandan çıkarak, memleketi olan Amid’e gelip yerleşmiştir.
418 yıllarında burada öldüğü sanılan İshak’ın şiiri de kuvvetli olup, yedi bahir üzerine kasideleri, Tevrat ile Incil’den alman mevzular üzerine faydalı şerh ve tefsirleri vardır. Bu yüzden kilisece üstad tanınarak adı «Aziz/Evliya» derecesine yükseltilmiş olduğundan, yortularda anılmıştır.
Bibliyoğrafya : Antakya ve bütün Doğu Süryanîleri Patriki Mar İgnatius Aphram I Barsaum’un 1943’de Hums’ta basılan arapça «Kitâb-ül'Lü'lü ül'Mensûr fî Târîh Ül'Ulûm ve-I'Âdâb Üs-Süryâniyye» S. 204.

Amid Rahibi Dada

Midilli Piskoposu Zekeriya İskıf, Amidii İshak’ın arkadaşlarından o-lan Amid Rahibi Dada’nm Sımaka (şimdiki: Sımakı) köyünden yetiştiğini, Amid ve çevresinde çok aşırı halde ilerliyen yağma ve soygunlardan halkın korunması için onun elçi olarak İstanbul’a gönderildiğini, yazmaktadır. .
Rahip Dada, Tevrat’taki «Efsâr-i İîâhiyye»yi, Azizlerin siretini nazma çekerek 300 bentte yazmıştır.

Bibliyografya : Adı gecen eıser, S. 205. ’ —

Farkınlı Marutha

Dinî ilimler ve siyaset sahasında tanınmış olan Mar Marutha, Farkın (Silvan) şehrinde doğup büyümüş olan IV. ve V. Asır Süryanî büyüklerinin ...




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues