La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Türkiye’de Kürtçülük hareketleri ve isyanlar


Auteur :
Éditeur : Kon Yayınları Date & Lieu : 1980-01-01, İstanbul
Préface : Pages : 292
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 285 x 200mm
Code FIKP : Liv. Tur. Sad. Tur. N° 2570Thème : Politique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Türkiye’de Kürtçülük hareketleri ve isyanlar

Türkiye’de Kürtçülük hareketleri ve isyanlar

Vedat Şadıllılı

Kon

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizin..çeşitli yörelerinde ve genellikle dağlık ve sarp kesimlerde yaşıyan, çiftçilik ve hayvancılıkla geçinen, Turanî (Türk) ırkından oldukları kesinlikle ortaya konan «Kürt» kardeşlerimizin Kurmancî (Kurmançca) ve, Zazaki (Zazaca) konuşmaları; maksatları bilinen çevrelerce istismar edilmekte ve kendilerine, Türk’ten ayrı bir etnik guruba mensup oldukları fikri aşılanmakta ve «Kürtçülük» şuuru benimsetilmek istenmektedir.

Gerçekten; Anadolu'nun bu kesiminde, Arapça, Farsça Türkçe ...




ÖNSÖZ

Kan, barut ve ateş içinde bırakılan Doğu Türkiye'de sergilenen emperyalist oyunları ve kardeş kavgalarının dramını okuyacaksınız bu kitapta...
1908 Meşrutiyetinin ilânından sonra, İngiliz emperyalizminin emrinde, merkezleri İstanbul'da olmak üzere bir takım fesat ve fitne yuvası cemiyetlerin kurulmasıyla birlikte; Doğu'da ayrılık tohumları da atılmış oldu... Bir müddet sonra bu tohumlar filizlenecek, yeşerecek ve ardından meyveler vermeden kökü kurutulacak, fakat suçlu-sııçsuz binlerce insan da bu arada, her biri birer çalı dibinde kaderleriyle başbaşa bırakılacak, yaş ile kuru birarada yanacaktı...

Doğudan batıya, kuzeyden güneye topyekûn bütün millet fertleri, Türkiye'yi çevreleyen çemberi kırmak, emperyalizmin paslı zincirlerini paramparça etmek için başa baş, dişe diş mücadele verdiği sıralarda, memleketin Doğu'sunda beliren ajanlar, provokatörler de emperyalizmin imdadına koşuyor ve zulme karşı direnen bir milletin evlâtlarını arkadan hançerliyordu.. Ingiliz, Fransız, Rus, Amerikan, Ermeni ve Siyon ajanları...
Fazla uzatmaya hiç gerek yok. Emperyalizmin Doğu Anadolu hakkındaki «dosya»sından bir sayfayı çeviriyoruz vu İngiliz emperyalizminin duhşeiengiz piânl.-ırmı. entrikalarını apaçık görüyoruz.

İşte Mr. Ryant’ın raporu:

«...Roşit Paşa ile Kürt meselesini görüştüm ve Albny Novvel'in Malaryayı zlyarothıin zamansız olacağın'. söyledim. Gerçi majestenin hükümetinin Kürt meselesinde büyük menfaati olduğu doğrudur. Fakat bu h'.dccc Mezopotamya ile ilgilidir ve sırf orayı korumak içindir...»

21 Temmuz 1919, Mr. Hohler’den Sir Tilley’e
«... Mezopotamya şimdi bizim olacağına göro, Albay Nowel'e bir Kürt devleti kurdurup, kuzey dağlarını böylece koruyabiliriz...»

19 Ağustos 1919, Amiral Webb’den Lohd Curzona
«... Amerika, Trabzon ve Erzurum'u içine alan bir Ermenistan'ı himaye edecek, geri kalan dört vilâyeti de bir Kürt devleti olarak İngilizler’in himayesine bırakıyor...»

27 Ağustos 1919, Mil. Hohler’den, Mr. C. Kerr’e
«... Kilitlerin ve Ermenilerin diğer meseleleri beni iigilondinr.cz. Bizim Kürt meselesine verdiğimiz ehemmiyet. Mezopotamya'daki yoraltı kaynaklarımız (petrol) içindir...» (1)

Bağdat'taki Ingiliz temsilcisinin 29-Eyiiil 1919'da İngiliz Hindistan İşleri Başkanlığına’ gönderdiği 11543 sayılı kapalı telde, Kürt meselesine ve Albay NOWEL' in faaliyetlerine işaret edilerek şöyle deniliyordu :

«... Novvel’in fikrine göre, Mustafa Kemal'in sebep olduğu durum ciddiyet kesbederse, Bedirhan’ları ve diğer bazı Kürtier'i iyice kullanabiliriz..!» (2)
Nitekim hükümet yetkililerince alınan sıkı tedbir-¹ lor sâyesinde aradıklarını bulamayan ve hiçbir ümidi kalmayan AH Galip, Bedirhanlardan Halil, Coladet ve Kamuran Ali gibi İngiliz sömürgeciliğinin işbirlikçileri, başla liderleri Novvel olmak üzere, Türkiye'yi terk-odip kurtuluşu Halep'e kaçmakta bulmuşlardı. Bu hâdise üzerine, Ingiliz Dışişlerinde görevli G. Kidston, 18 Ekim 1919'da şöyle diyordu :

«... M. Kemal, Novvel'i memleket dışına kovalamakla Kürt kabileleriyle olan bağlantımızı kesmiş bulunuyor...» (3)

28 Kasım 1919, G. Kidston'dan Sir E. Crovve'a
«... Kürtlore her ne kadar inanmazsak da onları kullanmamız menfaatimiz icabıdır. Doğu Anadolu’yu ancak savaş çıkartarak Ermenistan ve Kürdistam diye bölebiliriz...» (4)

3 Eylül 1912‘de Balkan Harbi sıralarında Mr. Marling’in E. Grey’e gönderdiği bir raporda da şu görüşlere veriliyor:

«... Şimdiki durum yalnız Balkan’ları ve Avrupa’yı değil, fakat Araplar’ı, Ermeniler’i, Kürtler’i, ve diğer ırkları da imparatorluktan ayırmaya çalışmak olmalıdır. Türkiye’de yapacağımız propaganda, komitenin Türkiye’yi uçuruma sürüklediği ve mutlak ortadan kalkması icâb ettiği yolunda olacaktır...» (5)

Rus emperyalistleri de ingllizlerden geri kalmıyorlardı. Bu fikrin, bu taktiğin asıl kurucusu olan Ruslar’ın bu yöndeki faaliyetlerinden bir kısmını, 1913 yılı sonunda Kürtler arasında uzunca bir süre kalan Ingiltere Avam Kamarası üyesi Walter Guinness, «The National Review»’da yayınlamıştır. W. Guinness şöyle diyor:

«... Ruslar’ın Kürtler’e gösterdikleri sevgi çok dikkat çekicidir. Kürtler, Ttirkler’in işlerine karışmamasına ve askerlik zorunluğunun Kürtler’e tam uygulanmamasına rağmen, Türkler’e karşı kışkırtılıyordu. Kürtler Rus silahları ile donatılmıştı, hattâ bir dofa ulaşılması çok güç bir köyde Kürt gibi giyinmiş ve Kürtler’in yaşantısını paylaşan bir Rus gördüm. Uzun zamandır köyde yaşadığı söyleniyordu. Fakat sık sık il merkezine gittiğini ve Rus ordusunda subay olan kardeşinin kendisine; para gönderdiğini de öğrendim. Böyle bir adamın çok kuvvetli nedenleri olmadan, son derece geri bir Kürt köyünde yaşamaya karar vermesi, hiçbirşey olmasa bile insanda hayret-uyandırıyor...» (6)

23 Aralık 1919’da aynı konu Ingiliz ve Fransız he-. yetleri arasında tartışılıyordu. Ingiliz Heyeti Başkanı Lord Curzon, Fransız Heyeti Başkanı da Berthelot idi. Müzakerelerden sonra İstanbul’daki Ingiliz Elçisi. Ingiltere Dışişleri Bakanlığına gönderdiği bir telgrafta aynen şöyle diyordu:
«... Hükümetimizin niyeti Türkler’l ne olursa olsun zayıf düşürmek ise, Kürtler’i onlardan, ayırmak hiç de fena değildir ve bu mümkündür. Ancak bunun çok dikkatli yapılması gerekir...» (7)

İngiliz tarihçisi Prof. Arnold Toynbee’nln şu görüşü de oynatılan oyunların dehşetini gözler öniiıih seriyor:

«... İngiiizler Musul’u işgal ettikleri andan İtibaren, Kürtler’i isyana teşvike koyulmuşlardır. Nedeni de İngllizler’in Kürtler’i sevmelerinden değil, Türk hükümetine karşı kışkırtıcı bir üs olarak kullanmak İstemelerindendir...» (8)
İran’da «Ermenice» yayın yapan «Husaper» İsimli gazetenin 11 Eylül 1930 tarihli nüshasındaki şu sözler de, emperyalizmin Kürtçülük fikrine niçin alkış tuttuğuna dair, bir delil teşkil edecektir. Adı geçen gazetede bir Ermeni’nin imzasıyla çıkan yazının bir bölümünde aynen şöyle deniliyor:
«... Tıırkler’le teşriki mesâi ettiğimizden dolayı bizi tenkıd eden basımlarımız bilmelidir ki, Taşnak’ların yegâne maksadı ebedi düşmanımız olan Türk'ü imha etmek ve onunla kat'i hesabımızı görebilmek için her gün, her fırsatta onu bıçaklamaktır. Türk'ün birliğini karıştırmak, Türkiye'ye nifak tohumları sokmak, Türkiye'yi zehirlemek, işte vazifelerimiz bunlardır. Bu itibarla, Kürtler'e teveccüh göstermek Ermeni dâvasına hizmet etmek demektir. Kürtçülük hareketinden uzak durmak, Ermeni dâvasına hizmet etmemek demektir...»

Herşey gayet açık, anlaşılamayacak bir taraf yok.
Doğu’da; sonelerden beri körüklenen ve hur fırsatta, ikide bir hortlatılan Kürtçülük fikrinin altında işte böyle gerçekler var.

Ruslar'ın, İngilizler’in. Fransızlar'ın, Emeniler’in “Kürtçülük” fikrini ele almaktaki maksatları nedir? Bunlar, her biri ayrı ayrı birer kitap teşkil edecek kadar geniş ye önemli konulardır. Kon olarak, ileride bunları tok tek ele alacak ve emperyalizmin Kürtler üzerindeki çirkin eınellorini gizleyen sahte maskesini yırtacağız...

«Türkiye'de Kürtçülük Hareketleri ve İsyanlar» isimli, Kon’un bu İkinci kitabında, sadece Türkiye sınırlan dâhilinde cereyan ede.n Kürtçülük faaliyetleri ele alınmaktadır. Kürtçülük fikrinin doğuşu, tarihî golişimi ve emperyalizmin emrinde çalışan bir takım fesatçıların, fitnecllorin tahrikleriyle patlak veren isyan hareketleri anlatılmakta ve nitekim bu fa-aliyetlor günümüze kadar getirilmektedir...

Bu kitabı okurken; bizi bize vurduran, bizi bize kırdıran, bizi bize küstüren, karakaşlarımıza karagözlerimize değil, dağımıza, taşımıza, toprağımıza hayran olan, göz diken, kanımıza susayan emperyalizmin iğrenç yüzünü, çatık kaşlarını, esrarengiz plânlarını, dehşet arzeden şeytanî tuzaklarını bir kere daha görecek ve bir kere daha kusacağız suratına emperyalizm denen bu canavarın... Rus'un, Fransız'ın, Ingiliz'in, Amerikalı’nın...

Uzatılan namlular., sıkılan kurşunlar., akıtılan kanlar ve bu kanrevan denizi içinde can veren İnsanlar... Bizim insanlarımız, bizim insanlarımızın dramı... Anamız, babamız, dedemiz, kardeşimiz, çoluk-çocuğumuz...
Aynı kandan, aynı candan, aynı dinden; Alevîsly-Ic, Sünnîsiyle bir olan insanlar... Aynı Allah'a, aynı Pcygamber’e, aynı Kltab’a inanan, aynı vatanda, aynı bayrak altında beraberce yaşayan, birlikte ağlayan bir-llkto gülen, kaderleri, tasaları bir olan insanlar... Ben, sen. o. hepimiz. Nedon bu küskünlük?. Niçin bu dargınlık⁷.. Bunca ayrılık-gayrılık niye?.. Sebep ne?...
İki ciltten meydana gelen bu eserin 1. cildini yazabilme dileğımız, geçmişte olmuş birtakım üzücü hadiselerin tesirinden sıyrılarak, bütün dargınlıkların, küskünlüklerin bir kenara İtilip, birliğe, beraberliğe, kardeşliğe doğru emin adımların atılması; Alevîsiyle, Sünnîsiyle, Türkmeniyle, Kürdüyle bütün canların bir olmasıdır. Gelin Canlar Bir Olalım...

Kon Yayınları

(1) E Ulubelen, İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye. Yaylacık Matbaası, Ankara - 1968.
(2) Public Rccord Office (Kısaca Ingiliz Arşivi), Foreign Office (Ingiltere Dışişleri Bakanlığı Belgeleri). 371/4192/ 140507.
(3) Aynı Belge.
(4) ...... age.
(5) The British Documants on the origin of the War, 1896-1914. His Majesly’s stationary Office London.
(6) Walter Guinness, «tınpression of Annenin and Kurdis- tan-, The Naıional Revicvv. Ocak-1914.
(7) T. Baytok, Ingiliz Kaynaklarından Türk Kurtuluş Savaşı Ankara - 1970.
(8) Arnold Toynbee, Türkiye —Bir Devletin Yeniden Doguşu, Milliyet Yayınları, Istanbul - 1971.

Birinci Bölüm

— Giriş
— Kürtçülüğün Tarihi Gelişimi

Giriş

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizin..çeşitli yörelerinde ve genellikle dağlık ve sarp kesimlerde yaşıyan, çiftçilik ve hayvancılıkla geçinen, Turanî (Türk) ırkından oldukları kesinlikle ortaya konan «Kürt» kardeşlerimizin Kurmancî (Kurmançca) ve, Zazaki (Zazaca) konuşmaları; maksatları bilinen çevrelerce istismar edilmekte ve kendilerine, Türk’ten ayrı bir etnik guruba mensup oldukları fikri aşılanmakta ve «Kürtçülük» şuuru benimsetilmek istenmektedir.

Gerçekten; Anadolu'nun bu kesiminde, Arapça, Farsça Türkçe karışımı, “Kürtçe” denilen bir dil konuşan soydaşlarımız vardır. Ou inkâr edilemez. Ama bu soydaşlarımızın Türk ırkından geldikleri, çeşitli Türk boylarına mensup oldukları mevcut belgelerden, anıt yazılardan (1) kesinlikle tesbit edilmiştir. Bilhassa eski Kürt Teali Cemiyeti'nin en hızlı üyelerinden, olan Diyarbakırlı Dr. Mehmet Şükrü Sekban, Paris'te 1933 yılında Fransızca olarak «La question Kürde» (Kurt Meselesi) isimli bir kitap yazarak (2) Kürtler'in ...

 




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues