VersionsAvrupa'da Türkiye - Kısır döngüyü kırmak [Türkçe, İstanbul, 2009]
La Turquie dans l'Europe - Briser le cercle vicieux [Français, İstanbul, 2009]
Die Türkei in Europa -Den Teufelskreis durchbrechen [Deutsche, İstanbul, 2009]
Turquía en Europa - Rompiendo el círculo vicioso [Español, İstanbul, ]
Turchia in Europa - Rompere il circolo vizioso [Italiano, İstanbul, 2009]
Turkey in Europe - Breaking the vicious circle [English, İstanbul, 2009]
Avrupa’da Türkiye: Kısır döngüyü kırmak
Bağımsız Türkiye Komisyonu İkinci Raporu, Eylül 2009
Bağımsız Türkiye Komisyonu, 2004 yılı Mart ayında daha önce üstdüzey görevlerde bulunmuş, bütünleşme sürecine inanan, konuyla ilgili bir grup Avrupalı tarafından Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine ilişkin tartışmaların daha tarafsız ve rasyonel olmasına katkı sağlamak amacıyla kurulmuştur.
İçindekiler
6 / Giriş 8 / I Türkiye’ye adil davranmak 13 / II Türkiye’de kaçırılan reform fırsatları 17 / III Kıbrıs’ta yeniden acil çözüm arayıflı 21 / IV Kürt sorunu 25 / V Türkiye ve bölgesi 30 / VI Türkiye’nin Ermenistan açılımı 34 / VII ‹slam ve laik Türk devleti 38 / VIII Ekonomik dayanıklılık 44 / Sonuçlar 49 / Ek: Bağımsız Türkiye Komisyonu 2004 Raporu Sonuçları Giriş
Bağımsız Türkiye Komisyonu, 2004 yılı Mart ayında daha önce üstdüzey görevlerde bulunmuş, bütünleşme sürecine inanan, konuyla ilgili bir grup Avrupalı tarafından Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine ilişkin tartışmaların daha tarafsız ve rasyonel olmasına katkı sağlamak amacıyla kurulmuştur.
Bağımsız Türkiye Komisyonu, Avrupa’da Türkiye: Bir Sözden Fazlası mı? başlıklı Eylül 2004’te yayınlanan ilk raporunda Türkiye’nin Avrupa ile yakınlaşmasına ilişkin uzun tarihi süreci incelemiş, aynı zamanda Türkiye’nin AB’ye üye olmasına ilişkin önemli fırsat ve zorlukları değerlendirmişti. Bu raporunda, Türkiye’nin Kopenhag kriterlerini yerine getirmesi ile birlikte katılım müzakerelerinin gecikmeden başlaması gerektiği sonucuna varmıştı. Son yıllarda Türkiye’nin Avrupa’ya yönelimi ve AB’ye üye olabileceği Avrupa’da hükümetler tarafından defalarca teyit edilmiş olduğu için bu konuda daha fazla bir gecikme, verilen taahhütlerin açıkça ihlal edilmesi anlamına gelecek ve Avrupa Birliği’nin inandırıcılığına zarar verecekti. Ayrıca o raporda, Türkiye gibi büyük ve belli özelliklere sahip bir ülkenin AB’ye üye olmasının AB açısından önemli zorluklar doğurabileceği, ancak bu zorlukların aşılamaz nitelikte olmadığı da vurgulanmıştı. Üstelik, dönüşüm geçirmiş, demokratik ve modern bir Türkiye, kendine has jeostratejik konumu, ekonomik potansiyeli ve genç ve dinamik nüfusu ile Avrupa Birliği’ne önemli katkı sağlayacaktır. Bağımsız Türkiye Komisyonu, Avrupa Birliği Konseyi’nin Aralık 2004 tarihli, Türkiye ile katılım müzakeresine başlama ve fiili müzakereleri Ekim 2005 tarihinde başlatma yönündeki kararını memnuniyetle karşılamıştır. Ne yazık ki, o tarihten bu yana Avrupa’da siyasi liderlerin olumsuz yaklaşımları ve Avrupa kamuoyunun genişleme konusunda artan tereddütü, Türkiye’de üyelik için gerekli tüm şartları yerine getirse bile üye olmasının istenmediği yönünde bir izlenim yaratmıştır. Ayrıca, müzakere sürecinin kendisi de müzakere başlıklarının yarısından fazlasının bloke edilmesiyle aksamıştır.
Türkiye’de hem AB üyeliğine hem de zor ve bazen maliyetli reformlara olan destek azalmıştır. İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) İslamcılığın yükselişte olduğu iddiasıyla ve kısmen laik prensipleri savunma kisvesi altında harekete geçen Avrupa karşıtı Türklerden gelen ciddi baskıya maruz kalması gibi bazı iç siyasi zorluklar nedeniyle AB üyeliği için gerekli siyasi ve toplumsal reformların uygulanmasının geciktirilmeye çalışılması da mevcut durumu çıkmaza sokmuştur. Türkiye’de reformların yapılmaması Avrupa’da Türkiye’nin üyeliğine olan muhalefeti daha da artırmış, dışlanma hissi Türkiye’de reform yanlılarının hevesini daha çok kırmış ve böylece bir kısır döngü yaratılmıştır.
Bu kısır döngü, son on yılda Türkiye’nin AB’ye uyumu ile ortaya çıkan pek çok kazanımın değerini yoketmektedir. Özellikle, demokrasiyi güçlendirme, insan haklarına saygıyı genişletme ve özgür ve canlı bir sivil toplum yaratma konusundaki ilerleme durmuştur. Türkiye’de ekonominin dinamizmi küresel ekonomik krizin de etkisiyle yavaşlamış, doğrudan yabancı yatırımda müzakerelerin başlamasından sonra görülen önemli artış da düşüşe geçmiştir. Diğer taraftan, Türkiye’nin yeni karizması ve refahı, ülkeyi çevresindeki ülkeler için cazip kılmaya başlamış ve proaktif bölge politikaları, bir bacağı AB’de olan bir Türkiye’nin çevresindeki Kafkaslar ve Orta Doğu gibi sorunlu bölgelere istikrar yayabileceğini göstermiştir. Bütün bu konular, Bağımsız Türkiye Komisyonu’nun müzakerelerin başlamasından bugüne kadar AB’de ve Türkiye’de gerçekleşen gelişmelerin ve Türkiye’nin katılım süreci açısından önemli meselelerin analizini yaptığı bu raporun arka planını oluşturmaktadır.
2004 yılındaki ilk raporda olduğu gibi bu rapor da Bağımsız Türkiye Komisyonu üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtır ve Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı yıllık ilerleme raporunun benzeri niteliğinde değildir.
Son olarak Bağımsız Türkiye Komisyonu, üyelerinden eski Polonya Dışişleri Bakanı Bronislaw Geremek’in 2008 yılında zamansız ölümünden duyduğu üzüntüyü ifade eder ve kendisinin Bağımsız Türkiye Komisyonu için yaptığı çalışmaları takdirle anar. Avrupa’da Türkiye: Kısır döngüyü kırmak Raportör: Albert Rohan
Katkıda Bulunanlar: Martti Ahtisaari Kurt Biedenkopf Emma Bonino Hans van den Broek Anthony Giddens Marcelino Oreja Aguirre Michel Rocard Hugh Pope
Çeviri: Entra Dil Hizmetleri ve Danışmanlık (İngilizce’den) Tasarım: Atelier Works, Londra Uygulama: Myra
Baskı: Artpres Açık Toplum Vakfı
1. Baskı Ağustos 2009, İstanbul
ISBN: 978-605-5659-06-6 Cevdet Paşa Cad. Mercan Apt. No. 85/11, Bebek, 34342, İstanbul-TÜRKİYE Tel: 0 212 287 99 86 0 212 287 99 75 www.aciktoplumvakfi.org.tr info@aciktoplumvakfi.org.tr |