La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Türk Tarih Tezi ve Kürt Sorunu


Auteur : Multimedia
Éditeur : Dengê Komal Date & Lieu : 1986, Stockholm
Préface : MultimediaPages : 262
Traduction : ISBN : 91-86958-01-2
Langue : TurcFormat : 145x195 mm
Thème : Sociologie

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Türk Tarih Tezi ve Kürt Sorunu


Türk tarih tezi
"Güneş dil teorisi"
ve Kürt sorunu

"...Türk tarihinin yazımı, konusunda, doğruları, «hakikati», kati surette ifade etmemektedir. Türk Tarih Tezi, Güneş—Dil Teorisi, «Sınıfsız, İmtiyazsız, Kaynaşmış Millet» etrafında geliştirilen ve kurumlaşmasına çalışılan resmi ideoloji, CHF Genel Başkanı ve Cumhurreisinin bu sözlerini kesinlikle yalanlamaktadır. Türk tarihinin yazımında, doğrunun, «hakikatın» tek ölçülü olan olgulara, hiçbir zaman itibar edilmemiştir. Bilakis, olgular, olgusal ilişkiler, gerçek somutlar, gizlenmeye, yok edilmeye, saptırılmaya çalışılmıştır. Sümer'lerin, Hitit'lerin, Mısır Tanrılarının, Ege'nin, Roma'nın, Hind'in, Çin'in, Türk olduğu, buralardaki kültür ve medeniyetlerin Türkler tarafından kurulduğu, Kürt diye bir ulusun, Kürtçe diye bir dilin olmadığı, Türk tarihinin «sarsilmaz bilim hakikatları» olarak ifade edilmesi, bu süreç içinde olmuştur. CHF Genel Başkanı, Sümer'lerin, Hitit'lerin, Mısır Tanrılarının, Ege'nin, Roma'nın, Hind'in, Çin'in Türk olmadığını elbette biliyordu. Kürt ulusal varlığından, Kürtçeden elbette haberdardı. Sadece haberdar olmakla kalmayıp, 1919-1922 yılları arasında, Kürtlerle ittifak aramış ve bulmuştu. Fakat, yalana dayalı bu ideolojinin önemli bir işlevi vardı. Resmi ideolojinin bu işlevini sürdürebilmesi için bunların «sarsılmaz bilimsel hakikat» olduğuna inanılması ve inandırılması gerekiyordu."...


ÖNSÖZ

CHF Genel Başkanı ve Cumhurreisi Gazi Mustafa Kemal 16 Ağustos 1931 de, Türk Tarihini Tetkik Cemiyeti' Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Genel Katibi Tevfik Bey'e (Bıyıklıoğlu) yazdığı mektupta şöyle diyor:

«... Biz daima hakikat arayan ve onu buldukça ve bulduğumuza kani oldukça ifadeye cüret gösteren adamlar olmalıyız... Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmasa, değiş, meyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir maliyet alır» (Sözeden, Uluğ İğdemir, Cumhuriyetin 50. Yılında Türk Tarih Kurumu, TTK Ankara 1973 s. 9).

Bu sözler, Türkiye'de yapılan araştırmalarda, özellikle tarih ve Türk tarihi araştırmalarında, Türk tarihinin yazımı, konusunda, doğruları, «hakikati», kati surette ifade etmemektedir. Türk Tarih Tezi, Güneş—Dil Teorisi, «Sınıfsız, İmtiyaz¬sız, Kaynaşmış Millet» etrafında geliştirilen ve kurumlaşmasına çalışılan resmi ideoloji, CHF Genel Başkanı ve Cumhurreisinin bu sözlerini kesinlikle yalanlamaktadır. Türk tarihinin yazımında, doğrunun, «hakikatın» tek ölçülü olan olgulara, hiçbir zaman itibar edilmemiştir. Bilakis, olgular, olgusal ilişkiler, gerçek somutlar, gizlenmeye, yok edilmeye, saptırılmaya çalışılmıştır. Sümer'lerin, Hitit'lerin, Mısır Tanrılarının, Ege'nin, Roma'nın, Hind'in, Çin'in, Türk olduğu, buralardaki kültür ve medeniyetlerin Türkler tarafından kurulduğu, Kürt diye bir ulusun, Kürtçe diye bir dilin olmadığı, Türk tarihinin «sarsilmaz bilim hakikatları» olarak ifade edilmesi, bu süreç içinde olmuştur. CHF Genel Başkanı, Sümer'lerin, Hitit'lerin, Mısır Tanrılarının, Ege'nin, Roma'nın, Hind'in, Çin'in Türk olmadığını elbette biliyordu. Kürt ulusal varlığından, Kürtçeden elbette haberdardı. Sadece haberdar olmakla kalmayıp, 1919-1922 yılları arasında, Kürtlerle ittifak aramış ve bulmuştu. Fakat, yalana dayalı bu ideolojinin önemli bir işlevi vardı. Resmi ideolojinin bu işlevini sürdürebilmesi için bunların «sarsılmaz bilimsel hakikat» olduğuna inanılması ve inandırılması gerekiyordu. 0 halde, yukarıdaki sözler, bilimsel davranışın, tarih yazımının ilkeleri değil, Türk Tarih Tezi, Güneş—Dil Teorisi, «Sınıfsız, Imtiyazsız, Kaynaşmış Millet» anlayışları etrafında . kurumlaştırılmaya çalışılan resmi ideolojiyi gizleyen bir örtüdür.

1930 yıllarında ve sonrasında Türk tarihi ve Türk dili üzerinde uğraşan pek çok kişi vardır. Çeşitli incelemelerin, kitaplarm üzerinde bu kişilerin isimleri yazılı olsa da, tarih yazan esas kişiler onlar değildir. Esas kişi onları yazdırandır; CHF Genel Başkanı ve Cumhurreisi Gazi Mustafa Kemal'in bizzat kendisi. Bu durum zaten o zamanki yazarlar tarafından iftiharla ifade edilmiştir. Böyle bir yazıcılık aynı zamanda ücretlidir. Ücret, bu yazarların, CHF Genel Başkanı tarafmdan TBMM'ne mebus olarak atanmaları biçiminde ödenmektedir. Türk üniversitesinin, Türk «bilim»inin gelişimindeki temel olgulardan biri budur. Ve bu olgu Türkiye'de bilimin, özellikle toplumsal bilimlerin, resmi düzeyde, «Şef»'in denetiminde ve O'nun görüşleri doğrultusunda gelişmesi so-nucunu doğurmuştur. Bu, şeflik düzenlerinin «Ebedi Şef» anlayışının kaçınılmaz bir sonucudur. İttihat ve Terakki'ye ulaşan kökleri olduğu da şüphesizdir.

«MC'nin Ders Kitapları» konusu, 1976-1977 yıllarının bir sorunu değildir. Kökü tek parti dönemindedir. «MC'nin Ders Kitapları» eleştirilirken, protesto edilirken, bu bağın kurulmaması, Türkiye'deki eleştiri anlayışının, bilimsel düşünce anlayışmm köksüzlüğündendir, zayıflığındandır. Bazı konuların eleştiri dışı bırakılmasındandır. Bu anlayış, olguları, olgusal ilişkileri, yaşanan hayatı inceleyeceği yerde, «Şef»'in sözlerinden kaynaklanmaktadır. Örneğin, yukarıdaki sözü, gerekleri yerine getirilmiş direktif ler olarak değerlendirmektedir. Tarih ve dil araştırmalarının bu çerçeve içinde yapıldığına inanılmaktadır. Bu bakımdan eleştiri yerine «övgü» yapılmaktadır. Halbuki olgular, yapılan araştırmalar, eylem¬ler, bu sözlere hiçbir zaman itibar edilmediğini, riayet edilmediğini açıkça ortaya koymaktadır.

Bundan önceki bir araştırmada, Kürtlerin 'Mecburi İsk ini' (*) olgusu ve bu olguya Türk Üniversitesinin, Türk düşüncesinin', Türk «solu»'nun ve «sosyalist» hareketinin yaklaşım tarzı üzerinde durmuştuk. Bu araştırmada iki olgu üzerinde duyuyoruz. Türk Tarih Tezi ve Güneş—Dil Teorisi. Türk Üniversitesinin, Türk «bilim» çevrelerinin, Türk düşüncesinin, bu olguları, nasıl değerlendirdikleri üzerinde duracağız. Cumhuriyet tarihinden seçtiğimiz olguları ve bu olgulara yaklaşım biçimini incelemeye bundan sonraki araştırmalarda da devam edeceğiz.

Ankara, Şubat 1977
İsmail Beşikçi




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues