La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

İnönü’nün Söylev ve Demeçleri


Auteur :
Éditeur : Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları Date & Lieu : 1946, İstanbul
Préface : Pages : 410
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 170x240 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Ino. Ino. N° 3360Thème : Politique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
İnönü’nün Söylev ve Demeçleri

İnönü’nün Söylev ve Demeçleri

İsmet İnönü

Milli Eğitim

Erkânı Harbiyei Umumiye Reisi İsmet B. (Edirne) — Devam etmekte olan müzakere bir takrirle başlamıştır. Bunu; müdafaai milliye teşkilâtının noksanlarının ikmali zımnında zâbitan alayları, bölükleri ve saire teşkil edilsin, mebuslar gönüllü teşkilâtı yapsm, meclis tâli umur ile uğraşmasın ve zâbitanın nezdinde hizmetçi bulunmasın, tarzında hulâsa edebileceğim. Bunlara Reis Paşa Hazretleri tafsilâtlı cevap verdiler. Bundan maada takrir sahipleri şifahen meseleyi daha vâsi zeminlere naklettiler. Erkânı Harbiyei Umumiyeye taallûk eden esaslı bir nokta, muhterem arkadaşmız tarafından. Erkânı Harbiyei Umumiyenin vazifesini ifa etmediği tarzında, gösterilen bir zemindir. Bu zemine cevap ...



ÖNSÖZ

Hayatının Millî Mücadele ile başlıyan büyük döneminde Edirne Mebusu, Erkânı Harbiyei Umumiye Reisi, Garp Cephesi Kumandam, Hariciye Vekili, Başvekil olarak gördüğümüz İsmet İnönü, Türk Milleti için bugün en yüksek mevkide ve ödevde kutsal ve yüce bir varlıktır. Öğrenciliğinden bugün en yüksek öğreticilik mevkiine kadar hayatının her safhasında inzibattı, uzgören düşünceli, metin kültürlü temiz bir insan nümunesi olan İnönü, bizim gibi O’nu tanımak mutluluğunu kazanmış olanlar kadar ileriki çağdaşların da, sözlerinden ve hareketlerinden ders alacakları yetkin ve yüce bir insandır. Hayatı O’nunki gibi öğretici ve doğru yolları göstericiyi, her millet, büyük adamları arasında çok az bulur.

İnönü, yalnız düşünme ile kalmadı. Türk vatanı üstünde son çeyrek asır içinde varolmuş maddi ve mânevi eserlerde O’nun düşüncesinin gerçekleşmiş hizmet ve hissesini tarih, bütün gelecekler boyunca görüp gösterecektir. Düşünen ve düşüncelerini yapan insan İnönü, varlığiyle millî hayata her hangi yönden hizmet etmek istiyenlere şerefli bir ders ve terbiye kitabıdır. İnönü’nün sözleri yalnız düşünenin değil, düşündüğünü yapan ve yaptıranın sözleridir. Onları okurken büyük bir kuruculuğa iştirak ediyormuşuz hissini almamız ve kendimizi beraberinde çalişıyormuşuz gibi duymamız bu sebeptendir.

Aziz Milletimize, her cümle ve kelimesini bazan birçok kere sahibine saygı ve sevgimi arttırarak okuduğum bu tarihî sözleri derin bir hürmetle uzatırken Millî Eğitim ödevimin en kutsallarından birini yapmakla bahtiyar oluyorum. 5 . Haziran. 1945

Millî Eğitim Bakam
Hasan-Âli YÜCEL

Subaylardan Kıtalar Kurulması ve Milletvekillerinden
Gönüllü Kıtalar Teşkili Hakkında Verilen Takrir Üzerine

12 temmuz 1336 (1920)

Erkânı Harbiyei Umumiye Reisi İsmet B. (Edirne) — Devam etmekte olan müzakere bir takrirle başlamıştır. Bunu; müdafaai milliye teşkilâtının noksanlarının ikmali zımnında zâbitan alayları, bölükleri ve saire teşkil edilsin, mebuslar gönüllü teşkilâtı yapsm, meclis tâli umur ile uğraşmasın ve zâbitanın nezdinde hizmetçi bulunmasın, tarzında hulâsa edebileceğim. Bunlara Reis Paşa Hazretleri tafsilâtlı cevap verdiler. Bundan maada takrir sahipleri şifahen meseleyi daha vâsi zeminlere naklettiler. Erkânı Harbiyei Umumiyeye taallûk eden esaslı bir nokta, muhterem arkadaşmız tarafından. Erkânı Harbiyei Umumiyenin vazifesini ifa etmediği tarzında, gösterilen bir zemindir. Bu zemine cevap vermek ve Erkânı Harbiyei Umumiyenin vazifesini lâyıkiyle tavzih etmek istiyorum. Erkânı Harbiyei Umumiye, mevcut kuvvetleri iyi kullanmaktan mesuldür. Mevcut kuvvetleri hal ve vakte göre, en muvafık surette istimal etmeğe mecburdur. Binaenaleyh, Erkânı Harbiyei Umumiye vazifesini «yapmıştır» veya «yapmamıştır» demek için, daha vazıh misaller göstermelidir. Meselâ, düşmanın taarruz noktasına bütün kuvvetlerimizi toplayıp müdafaa tertibatı almadık, buyurdular. Düşmanın taarruz noktasına sevketmek için daha nerelerde kuvvet vardı? Orada sevk olunmamış kuvvet neredeydi; veyahut tâli bir noktaya: yanlış bir noktaya sevk olunmuşlar da, düşmanın taarruz noktasına, lâznn olan yere sevk olunmamışlar, bunu söylemek lâznndır. Bu söylenirse o zaman Erkânı Harbiyei Umumiyenin vazifesini ifa edip etmediği takdir olunabilir. Yoksa elde mevcut kuvvet düşmana karşı en iyi bir surette istihdam olunduktan sonra dahi ricat vâki olur ve düşman istilâ edebilir. Bir fıkrasında arkadaşımız buyurmuşlardır ki «Eğer Müdafaai Milliye ve Erkânı Harbiyei Umumiye vazifesini ifa etseydi ricat olmazdı ve düşman istilâ edemezdi».
Vazife ifa etmek, büsbütün başka bir şeydir. Bilirsiniz ki 50 kişi bir tepenin üzerinde 50 bin kişi tarafından muhasara ...




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues