La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Şehitler, Hainler ve Yurtseverler


Auteur :
Éditeur : Avesta Date & Lieu : 2004, İstanbul
Préface : Pages : 416
Traduction : ISBN : 978-9944-382-32-8
Langue : TurcFormat : 135x215 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Lai. Seh. 2970Thème : Politique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Şehitler, Hainler ve Yurtseverler

Şehitler, Hainler ve Yurtseverler

Shery Laizer

Avesta


Bu kitabın üstün tarafı Türkiye'nin Kürtlere karşı yürüttüğü savaş ile Irak'ta Kürt davasını güçsüz hale getiren kardeş çatışmaları arasında yakın ve çoğu zaman da ölümcül bir ilişkinin var olduğunun anlatılmasıdır. Körfez Savaşından bu yana Kürtlerin yaşadığı sorunların kapsamlı bir anlatımı olan bu kitap yazarının birçok kez hem Irak hem de Türkiye Kürdistanı'na yaptığı ziyaretlerinin ürünü olan çok canlı tasvirlerle sürükleyici kılınmıştır.
Martin VVoolacott, Editör Yardımcısı, The Guardian

Sheri Laizer'in Kürttoplumunda kadınların rolü ile ilgili sorunu ustalıkla ve duyarlı bir biçimde irdelemesi son derece memnuniyet vericidir. Yayınlarda nadiren rastladığımız bir bakış açısını sunuyor.
David McDowall, Kürtlerin Modern Tarihi adlı kitabın yazarı



Shery Laizer-1983’te Mısır, Filistin topraklarında ve İsrail'de yaşayıp ilk şiir ve fotoğraf kitabını, Maelstrom (Burgaç), hazırladı. Başkent Kudüs’te yaşarken eski Kürt müziği kasetlerine rastlamış ve Kürt kültürüyle ilgilenmeye başlamıştır. 1985-87 yıllar arasında Türkiye'de yaşarken ikinci kitabı, Kurdistan'a Doğru -Ateş Altındaki Sınırları, yazıp ünlü İngiliz sanatçı Peler Gabriel ile Womad adlı uluslararası müzik festivalleri için bazı ünlü Türk ve Kürt sanatçıları temsil etti. 90'lı yıllarda çeşitli TV haber ajansları ve belgesel film şirketleri için İrak, Suriye, Kürt bölgeleri ve Türkiye’de çalıştı. 1996'da Şehitler, Hainler ve Yurtseverler -Körfez Savaşından Sonra Kürdistan adlı kitabı ve ikinci bir şiir ve fotoğraf kitabı, Eşkiya'ya Aşk Mektupları çıktı. Halen İngiltere'de yaşamaktadır ve Türkiye, Suriye, İran, İrak ve Lübnan savaş sorunları ve insan hakları üzerine bilirkişi olarak İngiltere ve Almanya mahkemeleri için rapor hazırlıyor. Aynı konu üzerinde, tanık olarak yeni bir kitap hazırlıyor.

 



ÖNSÖZ


Sheri Laizer Kürdistan’ın en iyi ve en çilekeş dostlarından biridir. Kendisi Kürt kökenli değildir ama Kürt tarihi hakkında kitaplar yazarak, Kürt şiirlerine editörlük yaparak ve Kürt mücadelesinin sürdüğü savaş alanlanna girip çıkma konusunda gazeteci arkadaşlarına rehberlik ederek kendisini Kürt davasını savunmaya adamış biridir. Onunla 1993’te, Soğuk Savaş sonrası dünyasında ulusal mücadelelerle ilgili BBC adına çektiğimiz Blood and Blonging adlı dizi filmi Kürdistan’da çekerken karşılaştım. Birlikte üç hafta boyunca Türkiye'nin güneydoğusunda ve Kuzey Irak’ta Kürt bölgelerini gezdik. Sheri belli başlı bütün Kürt şahsiyetleri onları isimleriyle hitap edecek kadar tanıyor gibiydi ve artık birbirine güvenmeyen özgürlük savaşçıları bile ona güveniyordu. Onların güvenini kazanmıştı. Zira kendisinin de bu kitapta anlatacağı gibi, Mart 1991’in o unutulmaz günlerinde, Saddam Hüseyin’in tanklarının ve silahlı helikopterlerinin Körfez Savaşı sonrasındaki ayaklanmada elde edilen toprakların yeniden ele geçirdiği dönemde, kendisi Kürdistan’daydı. Dağlardan Türk sınırına doğru korkunç bir yolculuk yapmıştı. Türk askerlerinin Kürt halkını yeniden Saddam’ın askerlerinin kucağına doğru attığına tanık olmuştu.

Devrimin dostu olmak hiç de kolay değildir. Bölünmelerle, iç kavgalarla ve hiziplerarası entrikalarla parçalanan bir mücadelenin ortasında bağımsız bir konumun nasıl korunacağı hiç mi hiç açık değil. Ancak Sheri Laizer bir yandan Kürt mücadelesini desteklerken, öte yandan bu mücadelenin başarısızlığı ve zayıflığına eleştirel bir mesafede durmayı zor da olsa başarmış biridir. Sheri Kürtlerin iç bölünmelerinden ötürü ödedikleri bedeli gözler önüne serdi. Ulusal bir kurtuluş hareketinin adil bir davayı kazanmaya yönelik mücadele verirken, masum insanların hayatlarını riske atmada mecbur kalındığında, ortaya çıkan ahlaki açmaz konusunda dürüsttü. Ayrıca bir kadın olarak, Sheri, savaş kültünün kadınlara getirdiği bedeli keskin ve tarafsız bir gözle incelemektedir. Kadınlar ulusal harekete kendi koşullarıyla katılmak zorundadırlar. Bu mücadele asla bitmez.

Sheri Laizer’in elinizdeki bu eserinden ve Kürdistan’da yaptığım seyahatlerden Kürt mücadelesinin hem Ortadoğu siyaseti için hem de modern milliyetçiliğin anlaşılması için ne kadar önemli olduğunu gördüm. Kürtlerin anavatanı dört ulusal devletin sınırlan içinde bulunmaktadır: Suriye, İrak, İran ve Türkiye. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Kürtlere otonomi ya da devlet hakkı tanımaya yönelik girişimlerin başarısızlığa uğraması bölgeye 80 yıldır bir istikrarsızlığın hakim olmasını beraberinde getirmiştir. Filistin sorunu şimdi çözüme doğru gitmeye başladığına göre, artık Kürt sorunu bölgenin belli başlı gündem konusu haline gelecektir. Ancak Kürtlerin ileri sürdükleri hakların çözümünün önündeki engellerin aşılması zordur. Kürtlerin karşısında dünyada en tehlikeli milliyetçiliklerden dördü durmaktadır: Türkiye’de Kemalizm, İran’da köktendinci lslami milliyetçilik, Irak ve Suriye’de ise Baas milliyetçiliği. Bu milliyetçiliklerden her biri kendi varlıklarını sürdürebilmek için savaşacak bir düşmana gereksinim duyar. Kürtler var olmasalardı bile, bu rejimler kendi varlıklarının dayanacağı iktidarın katı merkezileşmesini haklı göstermek için onları yaratırlardı. Bu devletler Kürtlerin taleplerini bastırmada, büyük güçlerin, yani bildikleri şeytanı bilmedikleri şeytana tercih etmek ve bir Kürt anavatanı imkanını araştırmak yerine bölgedeki mevcut kurulan düzeni her şey pahasına desteklemeyi yeğlemiş olan büyük güçlerin açık ve örtük desteğine bel bağlamışlardır.

Dört milliyetçi devlet arasında sıkışıp kalmış, büyük güçler tarafından ya korunmuş ya da gözardı edilmiş Kürt hareketi sadece tanınmak için mücadele etmektedir. Kürt hareketinin bölünmüş olması hiç de şaşırtıcı değildir. Bazıları başarılabilecek en iyi şeyin öteki devletler içinde sınırlı otonomi olduğunu düşünürler. Bazıları ise silahlı mücadelenin kendilerine bağımsız bir anavatan getireceğine inanırlar. Aralarındaki bu ilkesel farklılıklar düşmanları tarafından sistemli bir biçimde kullanılmaktadır.

Şu an güvenilmez bir tür Kürdistan yani Kuzey Irak’ta, Türkiye’de üslenen Müttefik uçaklarınca devriye gezilen ve BM koruması altında olan topraklar mevcuttur. Koruma altındaki bu bölge Kürtlere kayda değer pek bir koruma sağlamıyor. Hem İran hem de Türk kuvvetleri istediğinde bu bölgeye girip çıkmaktadır. Gene de sivil halkı kendi devletlerinin saldırılarından korumaya yönelik bu deneyimin, uluslararası ilişkilerde bir benzeri yoktur. Bu durum işe yararsa, BM’nin yamyam devletlerinin merhametine sığınmış başka yerlerdeki sivil halkı korumaya yönelik girişimleri için bir model olabilir. Ayrıca gelecekte Saddam sonrası Irak’ta oluşabilecek bir Kürt devletinin çekirdek yapısı olabilir. Bu, umut uyandıran bir şeydir ama gene de eğer Kürtler arasındaki bölünmeler genel bağımsızlık arzusunun önüne geçer ve Müttefikler Türkleri yatıştırma ya da petrol zengini Irak'ın gözüne yeniden girmeye çalışma arzusundan dolayı hava desteğini çekmeye karar verirlerse, bu umut uçup gidebilir. Sheri Laizer herkesin dikkatini çekmesi gereken bir bölgenin ve bir mücadelenin en iyi rehberi olduğunu kanıtlamıştır.

Michael Ignatieff



Sunuş

Şehitler Hainler ve Yurtseverler -Körfez Savaşından Sonra Kürdistan adlı bu kitapta savaş ve baskı gibi dış sorunlara paralel olarak Kürt sorununun iç boyutlarının ana hatlarını ortaya çıkarmaya çalıştım. Bu kitap 1996 yılında İngilizce olarak yayımlandı. O zamandan beri meydana gelen pek çok gelişmenin ana hatlarını çıkarırken, ve 2004’ün başlarında bu kitabı güncelleştirirken, kanımca Kürt sorununun çözümü kendini çok daha fazla dayatmıştı.

Uluslararası bazda ilk kez Kürtlerin eşitliği; zengin, anlamlı ve dokunaklı Kürt müziği ve kültürünün korunması ve genişletmesi için mücadele vermeye başladığımda gerek canlı olarak gerekse televizyon programlan aracılığıyla birçok izleyiciye hitaben Kürt halkının bölünmüş vatanlarında ezildikleri ve zulüm gördükleriyle ilgili konuşmalar yaptım. Ama bugün giderek şunu anlamaya başladım ki Kürtler en az düşmanlarının onları ezdikleri kadar birbirlerini ve kendilerini ezmektedir.

Kürt halkının yakın zamanlardaki nesilleri korku ve güvensizlikle yetiştiler. Korku ve güvensizlikten oluşan bir toplum ...




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues