Yayınevimiz, Doğan Avcıoğlu'nun büyük ilgi gören Türkiye'nin Düzeni yapıtının dokuzuncu basımını, günümüzün ekonomik, politik ve sosyal olaylarının ışığı altında gözden geçirilmiş ve en yeni istatistiklerle geliştirilmiş olarak kamuoyuna sunar. Doğan Avcıoğlu, bu yapıtıyla, birkaç yüzyıl önce yeryüzünün en ileri ülkesi olan Türkiye'nin, geri kalmış ülkeler arasına düşüşünün nedenlerini araştırmaktadır: Japonya, Ondokuzuncu Yüzyılın ilk yarısında ortaçağ karanlıkları içinde yaşarken bir silkinişte kalkınabilmiştir de, Türkiye, yüzelli yıllık kalkınma ve Batılılaşma çabalarına karşın, neden hâlâ geri kalmış bir ülkedir? Mazlum milletler arasında ilk kurtuluş savaşını Atatürk Türkiyesi vermiş ve bağımsızlık içinde devrimler yoluyla çağdaş uygarlığa ulaşmayı amaç edinmiştir. Fakat aradan elli yıl geçtikten sonra, bağımsızlığımız ve çağdaş uygarlığa ne ölçüde yaklaştığımız günümüzde tartışma konusu olmaktadır. Gidiş nereyedir ve bu gidişle kalkınabilir ve çağdaşlaşabilir miyiz? Türkiye'nin düzeni geçmişte ne idi, bugün nedir? Bu soruların cevaplandırılması, tarihimizin yeni bir görüşle incelenmesini gerektirmiştir. Eski Osmanlı düzeni, Tanzimat Batıcılığı, İttihat ve Terakki milliyetçiliği, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk devrimleri, 27 Mayıs ve 12 Mart, otuz yıllık demokrasi denemesi sosyo-ekonomik açıdan değerlendirilmiştir. Bu tarihsel değerlendirme, çağdaşlaşma çabalarındaki başarısızlığın nedenlerini ortaya koyarken, çağdaşlaşma yollarının araştırılmasına açılmıştır. Türkiye'nin Düzeni yapıtı, dün ve bugün ile yetinmeyerek yarının Türkiyesinin bu temel sorununa sosyo-ekonomik açıdan bir cevap getirmeye çalışmaktadır.
Doğan Avcıoğlu, 1926'da Mustafakemalpaşa - Bursa'da doğdu. Fransa'da iktisat ve siyasal bilimler öğrenimi gördü. 1955'te Türkiye'ye döndü ve Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde çalıştı. 1956'dan itibaren CHP'de araştırmacı olarak çalıştı ve partinin yayın organı Ulus gazetesinde ve haftalık Akis vb. dergilerinde de yazılar yazdı. 27 Mayıs Darbesinden sonra CHP'den Temsilciler Meclisi'ne üye seçildi ve 1961 Anayasası’nın hazırlanmasına katkıda bulundu. Yön dergisinin kurucularından olan Avcıoğlou, 1960'lı yılların siyasal düşünce aktörlerinden oldu. 1968'de yayımladığı Türkiye'nin Düzeni adlı kitabında Türkiye'nin geri kalmışlığının nedenlerini araştırdı, bir tür devletçi-sosyalist bir ekonomi modeli önerdi. 1963-1965 arasında Türk-İş Araştırma Merkezi müdürlüğü, 1968-1969'da ise CHP Yüksek Danışma Kurulu üyeliği yaptı. 1969'da, haftalık Devrim gazetesini çıkarmaya başladı ve "Millî Demokratik Devrim"i savundu. 12 Mart 1971 muhtırasından sonra 9 Mart 1971 darbe teşebbüsünde "orduyu başkaldırmaya teşvik" iddiasıyla yargılandı ve beraat etti. Avcıoğlu, 1973'te siyasal yaşamdan çekildi ve 4 Kasım 1983'te, İstanbul'da öldü.
İçindekiler
Birinci Bölüm Sanayi İhtilâlini Türkiye Başlatabilirdi
I. Osmanlı Toplum Düzeni Çağdaş Uygarlık Düzeyinin Üstündeydik / 11 Asya Üretim Tarzı Nedir? / 13 Kapitalizme Geçebilecek miydik? / 29 Zenginleşen Köylüler / 31 İlk Türk Kapitalistleri / 33 Tarımda Büyük Çiftlikler / 34 Köylerden Şehirlere Akın / 35 Türkiye’nin Vakıf Bankaları ve Et Bank / 38 XVII. Yüzyıl Başmda Türk Sanayii / 40 Bilim ve Teknikte Türkiye / 42
II. Doğu Üstünlüğünden Batı Üstünlüğüne Geçiş Batı Mucizesinin Anahtarı / 47 Batı’nın Büyük Talanı / 50 Tehlikenin Okyanuslarda Yattığını Anlamıştık / 53 Devlet Buhranı / 56 Celâli İsyanları / 58 Derebeyleri Sahnede / 66 Bir Utanç Belgesi: «Sened-i İttifak» / 70 Derebeyi, Feodal Bile Değildir / 73
III. Türkiye’de ve Japonya’da Batılılaşma (Japonya Kalkındı, Türkiye Neden Kalkınamadı?) İlk Batılılaşma Çabalarımız / 76 Batı’ya Kapalı Japonya / 82 Tepeden İnme Kalkınma / 86 Devlet Eliyle Kapitalist İmali / 87 Japon Kalkınmasının Bilançosu / 91 Japon Mucizesinin Sırrı / 93 Almanya’nın Kalkınması / 96 Rusya’ya Gelince / 98 ABD’de Kalkınma / 98 Marx, Engels ve Serbest Ticaret! / 99
IV. Empeyalizmin Boyunduruğunda Türkiye Türkiye’nin İdam Fermanı / 102 1838 Antlaşması Nedir? / 104 Açık Pazardan Gelen Batı Uygarlığı / 108 Türk Sanayii Nasıl Çöktü? / 109 Modern Sanayi Kurma Çabaları / 111 Mısır Kalkınmasının Sonu / 116 Tanzimat Reformları / 118 Düyunu Umumiye Nedir? / 126 Jandarmalı Tütün Rejisi / 134 Demiryolları ve Nüfuz Bölgeleri / 141 Anadolu’da Almanlar / 145 Almanların Müslümanlığı / 148 Türkiye’nin Paylaşılması / 149 Chester Projesi / 151 Gizli Petrol Savaşı / 153 Boraks’ın Hikâyesi / 160 Öteki Yabancı Sermaye Yatırımları / 164 Tarımda Yeni Düzen / 168
V. Açık Pazar Türkiye’sinde Yeni Toplumsal Yapı XX. Yüzyıl Başında Köy / 175 Derebeyi ve Toprak Ağası / 178 Bir Ağanın Doğuşu / 181 Namık Kemal Köylüyü Anlatıyor / 185 Rum ve Ermeni Kompradorlarının Yükselişi / 193 Yeni Bir Tip: Lövantenler / 196 1 Numaralı Komprador: Abdülhamit / 211 Sultan’ın Siyonistlerle Pazarlığı / 216
VI. Birinci Bölümün Sonucu
İkinci Bölüm Sömürgeleşmeye Karşı Milliyetçi Tepkiler
Giriş Milliyetçilik Bayrağını Ordu Yükseltiyor.
I. Namık Kemal Vatanseverliği ,;i Jön Türkler 239
II. 1908 Hareketi İttihat ve Terakki’nin Toplumsal Temeli / 249 Tanzimat Fikirleriyle Devrimcilik / 259 Milliyetçilik ve Halkçılık / 260 «Millî İktisat» Denemesi / 263 Atatürk Reformlarının Kökeni / 276
III. Kurtuluş Savaşı’nda Milliyetçilik Kurtuluş Savaşı’nda Köylü / 280 Kurtuluş Savaşı’nda Kompradorlar / 284 Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu Eşrafı / 286 Milliyetçilerin Tutarsızlıkları / 315 Kurtuluş Savaşında İktisadi Görüşler / 324 Kurtuluş Savaşmda Bolşevikler / 329 Atatürkçü Tez / 337
IV. Kurtuluştan Sonra İzmir İktisat Kongresi / 340 Toprak Reformu / 351 Halkçılık ve Halk Partisi / 356 Kalkınma Yolu: Milli İktisat / 367 Örnek Müteşebbis: Gazi / 371 İş Bankası / 373 Ziraat Bankası / 377 Şeker Sanayii / 378 Sanayi ve Maadin Bankası / 378 Teşvik-i Sanayi Kanunu / 381 İthalâtçılar, Sanayileşmeyi Baltalıyor / 384 Kâğıt Sanayiinin Hikâyesi / 387 Çimento Sanayii / 393 Özel Teşebbüsçülüğün Bilançosu / 395 Özel Teşebbüsçü Tekelcilik / 400 Bir Sigortacılık Hikâyesi / 410 Kibrit Tekeli ve Ötekiler / 414 Bir Uçak Hikâyesi: Tatko / 425 Ankara Yağma Ediliyor / 432 Cumhuriyet Burjuvalarının Yaşantıları / 439 Millî Kapitalizmin Yabancı Ortakları / 443
V. Devletçilik Yılları Devlet Sosyalizmi / 448 İlk Beş Yıllık Plan / 451 Yabancı Şirketlerin Millileştirilmesi / 453 Devletçilik ve Özel Teşebbüs / 459 Savaş Ekonomisi / 464 İşçi Haklarının Kısıtlanması / 466 Savaş Zenginleri / 471
VI. Tarımda Devletçilik İlk Makinalaşma Hareketi / 479 Köy Kalkınması / 484 Toprak Reformunun Hikâyesi / 489 Köy Enstitüleri / 498
VII. İkinci Bölümün Sonucu Bir Değerlendirme / 503
Üçüncü Bölüm Devrimciliğin Sonu: Tanzimat Batıcılığına Dönüş
I. Sınıflar Açısından Çok Partili Düzen Çok Partili Düzene Geçişte Dış Etkiler / 415 Amerikan Tipi Demokrasi / 522
II. Türkiye’deki Amerika Atatürkçü Dış Politikanın Sonu / 533 Ekonomik Sistem Kavgası / 546 Askeri Yardımlar / 552 Amerikan Kalkınma Modeli / 556
III. İşbirlikçi Kapitalizm ve İrtica Antikomünist İdeoloji / 563 Devletçiliği Tasfiye Yılları / 568 Dolar Diplomasisi / 576
Notlar Birinci Bölümün Notları / 589 İkinci Bölümün Notları / 600 Üçüncü Bölümün Notları / 607
BİRİNCİ BÖLÜM Sanayi İhtilâlini Türkiye Başlatabilirdi
I. Osmanlı Toplum Düzeni II. Doğu Üstünlüğünden Batı Üstünlüğüne Geçiş III. Türkiye ve Japonya’da Batılılaşma — Japonya Kalkındı, Türkiye Neden Kalkınamadı? IV. Emperyalizmin Boyunduruğunda Türkiye V. Açık Pazar Türkiye'sinde Yeni Toplumsal Yapı VI. Birinci Bölümün Sonucu
I
Osmanlı Toplum Düzeni Çağdaş Uygarlık Düzeyinin Üstündeydik
Diyorlar ki, bu düzene dokunulamaz, bu düzen atalarımızdan kalmıştır. «Bu düzeni yıkmak, değiştirmek istemek, milletimizin değer hükümlerini, inançlarını, örf ve ananelerini ortadan kaldırmak demektir.»1
Bu düzen, gerçekten, milletimizin değer yargılarını, inançlarını ve geleneklerini yansıtan, atalarımızdan kalma ve korunmaya değer bir düzen midir?
Sorunun cevabını tarihimize, bize unutturmak için çaba harcanan tarihimize, bırakalım. Çok gerilere gidecek değiliz: 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra, Oğuz boyundan Türklerin büyük yığınlar halinde Anadolu’ya akmasıyla, önce Selçuklar, sonra OsmanlIlar olmak üzere, Anadolu’da Türk devletleri kuruldu. Gerek Selçuk, gerek Osmanlı devleti, çağına göre ileri bir toplum düzenine dayanmaktaydı. O tarihlerde biz Batı’ya değil, Batı bize el açmaktaydı. Fransa Kralı François I, Osmanlı Devletinden 2 milyon duka altın borç ile cephane, at ve savaş gemisi istemekteydi. Akdeniz adaları ve İtalya, açlıktan ölmemek için Türk buğdayına muhtaçtı.2 Kraliçe Elizabeth, Türklerin yün boyama tekniğini çalmak ve İngiltere’ye Türk işçileri kaçırmak amacıyle İstanbul'a ajanlar gönderiyordu. Fransız yazarı Braudel'e inanmak gerekirse. Kral Henry VIII, Kanunî Süleyman zamanında, Türk Hukuk Sistemi’ni incelemek üzere İstanbul’a heyet yolluyordu.
Doğu Avrupa’nın hattâ Almanya’nın iyice sertleştirilmiş köylü halk kitleleri, Osmanlıyı bir kurtarıcı olarak bekliyordu. Yavuz Sultan Selim, Süveyş Kanalını açarak denizden Hindistan’ın fethini planlıyordu. Başka bir sultan, filo ve top yollayarak, bir Endonezya prensine askerî yardım yapıyordu.
Çağına göre ileri bir uygarlık düzeyine ulaşmış olan Osmanlı düzeni, tarihin tanıdığı toplumsal kuruluşlar açısından, nereye yerleştirilebilir? Başka bir deyişle, o tarihlerde Osmanlı toplumu. Batı ülkeleri gibi, feodal düzenin içinde miydi? Tarihçilerimiz, bu soruya, «Hayır, Osmanlı toplum düzeni, Batı feodalitesinden farklıdır» cevabını vermektedirler. Osmanlılarda merkezî bir devlet yapısı ile toprakta devlet mülkiyetinin varlığı ve bir aristokratik hiyerarşinin olmayışı, «sipahi» nin «senyörden çok memura, «reaya»nın ise «serf»ten çok «hür köylü»ye benzetilişi, tarihçilerimizi böyle bir düşünceye itmektedir. Ne var ki, yalnız farkları belirtmekle yetinen tarihçilerimiz, «Peki, Batı feodalitesi değildik, ama neydik?» sorusunu cevapsız bırakmaktadırlar. Batı ülkeleri gibi, biz de, Osmanlı düzeninin kendi iç evrimi ile, daha üstün bir düzene, sanayi kapitalizmine, geçebilecek miydik? Belli değildir.
Sosyolog Behice Boran ise, bu görüşe karşı çıkarak, «Batı'daki feodalite ile Osmanlı İmparatorluğu, feodal tip toplumun iki değişik örneği (variantı)dir» demektedir.9 Behice Boran'a göre, Osmanlı düzeni, mahalli feodaliteyi dahi tasfiye edememiş bir «merkezi feodalite»dir. Batı’da serfin kişisel bağımlılığı ve köleliği, Doğu’da ise reayanın özgürlüğü arasındaki fark, sanıldığından çok azdır. Her ikisi de, «toprağa bağlı emekçi sınıf»tır ve feodal düzen bakmandan asıl önemli olan budur. Sipahinin mülkiyetten yoksunluğu da birçok halde nazari kalmakta, bunlar, «mülk sahipleriymiş gibi toprağın ve toprak emekçisinin ürünlerinden» faydalanmaktadırlar. Esasen Batı'da da senyör, önceleri memur niteliğinde idi. O halde, aralarında farklar olmakla birlikte, Osmanlılarda da Batı’daki gibi feodal bir düzen vardı.*
Asya Üretim Tarzı Nedir?
Son zamanlarda üçüncü bir tez ortaya atılmıştır. Denilmektedir ki. «Hayır, Osmanlı düzeni feodal değildir, Asya Üretim Tarzı’na dayanan bir düzendir.» Asya Üretim Tarzı, Marx tarafından ortaya atılan, fakat yeterince geliştirilmemiş bir kavramdır. İktisat Fakültesinde İktisadi Düşünce Tarihi dersinde Asya Üretim Tarzı okutulmaya başlandığına ve üniversitelerimizde bu konuda seminerler düzenlendiğine göre, XVI. yüzyıl öncesi Osmanlı toplumuna yakıştırılan bu kavram üzerinde kısaca durmak gerektir.
Kapital yazarı. Doğu toplumlarının evrimi ile dolaylı olarak ilgilenmiştir. Marx, esas itibariyle sınai kapitalizme yol açan şartların Doğu'da değil de neden Batı’da oluştuğu ...
* Niyazi Berkes, Osmanlı ekonomik düzeni için, «kapitalizm öncesi emtia üretimi ekonomisi» deyimini uygun görmektedir. Prof. Berkes böylece, feodal bir ekonominin yanı sıra, emtia üretimi yapan bir kesimin varlığını belirtmek istemektedir. İlerde göreceğimiz üzere, ister Doğu’da ister Batı’da olsun, kapitalizm öncesi düzenden kapitalizme geçişte, eski düzen içinde bir «kapitalistik» kesim doğmuş ve gelişmiştir. Bu nedenle, Osmanlı düzenine ait bir özelliği dile getirmeyen Berkes’in terimi Batı feodalizmi için de kullanılabilir. (Prof. Niyazi Berkes, Türkiye İktisat Tarihi, 1969, s. 25). Başka bir yerde Berkes. Osmanlı düzeninin Batı feodalizmine üstünlüğünü ileri sürmektedir: «Osmanlı Padişahlık Sistemi, ister Doğu’daki yarıfeodal veya feodalleşme halindeki yerlerde, ister Batı’da eskiden beri feodal veya daha da koyulaşmaya başlamış feodalizm bulunan yerlerde feodalizmle nerede karşı karşıya gelmişse orada feodal sisteme karşı üstünlüğünü göstermiştir.» (Türkiye İktisat Tarihi, Cilt H. s. 44)
Doğan Avcıoğlu
Türkiye'nin Düzeni - I
Tekin Yayınevi
Tekin Yayınevi Türkiye'nin Düzeni - I (Dün-Bugün-Yarın) Birinci Kitap Doğan Avcıoğlu
Kapak: Said Maden
Yıldız işareti (*) ile gösterilen açıklama notları ilgili sayfaların altına dip notu olarak konulmuştur. Rakamlarla gösterilen bibliyografya notları, kitabın sonuna eklenmiştir. Öz adlar dizini, İkinci Kitap’ın sonundadır.