VersionsJîn (1918-1919) - I [Kurdî, Uppsala , 1985]
Jîn (1918-1919) - II [Kurdî, Uppsala , 1985]
Jîn (1918-1919) - III [Kurdî, Uppsala , 1986]
Jîn (1918-1919) - IV [Kurdî, Uppsala, 1987]
Jîn (1918-1919) - V [Kurdî, Uppsala, 1988]
Jîn, kovara kurdî-tirkî & kürdçe-türkçe dergi (1918-1919), cild IV
YÜKSEK BİR ESER-İ HAMİYET(*)
Martın 30'uncu pazar günü Kürdistan Tealî Cemiyeti'nde Kürdçe mevlûd-i Şerîf okunacağı gazetelerle ilân olunmuştu. Yevm-i mezkûrde orada bulunamayacak olan mektebli bir Kürd kızı, sureti zîrde münderic mektubla pek zarif çiçeklerin süslediği zarif bir sepeti ve bir kutuyu göndermişti.
Mevlûdün kıraatinden sonra hazırûnun ısrarı üzerine cemiyet menfaatine müzayedeye çıkarılmış ve esmanı beşyüz yetmiş liraya bâliğ olmuştur.
Kalbleri daima hissiyat-ı milliye ile çarpan böyle hanımlara ve müzayedeye iştirak eden hamiyetperverana, Kürdlük namına teşekkürler ederiz.
Mektub sureti
Muhterem kardeşlerim, Milletimin tealîsine mâtuf teşebbüsât-ı âliyeyi işitince, büyük bir gurur-ı millî ile meserret yaşları dökmekten kendimi alamıyorum. Bu defa da lisan-ı millî ile mevlûd-i Şerif okutturulacağını kemal-i meserretle gazetelerde okudum. Orada kendim bulunamayacağım. Mektebde yaptığım işbu hediyecik lerin kabulünü rica eder ve her işte muvaffakiyetlerinizi Allah'tan niyaz eylerim.
29 Mart, sene 335(1919) H. Aziz
[2] Hicran sahifeleri karlι yurdun öksüz ve nasibsiz evlâdlarına (*) Münderecat
Türkçe kısmı Yüksek bir eser-i hamiyet / H. Aziz Karlı yurdun öksüz ve nasibsiz evlâdlarına / Kemal Fevzi Eyyam-ı mahsusamızı tesbit meselesi / Memduh Selimbegî "Mem û Zîn"in tab'ı münasebetiyle / Memduh Selimbegî Bir hikâye-i tarih / Law Reşîd
Kürdçe kısmı Gazindek / Kurdîyê Bitlîsî Meme Alan(Kürdçe piyes) / E. Rehmî Zavallılar! Dört-beş senelik hicran mesafesinin uzun ve dikenli yollarında, ölümle çok güleştiğiniz oldu. Bu gurbet ve ayrılık yolculuğunun daha hangi çorak ve ıssız çöllere kadar uzayacağını kestiremem. Niyaz için uğradığınız mâbedlerin kapılarını kapalı, kandillerini sönük gördünüz. Kapıları açık olanlarının da mihrabı önünden boş elle döndünüz. Geçtiğiniz ve halen geçmekte olduğunuz geçitlerin ne kadar çetin ve üzüntülü olduğunu, uzaktan olsun işitiyordum.
Hayatın en karanlık, en derin ve mübhem ufuklarında meşaller yakıp gezdim. Heryerde "hiçî"nin gürîzan gölgesinden başka bir şey bulamadım. Arkamda senelerin muzlim heyûlâsı, beni, mazî denen ezel limanına doğru çekip boğmak istedi; boğulmadım. Önümde "âtî"nin aldatıcı nevzadı, her gün sırıtan riyakâr çehresiyle gülümseyerek aldatmak istedi; aldanmadım. Adım adım dolaştığım bu saha-i hiçîde nihayet yorgun düştüm; yolumu aydınlatan meşalimi, uzaklardan kopup gelen bir fırtına bulutu söndürdü. Heyhat!! Esrar önünde irkilip kaldım. Artık bütün benliğimi sarsan bir "acz-i mutlak" içinde diz çöküp kime yalvarayım!
En karanlık günlerimde bile dem olmazdı ki, nasibsiz yurdumun tüyler ürperten felâketleri, o acı ve iniltili yoksullukları birer dram sahnesi gibi gözüm önünden geçmiş olmasın! Her biri en ağlatıcı bir yadigâr olan o acıklı vak'aları birer birer gözümle görmediğime veya coşkun bir yürekten, yanık bir lisandan işitmediğime ne kadar müteessifim, bilseniz! [3] Ben hep sizleri düşünürken, bir "irtibat ve teselsül-i efkâr", o bîçare, sahibsiz memleketin şen bağçelerini, zihnimi "edvar-ı esatîr"e kadar alıp götüren yüksek, yalçın kayalıklarını, en hasta sevdalara en Ah nağmeler terennüm eden gümüş çağlayanlarını, yorgun ümidleri baygın ninnilerle avutan ırmaklarını, kenarlarında yeşil gözlü, vahşî periler yıkanan beyaz menbalarını, bazen serâpâ istihza kesilen, gür siyah kaşlar altında daima gülen koyu siyah gözleri hatırlatır ve zihnimde o penbe, hülyakâr ufukların hayali irtisam eder dururdu.
Sizi çok, pek çok defalar andım, geçen yolculardan çok defalar sordum. Kiminizin Rusya'da esir olduğunuzu ve kiminizin İran topraklarına sığındığınızı, birçoğunuzun da ebediyetin kapılarını çaldığınızı söylerlerdi.
Ben bu tahammül kıran şeylere için için hayli ağladım. Hayatınızı müjdeleyen bir sada, o tesellîsiz ufuklardan uzanıp gelmedi. Siz her gün katre katre yaşarken, hayır belki her gün bir parça daha ölürken yalnız hüsranınızı ağlayan tarih vardı. .....
Kemal Fevzî Jîn, kovara kurdî-tirkî & kürdçe-türkçe dergi (1918-1919), cild IV
Weşanxana Deng & Deng yayınevi Jîn, kovara kurdî-tirkî & kürdçe-türkçe dergi (1918-1919), cild IV Din, edebiyat, ictimaiyat ve iktisadiyattan bahseder Türkçe-Kürdçe mecmuadır Hemzeyê Muksî & Memdûh Selîm
Necm-i İstikbal Matbaası
Wergêr ji tîpên erebî bo tîpên latînî Arap harflerinden Latin harflerine çeviren: M. Emin Bozarslan
Weşanxana Deng & Deng yayınevi, Box 3050 750 03 Uppsala Sweden
Çirîya pêşîn 1987
Fyristryck Storgatan 30, Uppsala / Sweden
Tarîxa çapê: Çiriya pêşîn 1987 Baskı tarihi: Ekim 1987 Fyris-Tryck AB Storgatan 30, Uppsala - Sweden
ISBN: 91-970702-3-8 |