La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

İsmail Beşikçi Davası III


Auteur : Multimedia
Éditeur : Yurt Date & Lieu : 1992, Ankara
Préface : Pages : 200
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 145x215 mm
Thème : Politique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
İsmail Beşikçi Davası III

Versions:

Bilimsel yöntem üniversite özerkliği ve demokratik toplum ilkeleri açısından
İsmail Beşikçi davası III

Suç:1- Sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde tahakkumünü tesis etmek veya sosyal bir sınıfı ortadan kaldırmak yahut memleket içinde müesses iktisadi ve sosyal nizamlardan herhangi birini devirmek için propaganda yapmak.
2- Anayasanın tanıdığı kamu .haklarını ırk mülahazasıyla kısmen veya...


ÖNSÖZ

12 Martın balyoz harekatı bütün hızı ile sürüyordu. ismail Beşikçi Atatürk Üniversitesi'nde aynı kürsüyü, aynı odayı paylaştığı öğretim üyelerinin ihbarı üzerine 19 Haziran 1971'de Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki odasında gözaltına alındı ve 24 Haziran'da Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi tarafından tutuklandı. Zaten askeri mahkeme yapılan ihbarlar dolayısıyla Beşikçi hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkartmıştı.

Profesörler ihbarlarını "bir vatanseverlik borcu" olarak niteliyorlardı. Hatta kimisi Beşikçi "Yargının elinden kaçamasın" diye dört-beş sıkıyönetim komutanlığına birden ihbarda bulunmuştu. Beşikçi tehlikeliydi (!) Komünistti ve Kürtçülük propagandası yapıyordu. Muhbirler ihbarlarında suç olarak, Beşikçi'nin öğrencilerine anlattığı ders notlarını, sınav sorularını, yazmış olduğu kitapları ve dergilerdeki makalelerini gösteriyorlardı.

Beşikçi'nin susturulmasını, cezalandırılmasını isteyen bu profesörler ne yazık ki Beşikçi'nin yazdığı kitaplara, yayınladığı makalelere tek bir satır eleştiri yöneltmemişlerdi. Üniversite ortamında tartışmak, bilimsel bilgi üretmek yerine devletin zor gücüne başvurmasını istiyorlardı. Kuşkusuz bu tutum bilim adamlığı, bilim ahlakı adına utanç vericiydi. Fakat resmi ideolojinin istekleri doğrultusunda, onun talimatları yönünde hareket edildiğinde utancın adı vatanserverlik oluyordu ve ihbarcılar bu sıfatı şevkle kabul ediyorlardı.

Bilim üretmek yerine ihbarı bir görev bilen bu öğretimin üyelerinin adları elinizdeki kitapta mahkemece tek tek sayılmaktadır. Yine bu kararda üniversite yönetiminin Milli İstihbarat Teşkilatı'nın bir bürosu gibi çalıştığı da açıkca belirtilmektedir.

Bu durum üniversite olgusu açısından son derece çelişkilidir. Çünkü üniversiteler bütün zamanlarda bilim üretim merkezi olarak tanımlanırlar. Bilim yapma özgürlüğü de üniversitelerin olmazsa olmaz ögesi olarak bilinir. Olayımızda ise bütün bunların yani üniversite özerkliğinin, bilim özgürlüğünün yerine resmi ideolojinin geçtiğini görüyoruz. Yapılan ihbarlar üniversitenin intiharıdır. Şu da var ki bu ihbarlara profesörleri kimse zorlamamaktadır. İhbarcılar kendiliklerinden harekete geçmektedir. Bu tutum da bilim açısından resmi ideolojinin çok derin tahribatlar açtığını izlemek mümkündür. Bu tutumda resmi ideolojinin kişiliksizleştirici, tek tipleştirici işlemi görmek mümkündür.

Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı Beşikçi hakkında üç ayrı iddaname düzenleyerek onyıllarca ceza istemi ile dava açmıştı. Beşikçi'nin yargılanması aynı zamanda üniversitenin, bilimin de yargılanmasıydı. Fakat davanın asıl dayanağı üniversitenin kendisine ihanetiydi. Çünkü ihbar dilekçeleri, olduğu gibi iddianameye dönüşmüştü. Askeri savcı, profesörlerin sözlerini tekrarlıyor, Beşikçi'nin düşünceleri tehlikelidir, cezaevine konulmalıdır diyordu.

Beşikçi'nin tek başına yargılandığı dava 1 yıl 1 ay sürdü. Gerekçeli karar incendiğinde açıkca görülecektir ki Beşikçi hakkındaki iddia ne olursa olsun mutlaka mahküm edilmelidir anlayışıyla açılmıştı. Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi burjuvazinin kendi hukukunu bile hiçe saymaktan geri durmamıştı. Mahkeme şöyle diyordu: "Beşikçi hakkında dava açılması için sıkıyönetimin ilanına kadar beklenilmiştir."

Beşikçi'ye yönelik suçlamalar arasında üniversitede gizli komünist örgüt kurmak (TCK 141/1), anlattığı derslerde, sorduğu, sınav sorularında, katıldığı açık oturumlardaki konuşmalarinda, yazdığı kitap ve makalelerde komünizm ve Kürtçülük propagandası yapmak (TCK 142/1, 3) bulünuyordu.

Duruşmalarda onlarca tanık dinlendi. Profesörler ihbarlarını yinelediler. MiT raporları kanıt olarak mahkemeye sunuldu.
Askeri savcı 140 sayfalık bir esas hakkında mütalaa sundu mahkemeye "Beşikçi" dedi "bilimi kendi ideolojisi doğrultusunda kullanıyor." (1. Kitabımızın içinde yer alacak) Beşikçi'yi suçlarken aslında her sözünde ona hayranlığını dile getiriyordu.

Beşikçi ise bilimsel düşünce yöntemini, bilim özgürlüğünü tavizsiz bir biçimde savundu. Görüşlerini, düşüncelerini daha da netleştirdi. Bu yargılama süreci Beşikçi'nin zihnindeki karakolları yıkma, düşüncesini özgürleştirme eyleminin başlangıcı oldu. Resmi ideoloji ile bağlarını kesin bir biçimde kesmesine olanak verdi.

Diyarbakır sıkıyönetim mahkemesi İsmail Beşikçi'yi Komünizm propagandası yapmaktan 8 yıl 4 ay, Kürtçülük propagandası yapmaktan 4 yıl 8 ay 7 gün olmak üzere toplam 12 yıl 12 ay 7 gün hapis ve 3 yıl sürgün cezasına çaptırdı. Suç konusunda bir nokta ilgi çekiyordu. Mahkeme Beşikçi'nin, Ankara Devrimci Doğu Kültür Ocakları'nda verdiği konferansta komünizm propagandası yaptığına, Ant dergisinde yazdığı yazı ile de kürtçülük propagandası yaptığına karar vermişti. Mahkemede aylarca tartışılan diğer konulardan ise söz dahi edilmiyordu.

Elinizdeki kitap Bilimsel Yöntem, Üniversite Özerkliği ve Demokratik Toplum ilkeleri Açısından İsmail Beşikçi Davası 3. cildini oluşturuyor. Davanın tamamı 5 cilt halinde yayınlanacak. Bu kitapları bilim özgürlüğü için, gerçeklik için, resmi ideoloji karşısında onun her türlü yaptırımına karşı onurluca tavır alışın belgeleri olarak yayınlıyoruz. Kuşkusuz Beşikçi'den ve Beşikçi'nin tutumundan öğrenecek çok şey var...

Yayınlamış olduğumuz Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanlı'ğı Askeri Mahkemesi'nin Gerekçeli Kararı'nda çok büyük yazım yanlışlıkları ve cümle düşüklükleri söz konusu idi. Çok kaba yanlışlıklar ve maddi hatalar dışında metne dokunmadık.
Beşikçi'ye saygı okura dostlukla...

Ankara
Ocak 1992
Yurt kitap-yayın




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues