La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Lozan Konferansı ve İsmet Paşa


Auteur :
Éditeur : Türk inkılâp tarihi enstitüsü Date & Lieu : 1943, İstanbul
Préface : Pages : 480
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 155x235 mm
Code FIKP : Liv. Tr.Thème : Politique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Lozan Konferansı ve İsmet Paşa

Lozan Konferansı ve İsmet Paşa

Ali Naci Karacan

Türk inkılâp tarihi enstitüsü

Millî Kurtuluş tarihi üç askerî, bir de siyasi zafer üstüne kurulmuştur. İnönü zaferi dağınık kuvvetler yerine kurduğumuz ilk muntazam ordunun, askerî emir ve kumandanın zaferidir. Sakarya, düşman istilâsını vatanın bağrında durduran ve geri çeviren; Dumlupınar, istilâ ordularını yok ederek millî istiklâli kuran askerî zaferlerdir. Lozan muahedesi ise yeni Türkiye devletinin toprak ve hak bütünlüğünü ve tamamlığını, harbi kazanan devletler başta olmak üzere bütün milletler âlemine tanıttıran ve tasdik ettiren siyasi zaferin şanlı ve şerefli vesikasıdır.

İnönünde İsmet Paşa cephe kumandanı, Sakaryada Mustafa Kemal Paşa başkumandan ve Ismet Paşa cephe kumandanı, Dumlupınarda Gazi Mustafa Kemal Paşa başkumandan ve İsmet Paşa gene cephe kumandanı, Lozan görüşmelerinde Gazi Mustafa Kemal Paşa Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi ve İsmet Paşa Büyük Millet Meclisi hükûmetinin Hariciye Vekili ve başmurahhası idi. Bu suretle yeni Türkiye Devletinin temel taşlarına, Ebedî ve Millî Şeflerin adları, tarihin yanılmaz ve yanıltılmaz eliyle kazılmış bulunmaktadır.

.....


Identité


Ali Naci Karacan

Lozan Konferansı ve İsmet Paşa

Türk inkılâp tarihi enstitüsü yayınları

Türk inkılâp tarihi enstitüsü yayınları: 3
Lozan Konferansı ve İsmet Paşa
Ali Naci Karacan


Ankara: 7.7.1943

Başvekil

Muharrir Ali Naci Karacan'a

Millî Kurtuluş tarihi üç askerî, bir de siyasi zafer üstüne kurulmuştur. İnönü zaferi dağınık kuvvetler yerine kurduğumuz ilk muntazam ordunun, askerî emir ve kumandanın zaferidir. Sakarya, düşman istilâsını vatanın bağrında durduran ve geri çeviren; Dumlupınar, istilâ ordularını yok ederek millî istiklâli kuran askerî zaferlerdir. Lozan muahedesi ise yeni Türkiye devletinin toprak ve hak bütünlüğünü ve tamamlığını, harbi kazanan devletler başta olmak üzere bütün milletler âlemine tanıttıran ve tasdik ettiren siyasi zaferin şanlı ve şerefli vesikasıdır.

İnönünde İsmet Paşa cephe kumandanı, Sakaryada Mustafa Kemal Paşa başkumandan ve Ismet Paşa cephe kumandanı, Dumlupınarda Gazi Mustafa Kemal Paşa başkumandan ve İsmet Paşa gene cephe kumandanı, Lozan görüşmelerinde Gazi Mustafa Kemal Paşa Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi ve İsmet Paşa Büyük Millet Meclisi hükûmetinin Hariciye Vekili ve başmurahhası idi. Bu suretle yeni Türkiye Devletinin temel taşlarına, Ebedî ve Millî Şeflerin adları, tarihin yanılmaz ve yanıltılmaz eliyle kazılmış bulunmaktadır.

Gerek askerî zaferlerimiz, gerek siyasi zaferimiz için ne yazılsa, ne kadar yazılsa azdır. Bugünkü, yarınki ve asırlar sonrası gelecek genç nesiller, enerjilerini, gururlarını, güvenlerini bu kaynaklardan tazeliyeceklerdir. Lozan konferansının etraflı bir tarihini yazmakla, siz, hâdiseler içinde yaşıyan neslin borçlu olduğu bir vazifeyi yapmış oluyorsunuz. Eseriniz, Türk edebiyatına esaslı bir hizmettir. Tebrik eder ve emeğinizin, muvaffakıyetinizin bu yolda çalışanlara örnek ve teşvik olmasını dilerim.

İnkılâp Enstitüsünün, ilgili kanunla üzerine aldığı vazife iki taraflıdır; biri İstiklal mücadelesinin ve inkılâbın her olayını, bu olayların her maddesini dikkatle toplamak, ikinci olarak da bütün bu toplanılan madde ve belgeleri memleket içinde, hattâ dışında yaymaktır.

Metotlu tarihin yazılış üslûbu ne kadar güzel olursa olsun ciddi edadan kendini uzak tutması imkânsızdır. Onun için tarih iddiası olmaksızın olayların serbest bir kalemle nakli, tarih yakalarının perde arkalarını gösterme bakımından özel bir değer taşır. Hâtıralar bu türlü yazılardır. Görüşlerin, görülen şeylere uyma nisbetleri çoğaldıkça, onlar zaman içinde tarih kıymetini de alırlar. Tarihte objektif oluş nasıl yüzdeyüz değilse, hâtırada da subjektif oluş bu dozda olamaz. Gören ve yazanın dikkati, hâtıranın öznel görünüşü içinde nesnel varlığını, tarihe inanılır gibi güvenilecek dereceye çıkarabilir:

İnkılâp Enstitüsü, İstiklal mücadelesinin neticesini aldıran Lozan için Karacan'ın kaleminden çıkmış bir hatıra albümünü neşretmekle vazifesinin ikinci kısmında kıymetli bir başlangıç yapmış oluyor. Lozan bizim için aziz bir hatıra, tarih için ehemmiyetli bir olaydır. Ebedi Şefin büyük ve isabetli bir takdirle harb gibi sulhu da yüksek zekâ ve iradesine emniyet ettiği Milli Şefimiz İnönü'nün şahsiyetini, Karacan'ın bu kitabında, Lozan'da birbiri arkasına ve çok kereler fırtınalı geçen olaylar arasından çizgi çizgi belirir ve canlanır görüyoruz.

Lozan konferansı esnasında Başmurahhasın emrinde ve yakınında bulunan Sıvas Mebusu Atıf Esenbel, bu kitabın müsveddelerini okudu. Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsünün Yönetim Kurulu, riyaset ettiğim bir toplantısında basım kararını vermeyi, o devreyi iyi bilen bu salâhiyetli arkadaşın reyine bağlamıştı. Bu ricamı lûtfen kabul buyuran Esenbel, 22.VI.943 tarihli raporunda şöyle diyor:

«Ali Naci Karacan'ın yazdığı ve tetkikini lûtfen bana havale buyurduğunuz (Lozan konferansı ve İsmet Paşa) isimli eseri dikkatle okudum. Hâsıl ettiğim intibaları sırasiyle arzediyorum:

A — Eser; Lozan sulhunun, klasik şekil ve anlamda yazılmış ve muayyen tabakalara hitabeden bir tarihi değildir. Daha ziyade, konferans müzakerelerinin bütün safhalarını, onu idare eden insanların, kudret ve zaaflarıni, her tabakadan okuyucuların anlıyabileceği ve heyecanla takibedeceği gibi yazılmış büyük bir röportajdır; denilebilir. Eserin bu hususiyeti, çok büyük bir rağbet göreceğine şüphe bırakmamaktadır.

B — Hadiseler ve müzakere mevzuu olan meseleler, gerek tarihleri, gerek müzakere ve münakaşa şekilleri itibariyle hakikata uygundur.

C — Vakalar ve insanlar, o tarihte olduktan gibi anlatılmışttr.

D — Türk delegasyonu Başmurahhası ile diğer delegasyonlar murahhasları arasında ve umumi celselerde; vaki olan ve kitapta muhavere şeklinde; yazılmış bulunan münakaşaları konferans procès verballeri ile karşılaştırdım. Bunların da resmi zabıtların aynı olduğunu gördüm.

E — Konferans müzakerelerinin zaman zaman çıkmaza girmesi, yeni bir harb tehlikesinin belirme'si ve konferansın birinci dağılması gibi büyük hadiseler, her sınıftan okuyucuyu heyecana düşürecek gibi cazip bir lisanla vülgarize edilmiştir.

F — Eseri bu hale getirmek için büyük gayret sarfedildiği ve birçok vesaike müracaat edilmiş olduğu görülmektedir.

Netice: Eser, her bakımdan Lozan konferansının bütün safhalarını ve onun büyük kahramanının yüksek şahsiyetini en doğru, en sade ve fakat en heyecan verici bir tarzda anlatan tek eserdir. Bunun gibi daha birkaç tanesinin telifini temenni ederken basılmasında büyük isabet olduğunu arz eder ve tazimlerimin kabulünü rica ederim».

Arkadaşımın dikkatle tetkik ettiği bu eser hakkındaki şahadetini ehemmiyetli görürüm. Lozan'ı yaşamış olanlardan sonra doğup gelecek nesiller, bu kitapta Cumhuriyet tarihimizin en önemli bir safhasını, o devri yaşayanlar gibi duyabileceklerdir. İleri çocuklarımıza bu imkânı kazandırmış olan kalemi takdir ve teşekkürle karşılarım.

30 haziran 1943
Maarif Vekili
Hasan-Âli Yücel




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues