La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Türkiye Coğrafyası


Auteur :
Éditeur : Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları Date & Lieu : 1942, İstanbul
Préface : Pages : 228
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 165x235 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Dar. Tur. N° 377Thème : Général

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Türkiye Coğrafyası

Türkiye Coğrafyası

Besim Darkot

MEB

1. Türkiyenin yeri — Memleketimizin yeri bir ders küresi, yahut bir dünya hartası üzerinde tetkik edilecek olursa bazı önemli haller göze çarpar:
a) Türkiye toprakları Eski Dünya adı verilen büyük kara kütlesinin hemen hemen ortasında yer almıştır;
b) Eski Dünyayı kuşatan büyük denizlerden Atlas Okyanusunun bir kolu, bu karalar arasına sokularak Türkiyenin bulunduğu yere kadar uzanmış ve topraklarımızın üç kenarını kuşatmıştır {Akdeniz, Ege denizi ve Karadeniz};
e) Türkiye toprakları kuzey yarımküresinde, ekvator ile kutup arasında, yine ortaya yakın bir durumdadır.
Bu görüşlerden çıkartılabilecek bazı sonuçlar vardır: bir kere, Türkiye, yeryüzünün en kalabalık memleketlerinin toplandığı ve büyük medeniyetlere kaynak olan Eski Dünya kara kütlesi üzerindedir. Aynı zamanda orta durumda oluşu yüzünden, birçok memleketlerle kolayca temasa geçebilir. Fakat bu duruma özel bir kıymet veren hal, Türkiyenin hem karalar ortasında bulunuşu, hem de bir denizci memleket oluşudur; böylelikle, Türkiye kendisine uzun kara yollariyle güç varılan bir ülke olmaktan çıkmış, dünyanın her tarafı ile kolay alışveriş yapabilecek bir memleket halini almıştır. Eğer memleketin ...



I

TÜRKİYENİN COĞRAFİ DURUMUNA GENEL BAKIŞ

1. Türkiyenin yeri — Memleketimizin yeri bir ders küresi, yahut bir dünya hartası üzerinde tetkik edilecek olursa bazı önemli haller göze çarpar:

a) Türkiye toprakları Eski Dünya adı verilen büyük kara kütlesinin hemen hemen ortasında yer almıştır;

b) Eski Dünyayı kuşatan büyük denizlerden Atlas Okyanusunun bir kolu, bu karalar arasına sokularak Türkiyenin bulunduğu yere kadar uzanmış ve topraklarımızın üç kenarını kuşatmıştır {Akdeniz, Ege denizi ve Karadeniz};

e) Türkiye toprakları kuzey yarımküresinde, ekvator ile kutup arasında, yine ortaya yakın bir durumdadır.

Bu görüşlerden çıkartılabilecek bazı sonuçlar vardır: bir kere, Türkiye, yeryüzünün en kalabalık memleketlerinin toplandığı ve büyük medeniyetlere kaynak olan Eski Dünya kara kütlesi üzerindedir. Aynı zamanda orta durumda oluşu yüzünden, birçok memleketlerle kolayca temasa geçebilir. Fakat bu duruma özel bir kıymet veren hal, Türkiyenin hem karalar ortasında bulunuşu, hem de bir denizci memleket oluşudur; böylelikle, Türkiye kendisine uzun kara yollariyle güç varılan bir ülke olmaktan çıkmış, dünyanın her tarafı ile kolay alışveriş yapabilecek bir memleket halini almıştır. Eğer memleketin büyük iklim kuşakları üzerindeki yerini de hesaba katacak olursak, Türkiyenin insanlar için yaşamaya ve çeşitli ürünler elde etmeye elverişli bir ülke olduğunu anlarız. İlk medeniyetlerin bu ülkede, yahut onun pek yakınlarında doğması ve pek erkenden bu ülkelerde kökleşmiş olması, rasgele bir olay değildir: buna Türkiyenin yerinin dünya yüzünde yaşamaya elverişli noktalardan biri olmasını sebep gösterebiliriz.

Bütün bunlardan başka, Türkiyenin bulunduğu alan, dünyanın eski medeniyet yuvalarından olan iki âlem, yani bir tarafta Hint ve Çin, öte tarafta Akdeniz memleketleri arasında yer aldığı için ayrı bir önem kazanmıştır. İnsanların yaşayışında ve ürünlerinde büyük farklar gösteren bu iki âlem arasında, tarihin en eski çağlarından beri alışverişler yapılır ve kervan yolları, Türkiyenin bulunduğu topraklardan geçerdi. Akdeniz memleketleri' ayrıca Boğazlar ve Karadeniz yolu ile Doğu Avrupaya bağlanmıştı. Ortaçağdan beri Akdeniz âleminin etkinliği Avrupamn orta ve batı kısımlarına da yayıldı. Her ne kadar daha sonraları Akdeniz ve Avrupa memleketlerini Uzak Doğu’ya bağlıyan deniz yollan bulundu [yeniçağın başında Ümit burnu yolunun bulunması, XIX. yüzyıl ortasından az sonra Süveyş kanalının açılması} ve bu yollar, işlek ticareti eski kara yollarından kendilerine çektilerse de, Türkiyenin yeri, Avrupa ile Asya, Karadeniz kıyısındaki memleketler ile Akdeniz ve Okyanuslar arasında siyasi önemini hiç kaybetmedi. Böyle bir durum, memleketimizin zayıf zamanlarında bizim için çok tehlikeli olmuştu: bu yüzden, geçen yüzyıllar içinde yurdumuza birçok defalar saldırıldı. Halkı tek bir kütle, tek bir millet halinde toplanan sağlam bir Türkiye kurulduktan sonra, işlek yollar üzerinde ve birbirinden farklı âlemler arasında bulunmanın faydaları belirmeğe başlamıştır.
2. Türkiyenin boyutları ve yüzölçümü. — Memleketimiz genci şekil bakımından, batı - doğu doğrultusunda uzanan bir dik dörtgeni andırır. Bu dörtgenin uzun kenarları hemen hemen 3 6 derece ve 12 derece kuzey paralel dairelerine, daha kısa olan kenarlan ise 26 ve 45 doğu meridyenlerine raslar. Şu halde Türkiye, 6 enlem derecesi ve 19 boylam derecesi üzerinde uzanıyor demektir. Türkiye dörtgeninin genişliği Anamur-Kerempe arasında 650 kilometreyi geçmekle beraber, çok yerde 500 - 550 kilometre arasında oynar; doğu - batı doğrultusundaki uzunluk ise bundan hemen üç defa daha fazla olup 1500 kilometreyi aşar [1]

.....

[1] Bilindiği gibi, paralel daireleri arasında açıklık değişmez ve bir derecelik enlem yayının uzunluğu 111,13 kilometre kadardır. Meridyenlere gelince, bunların arasındaki açıklık ekvator'dan kutba doğru azalır. Memleketimizin orta kısmında bir derecelik boylam yayının uzunluğa hemen hemen 85,5 kilometre kadardır.

 




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues