La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Soro'nun Toprakları


Auteur :
Éditeur : Fırat Date & Lieu : 1992, İstanbul
Préface : Pages : 448
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 1135x195 mm
Code FIKP : Liv. Tur. 2890Thème : Littérature

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Soro'nun Toprakları

Versions:

Soro'nun Toprakları

Naci Kutlay

Fırat yayınları

Dr. Naci Kutlay, 1931 yılında doğdu. İlk ve Orta öğrenimini Ağrı'da, liseyi Erzurum'da tamamladı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan Kutlay, Genel Cerrahi uzmanıdır.

1959'da 49'lar olayında tutuklanan N. Kutlay 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980'de askeri yönetimlerince de tutuklanmıştır.

Şu ana kadar "İttihat-Terakki ve Kürtler" adlı kitabının üçüncü baskısı yapıldı. Cengiz Aytmatov'un Cemile adlı kitabını Kürtçeye çevirdi. "Evina Cemile" adlı kitap yayınevimiz tarafından 1992'de yayınlandı. Elinizdeki kitabın Kürtçesi "Zeviyen Soro" İsveç'de yayınlandı, Türkiye'de de yayınlanmak üzeredir. Roman Türkçe olarak ilk kez yayınevimiz tarafından okurlara sunuluyor.

Bunların dışında, İsveç'de yayınlanmış olan "Bergeh" adlı dergide başlıca "49'lar Olayı", "İsveç Gizli Arşivlerinde Kürtler" gibi incelemeleri yanında değişik makaleleri yayınlanmıştır.

Yaşamını hekimlik yaparak sürdüren yazar hala İsveç'in başkenti Stockholm'da bulunmaktadır.



BİRKAÇ SÖZ

Türkiye'de roman, İstanbul dışına çıktıktan sonra, Anadolu’yu bölge bölge dolaştı ve dolaşıyor. Doğu ve Güneydoğu üstüne de, daha şimdiden pek değerli eserler var elimizde: Yaşar Kemal'in Ağrı Dağı Efsanesi, Kemal Bilbaşar'ın Cemo'su ile Memo'su, Ömer Polat'ın Dilan'ı ve Mahmudo ile Hazel'i, Dursun Akçam'ın Kanlı Derenin Kurtları, Ferid Edgü'nün Hakkâri'de Bir Mevsim adıyla filme alınan, O adlı romanı, ilk akla gelenler. Öykü söz konusu oldukta, sadece Bekir Yıldız'ı söylesek, yazılanların çapını göstermeğe yeter.

Elinizdeki roman da, bu kafileye katılanlardan bir yenisi. Yazarı Naci Kutlay'ı, bugüne değin, değerli incelemelerinden tanıyorduk; İttihat Terakki ve Kürtler'den başlıyarak, ciddi kitap ve makalelerin üzerinde imzası olan bir ad bu. Yazarın Soro'nun Toprakları adını verdiği romanı ise, edebiyat alanındaki ilk adımı; onu, sanıyorum başkaları izleyecek. Kitap, önce 1988'de Stockholm'de Kürtçe olarak yayınlanmıştı; şimdi de Türkçede.

Naci Kutlay, Doğuda bir Kürt köyünü, Tendürek'i anlatıyor. Nesi olur Kürt köyünün? Başta ağası ve onun ezdiği yoksul köylüleri değil mi? Romanda da bir Yusuf Ağa vardır; traktörün köye girişini, köylülerin topraklarına daha hırsla el koyup, sömürüsünü ve zulmünü de bir o kadar arttırmak yolunda kullanır. Yalnız da değildir: Başka ağalara ek olarak, yanıbaşındaki ilin ve kasabanın valisi, kaymakamı, jandarma komutanı, özetle bütün bir bürokrasi ve devlet güçleri, ondan yanadır. Gerçi, Cumhurryet kurulmurtur; ama bir bozukdüzenin değirmeni, yoksul Kürtler için acı öğütür sadece, göz yaşı akıtır.

İşte Naci Kutlay, ağanın el koyduğu topraklarını ele geçirmek için fukara Kürt köylülerinin verdikleri yaşam kavgasında, bu bozukdüzeni, bütün çıplaklığı ile anlatıyor bize. Yazarın, o yöreyi geçmişi ve bugünü ile pek iyi tanıdığı belli; tarihi, doğası ve insanı parmaklannın ucunda. Kalemi, kimi zaman okuyanı acıdan kıvrandıracak bir gerçekçilik içinde işliyor. Romanın bitişi, "eski tas, eski hamam" gibi görünse de, eser boyunca, yoksul köylülerin, adaletsizliğe karşı nasıl bileylendikleri, yeni bir yaşam adına nasıl bilinçlendikleri, adım adım belli oluyor. Soro, gözü gitgide açılan ve bilinci ışıyan bir yığının temsilcisi ve gerçekten unutulamıyacak bir tip.

Naci Kutlay'ın, gerçekleri sıralamakla yetinmeyip, roman gibi çetin bir sanatın hakkını da vererek okuyucu karşısına çıktığı Soro'nun Toprakları'nı okuyanların pek beğeneceğini sanıyorum. Edebiyat, her zaman öğretici de olmuştur. Naci Kutlay'ın bu romanı, inanıyorum ki bizi Kürt gerçekliğine -ve bu arada kendi gerçekliğimize- biraz daha yaklaştıracak; ve onun en çok kanayan yaralarından birkaçı üstüne yoğunlaştıracak dikkatlerimizi. Hatırlatmaya gerek yok: Kürt gerçekliği, tarihin savsaklamasına uğramış bir gerçekliktir; bizi ona yaklastıracak her çaba, aynı zamanda tarihsel bir görev yüklenmiş demektir. Naci Kutlay'', sanatın ve tarihin bilincinde bir yazar olarak kutluyorum; romanını, okuyucuya tanıtmayı da kendim için bir onur saydım. Sözü, sahibine bırakalım şimdi...

Strasbourg, 20 Temmuz 1991
Server Tanilli




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues