La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Ortaçağ’dan Modern Çağ’a Alevilik


Auteur :
Éditeur : Özge Date & Lieu : 2004, Ankara
Préface : Pages : 542
Traduction : ISBN : 975-7861-09-X
Langue : TurcFormat : 155x240 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Bay. Ale. N° 577Thème : Général

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Ortaçağ’dan Modern Çağ’a Alevilik

Ortaçağ’dan Modern Çağ’a Alevilik

Mehmet Bayrak

Öz-Ge

Bir inanç ve kültür kimliği olarak Alevilik, Türkiye'de sayısı 20 milyona varan bir toplumun temel kimliklerinden biridir.
Alevilik, geçmişi binlerce yıla dayanan, başta Ari inanç ve kültürler olmak üzere birçok din ve inançla emişerek dönüşüp günümüze ulaşan bir heterodoks inançtır. Bu özellikleriyle gerek Tanrı'ya, gerek peygamberlere ve gerekse kitaplara bakış açısı farklı, özgün bir inanç sistemidir.
Atatürk'ün danışmanlarından Prof. Haşan Reşit Tankut'un söylemiyle; „Alevilik, İslamın bir mezhebi ya da tarikatı olmadığı gibi, Şiilikle de asla karıştırılmaması gereken ayrı bir inanç ve dindir".
Tanrısal gücü, bir bütün olarak evrende gizil bir güç, yakın planda da en değerli varlık olarak insan-ı kâmil'de bulur. Tasavvufta vahdet-i vücud felsefesi olarak tanımlanan bu anlayıştan dolayı, nice Alevi önderi İslam Halifelikleri döneminde katledilmişlerdir. Mazdek, Hurreme, Eba Müslim, Hallac-ı Mansur, Ebulvefa, Baba İlyas, Baba İshak, Seyyid Nesimi ve Pir Sultan Abdal bunların en bilinenlerindendir. Yani Tanrı inancı bağlamında; insan'ı „Tanrısal güç" olarak gören Alevilik'le, insanı ...



ÖNSÖZ

Bir inanç ve kültür kimliği olarak Alevilik, Türkiye'de sayısı 20 milyona varan bir toplumun temel kimliklerinden biridir.

Alevilik, geçmişi binlerce yıla dayanan, başta Ari inanç ve kültürler olmak üzere birçok din ve inançla emişerek dönüşüp günümüze ulaşan bir heterodoks inançtır. Bu özellikleriyle gerek Tanrı'ya, gerek peygamberlere ve gerekse kitaplara bakış açısı farklı, özgün bir inanç sistemidir.
Atatürk'ün danışmanlarından Prof. Haşan Reşit Tankut'un söylemiyle; „Alevilik, İslamın bir mezhebi ya da tarikatı olmadığı gibi, Şiilikle de asla karıştırılmaması gereken ayrı bir inanç ve dindir".

Tanrısal gücü, bir bütün olarak evrende gizil bir güç, yakın planda da en değerli varlık olarak insan-ı kâmil'de bulur. Tasavvufta vahdet-i vücud felsefesi olarak tanımlanan bu anlayıştan dolayı, nice Alevi önderi İslam Halifelikleri döneminde katledilmişlerdir. Mazdek, Hurreme, Eba Müslim, Hallac-ı Mansur, Ebulvefa, Baba İlyas, Baba İshak, Seyyid Nesimi ve Pir Sultan Abdal bunların en bilinenlerindendir. Yani Tanrı inancı bağlamında; insan'ı „Tanrısal güç" olarak gören Alevilik'le, insanı „kul" derekesine indirgeyen Müslümanlık arasında köklü bir fark vardır.
Aleviler semavi kitapları „mahlûk" yani kişiler tarafından yaratılmış, yazılmış olarak görürler.
Başka bir söyleyişle Tevrat Musa'nın; İncil İsa'nın, Kıtr'an da Muhammed'in sözüdür. Böyle olmasa, Tevrat'ta İsrailoğulları'nın, Kur'an da Araplar'm çıkarları ön plana çıkarılmazdı.

Öte yandan, İslâmi anlayış mensupları, hiç bir zaman Aleviler'i Müslüman olarak görmemişlerdir. Geçmiş fetvalar bunların örnekleriyle doludur. Bu fetva ve broşürlerde; Aleviler İslâm'ın beş temel şartına uymamak ve Amentü duasında ifadesini bulan imanın şartlarına inanmamakla suçlanmışlardır. Bu özellikleriyle Alevilik, diğer kitabi dinlerden daha fazla suçlanmış ve horlanmıştır.
Gerçekten de Alevilik'le Sünnilik arasında derin ayrılıklar vardır.

Hemen belirtmeliyiz ki, sonradan mazlumiyetleri ve mağduriyetleri dolayısıyla Aleviliğe eklemlenen Ali ve Ehlibeyt kültü, İslamlıktakinden bütünüyle ayrı özellikler taşımaktadır ve Hıristiyanlık, Ahle Haqlık ve Ezidilik'teki teslisin yani üçlemenin bir versiyonu olarak girmiştir. Aleviliğe „Allah-Muhammed-Âli" teslisiyle giren bu kült, İç Toroslar bölgesinde „Al-lah-Ali-Hiiseyin" biçimindedir.
Resmi ideolojinin sunduğu gibi, Aleviliği Türk dini olarak göstermenin tarihsel ve toplumsal gerçeklikle bağdaşır bir yanı yoktur. Aleviliği salt etnik bir kimlikle özdeşleştirmek son derece yanlıştır. Nitekim salt bu coğrafyada Türkmen ve Kürt Aleviler'in yanısıra daha başka halklara mensup önemli Alevi toplulukları yaşamaktadır.

Günümüzde Alevi toplumunun karşıkarşıya bulunduğu önemli bir sorun da, Milli Güvenlik Kurulu'nun 1980'li yıllarda aldığı gizli bir karar uyarınca, dönemin Cunta yönetimi ve Diyanet İşleri Başkanlığınca yürütülen „Alevi oyunu", yani Alevileri Sünnileştirme ve Diyanet'in bünyesine sokma çabalarıdır.
Bu noktada şunu vurgulamalıyız ki; Osmanlı Devleti eliyle Aleviliği İslamiyete ve Saray'a çekmek amacıyla Balım Sultan gibi misyonerler aracılığıyla kurdurulan Bektaşi tekkeleri Aleviliğe ne kazandırdıysa, bugünkü misyonerlerin Alevi Diyaneti kurdurmakla kazandıracağı da aynı şeydir. Öte yandan, önce Selçuklu sonra Osmanlı icazetnameleriyle Alevi önderliğine soyunan, günümüzde de Devlet'ten icazetnâme ve maaş almaya teşne pirlerin, dedelerin
Aleviliğe kazandıracakları birşey olamaz.

Alevilik herhangi bir semavî kitaba kendini bağlı görmeyerek sürekli yenilenen bir inanç sistemidir. Dolayısıyla ancak her anlamda kendisini çağa uyarlayabilen din adamları veya örgütleri Aleviliğe hizmet edebilirler. Yoksa, üstte vurgulanan kişilikler öne çıkartılarak Aleviliğe hizmet edilemez.
Sonuç olarak belirmeliyiz ki; Alevilik, kimi misyonerlerin ve kimi cahil dedelerin eline bırakılmayacak kadar büyük, çağdaş, demokratik, hümanist ve kalıcı bir inançtır...

Mehmet Bayrak



I. Kesim

Inceleme Araştırma

... dal gibi bir "lider-ozan" oluşturduğu ve biz sanatçıyla eserini toplumsal ortamın bir ürünü olarak gördüğümüz için, Osmanlı toplumunun genel bir panoramasını çizmek ve ozanımızı etkileyen özgül koşulları belirlemek durumundayız.
Çünkü Pir Sultan'ın yaşadığı dönemin siyasal, sosyal ve kültürel ortamını yansıtmadan, ne eserlerinin gerçek kaynaklarını ne de mücadelesinin boyutlarını kavrayabiliriz.

Mülkiyet ve Üretim İlişkileri
Toplumcu dünya görüşüyle konuya yaklaşanlar ve sorunları işlerlik, uygulama açısmdan ele alanlar, Osmanlı toplum düzeninin feodal ilişkiler üstüne kurulduğu ve Osmanlı toplumunda görülen çatışmaların, özünde sınıf çatışmaları olduğu noktalarında birleşiyorlar.(l)
Yine Osmanlı toplumunun üretim ilişkilerini ve toplum yapısını irdeleyenler, toprak rejimi ve bu rejimin kaynakları konusunda kimi noktalarda görüş ayrılığına düşseler de, bu toplum düzeninde toplumsal muhalefet hareketleri için maddi ve kültürel temellerin her zaman mevcut olduğu görüşünde birleşiyorlar.

Bir toplumun sosyal dokusu ile toplumsal halk muhalefeti arasında bir diyalektik birlik bulunduğu açıktır. "Her politik veya sosyal hareket, bu harekete sahne olan toplumun hayat şartları ile beslenir. Bir hareketin doğuş sebeplerini, toplum düzeninin niteliklerinde, ekonomik ve sosyal yapısında aramak lazımdır. Meydana gelmiş bir hareket ile toplum yapısı arasında bir bağlantı kurulmadıkça, kaynaşmanın gerçek anlamını çözmeye imkân bulunamaz. İlk bakışta macera gibi görünen hareketlerin dahi toplum yapısının derinliklerindeki kaynaklardan beslendiğini kabul etmeliyiz."(2)

Bilindiği gibi Osmanlı toplumunun sosyal dokusu, egemenlik altına alman toprakların doğal ve özgül koşullarına göre değişiklik gösteriyordu. Birbirinden farklı birçok toplum düzenlerinin yalın ya da karmaşık biçimde yanyana yaşadığı görülüyordu. "Bir ilkel partriyarkal aşiret hayatının yanında, gelişmiş bir şehir lonca sistemi, toprak köleliğine dayanan derebeylik düzeninin yanında milletlerarası kervan ticareti gibi birbirinden yapı bakımından farklı düzenler, ekonominin renkli yüzünü meydana getiriyordu. Fakat, bütün bu çeşitliliğin ve renkliliğin üstünde, bütün Anadolu'ya damgasını vuran tek ve hakim bir düzen vardı ki, o da derebeylikti."(3)

Gerçekten, Osmanlılar'da derebeylik (feodalite) rejimi hukuki statüsü bakımından bir birliktelik göstermiyordu. Egemenlik altına alman toplumlarm doğal ve özgül koşullarına göre (merkeze uzaklık, ele geçirme koşulları, bölgede yaşayan insanların dinsel ve geleneksel inançları, o zamana kadarki yaşama biçimleri vb.) değişik rejimler yürürlükteydi.

.....




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues