Versions- Rizgarî, n°2 [Kurdî, Ankara, 1976]
- Rizgarî, n°5 [Kurdî, İstanbul, 1978]
- Rizgarî, n°9 [Kurdî, İstanbul, 1979]
- Rizgarî, n°11 [Kurdî, Duisburg, 1987]
- Rizgarî, n°6 [Kurdî, İstanbul, 1978]
- Rizgarî, özel ek n°11 [Kurdî, , 1990]
- Rizgarî, n°13 [Kurdî, , 1988]
- Rizgarî, n°16 [Kurdî, , 1988]
- Rizgarî, n°17 [Kurdî, Berlin, 1989]
- Rizgarî, n°19 [Kurdî, Berlin, 1989]
- Rizgarî, n°20 [Kurdî, Berlin, 1989]
Rizgarî, n°19
Rizgarî
Compt d'auteur
Barış denilince, ister istemez, insanın aklına bazı şeyler gelmektedir. Örneğin; silahların sustuğu, ülkeler ve uluslar arasında kardeşlik havasının estiği ve alınmak istenen HAK'ların -kısmi de olsa- hak sahiplerine verildiği gibi... Yani, savaşların sonuçları insanlara "barış"ı çağrıştırır. Ama, ne yazık ki, yıllardır bir kaos ortamı yaratarak dünya'nın gündeminde duran, hiç te teori'de olduğu gibi bir barışla sonuçlanamamaktadır. Çünkü, savaşta, savaşan tarafların "iradeleri" pek önemli değildir artık...
Genel olarak emperyalistlerce üretilen kimyasal silahlar başkalarına kullandırılarak, insanlar üzerinde etkime gücü değerlendirilmektedir. Parasını da almaktadırlar. "Hem ticaret, hem ziyaret" örneği... Ardından "insancıl" sesler de çıkarmaktadırlar. Heyetler göndermekte, protestolar yapmaktadırlar. Bu, belki de kitlelerin "sempatisi"ni de kazanmaktadır. Arkasında duran ise, her ikisini de aynı "yerlerin" yaptığıdır. Bu, kendi suçlu konumlarını bertaraf etmek içindir. Ölüm ve kalım arasında olan Kürt insanı'nın psikolojik yapısı gereği, gösterilen ilgiye "sempati" duymaları ... |