Editörün notu
Brooklyn Sanat Konseyi'nin (Brooklyn Art Council) yaptığı bir bağış sayesinde geçen ilkbahar Kurdish Library, kendi koleksiyonlarımızdan bir araya getirdiği metinlerle "The Legacy of Saladin" [Selahaddin'in Mirası] isimli bir metin hazırladı. Bu yüzyılda yazılmış kitapların çoğu, ölümünün üzerinde sekiz yüz yıl geçmiş olmasına rağmen, Selahaddin'in Haçlı Seferlerindeki kariyeri ve mirasıyla ilgili tartışmaların hâlâ ne kadar canlı olduğunu gösterir.
Dahası, Selahaddin'in eşine az rastlanır, düşmanları tarafından bile hürmetle anılan birkaç tarihsel kişilikten biri olduğunu biliyoruz. islamın bu sadık savunucusu Haçlıların baş düşmanı olmasına rağmen sayıca çok da az olmayan seçkin Hıristiyanlar tarafından oldukça hürmet görür. Ünlü Orta Çağ ozanı Dante'yi örnek olarak gösterebiliriz. John Freccero, Kraliyet Şairi Robert Pinsky'nin kısa bir süre önce yapmış olduğu Inferno çevirisini takdim ederken, "Dante, Hıristiyan ozanların en büyüğü olarak ün yapmış olmasına rağmen Inferno'da Hıristiyan bağışlayıcılığının izine rastlanmaz" der. Ancak birçok kahramanını cehenneme gönderen affetme duygusundan yoksun Dante, Selahaddin'i Arafa koyar. Pinsky, çeviriye yazdığı bir dipnotta Dante'nin, Selahaddin'in bir Hıristiyan olmamasına rağmen "adil ve cömert bir yönetici" olduğu sonucuna ulaştığını belirtir.
Adından da anlaşılacağı gibi, bu sayı Kürt tarihinin bu en ünlü şahsiyetinin ardında bıraktığı mirasa ayrılmıştır. Mısırlı bilim adamı Fehmi Hafız, Haçlı Seferlerine giriş yaparak Selahaddin'in dönemine giden yolu aralar. Selahaddin'in, vakanüvis Bahaddin Ibn Şeddad tarafından resmedilen kişiliği, merhum Francesco Gabrielli'nin çevirisiyle kitaba aktarılmıştır.
Cambridge Üniversitesi öğretim görevlilerinden M.C. Lyons, Selahaddin'in hayatı ve O'nun hakkındaki, büyük oranda erken Avrupa kaynaklarındaki materyallere dayanan efsanelelere ilişkin bir değerlendirmede bulunmuştur. Kurdish Library'den alınan üçüncü bir makale, Selahaddin'in etrafındaki tartışmalarla ve onun kendisini eleştirenlerden bile aldığı coşku dolu övgüyle ilgilidir.
Bu çalışmanın incelediği temel konulardan birisi Selahaddin'in Kürt oluşunun onun üzerindeki etkisidir. Orijinal biyografi yazarlarının bu konuda bize pek yardımcı oldukları söylenemez. Üstelik günümüzde yaşayan çoğu Kürdün, bu atalarını, Kürt olmayanların çıkarını kendi halkının çıkarlarından üstün tutan bir başka başarısız Kürt lider olarak değerlendirip dışlamaları olayları daha da karmaşık hale getirmektedir. Eğer Selahaddin daha fazla etnosentrist olmuş olsaydı, Kürtler bugün Ortadoğu'yu yönetiyor olurlardı inancına sahip olduklarından Eyyubi İmparatorluğunun bu kurucusunu sadece kayıplarıyla değerlendirirler. R. Stephen Humphreys'in hanedan üzerine yazmış olduğu kitabından alınan, Eyyubi Konfederasyonu'nun Kökenleri adlı incelemesi, tıpkı Paul Blaum'un Selahaddin'in halefleriyle başlayıp Eyyubi hakimiyetinin sona erişiyle biten makalesinde olduğu gibi bilinenden farklı bir hikaye anlatır.
Bu çalışmada yerlerin ve adların yanlışını, dipnotlama biçimini ve fonetik işaretleri yazarların bize sunduğu şekliyle bıraktık. Ancak kitaba aktarılan, yeni baskısı yapılmış iki makale bu konuda farklılık gösterir, onları da orijinal şekliyle yeniden yazmayı uygun gördük. |