Bilindiği gibi, Irak Kürdistan Demokrat Partisi (İ-KDP) ve Kürdistan Yurtsever Birlik (KYB) yetkilileri arasında sürdürülen "birlik" görüşmeleri, geçtiğimiz Kasım ayında, anlaşma ile sonuçlandı. Üç ana bölüm halinde deklere edilen Anlaşma metni özü itibarıyla, iki örgüt arasında süregelen kardeş kavgasını sonaerdirmeyî, askeri ve politik çalışmalarda sıkı bir işbirliği ve eşgüdümün sağlanmasını ve tarafların tüm güçlerini -"haklı talepleri" doğrultusunda- Baas rejimini yıkma yolunda kullanmalarını öngörüyor.
Herşeyden önce yıllardır "kanlı-kavgalı" olan iki yurtsever ...
I-KDP İLE KYB ANLAŞMASI VE KÜRDİSTAN'DAKİ SAVAŞIMIN BOYUTLARI
Bilindiği gibi, Irak Kürdistan Demokrat Partisi (İ-KDP) ve Kürdistan Yurtsever Birlik (KYB) yetkilileri arasında sürdürülen "birlik" görüşmeleri, geçtiğimiz Kasım ayında, anlaşma ile sonuçlandı. Üç ana bölüm halinde deklere edilen Anlaşma metni özü itibarıyla, iki örgüt arasında süregelen kardeş kavgasını sonaerdirmeyî, askeri ve politik çalışmalarda sıkı bir işbirliği ve eşgüdümün sağlanmasını ve tarafların tüm güçlerini -"haklı talepleri" doğrultusunda- Baas rejimini yıkma yolunda kullanmalarını öngörüyor.
Herşeyden önce yıllardır "kanlı-kavgalı" olan iki yurtsever örgütün hareket birliğini esas alan anlaşma tarafların içinde bulunduğu öznel koşullara uygun düşen isabetli bir adımdır. Çünkü bu eksende kaydedilecek her ilerleme, -bugün için- bir düzine programdan daha önemlidir. Ayrıca söz konusu anlaşma uzun sömürge savaşları ve kardeş kavgasının tüm yıkınılırını omuzlarında taşıyan Kürdistan halkımızın ekmek ve su ihtiyacı ile özdeşleşen "birlik" istemlerine, sürecin devrimci-yurtsever güçlere dayattığı görevlerin kavranmasına, somut ve mütevazı bir yanıt oluşturması bakımından da ileri bir adımdır.
Bu adımın yaşama geçirilmesi, Güney Kürdistan'daki göç hareketini büyük ölçüde durduracak, kurtarılmış bölgelerin yeniden inşasını ve güçlendirilmesini kolaylaştıracak, yığınlar arasında yaratılan umutsuzluk ve güvensizliğin atılıma dönüştürülmesi. Kürdistan ve Irak devrimlerinin şiddetle gereksinim duyduğu "manevi üstünlüğün" ihdası için yeni olanaklar sunacak. Kürdistan sathında ulusal bir çekim merkezinin yaratılmasını kolaylaştıracaktır.
Ancak atılan bu adım, Güney Kürdistan halkımızın ulusal kurtuluş ve demokrasi mücadelesinde önemli bir kilometre taşı olmakla birlikte, proğramatik hedefler bakımından geliştirilmeye, kimi hükümleri belki de yeniden gözden geçirilmeye muhtaçtır. Buna şimdiden parmak basmak gerekir. Örneğin Anlaşma metni'nde, birliğin, emperyalizme karşı mücadele görevlerine yer verilmemiş olması, kanımızca önemli bir eksikliktir. Hiç kuşku yok ki, sözkonusu hareket birliği, bir cephe değil ve ağırlıklı olarak ...
Suriye'yi hedefleyen komploları açığa çıkarmak anti-emperyalist bir görevdir
Ortadoğu, bugün dünyamızın en sıcak bölgesi. Bu alanda denetimi yitiren emperyalist-gerici güçler, artık tutuşturdukları savaş ocaklarıyla yetinmiyorlar. Aksine onlar, bölgedeki gerginliği derinleştirmek, varolan savaş ocaklarına yenilerini eklemek ve bir bütün olarak bölgeyi soğuk savaş atmosferinin kıskacına almak için, bölge ulusal ve sosyal kurtuluş güçlerine, anti emperyalist bir tutum içinde bulunan egemen devletlere karşı çok yönlü bir savaş yürütüyorlar. İşte, son olarak Suriye'ye karşı düzenlenen komplolar, Ortadoğu'yu kapsayan bu çok yönlü savaşın önemli bir halkası ve yeni bir müdahale hazırlığıdır.
Gerçi ABD, bazı NATO'cu ortakları, onların siyonist ve gerici müttefiklerinin, Suriye'ye diş bilemeleri, hatta bazılarının zaman zaman bu ülkeye müdahale gerekliliğinden söz etmeleri, yeni bir olay değil. Bunu, bölge sorunlarıyla aşinalığı olan hemen herkes biliyor. Ancak, Lübnan sathında yenilgiye uğrayan, Libya müdahalesinde umduğunu bulamayan, Basra Körfezine uzanan gerici planlarından somut birşey çıkaramıyan Reagan-Thatcher ikilisi ve suçortakları, bu kez , "işe" daha sıkı sarılmaya başladılar: Önce, ABD, ingiltere, İsrail ve Türkiye gizli servislerinin ortaklasa örgütledikleri senaryolar, birer birer sahnelendi. Londra, Batı Berlin ve Ankara'da açılan davalar, peş peşe sıralandı. Böylece, 1933'lerdeki Berlin-reichtag davasını, M.Ali Ağcanın skandallarla biten Roma mahkemesini andıran sözkonusu davalarla, Suriye yönetimi sanık sandalyesine oturtulmak; ve bu soğuk savaş "goygoyculuğu", ekonomik yaptırımların uygulanması, diplomatik ilişkilerin kesilmesi ve son olarak da askeri operasyonlarla "noktalanmak" istendi. Öyle ki, Nezar Hindavi Londra'da, kardeşi Ahmet Hasi Batı Berlin'de ve aynı işlevi üstlenen onlarca kişi Ankara'da "itiraflar" (!) da bulundukları günlerde, CIA'nın Türkiye masası şefi Paul Henze, biri Amerikalı ve diğeri İsveçli iki bayanla, Kürdistan'ı bölen "sınır" yörelerindeki şehir kasaba ve köylerde, "GAP gezisi" adı altnda "incelemeler"de bulunuyor, İncirlik hava üssünde ABD-Türk ortak tatbikatları yapılıyor ve Konya NATO üssünden havalanan ABD savaş uçakları Antep hava sahasını aşarak Şam'ı vurmak istiyordu.
Ne ki, "evdeki hesap pazara uymadı". Fransa Başbakanı J. Chirac, F. Almanya Başbakanı H. Kohl ve Dışişleri Bakanı H. D. Genscher'le konuşmalarına atıfta bulunarak, Suriye'ye karşı tertiplenen komploları dolaylı bir dille de olsa ifşa etmek durumunda kaldı: "Gerek Kohl gerekse Genscher, her ikisiyle bu konuda konuştum. Onlar kadar ileri gitmeyeceğim. Ancak onların tezi, Hindavi komplosunun Suriye'yi sıkıştırmak ve Esat rejimini istikrarsızlığa sürüklemeyi hedefleyen bir provakasyon şeklinde. Olayın ardında kimler vardı? Muhtemelen Esat'a yakın olan, Ancak onu devirmeye çalışan bazı Suriyelilerle birlikte israil gizli servisi MOSSAD. Böyle şeyler son derece karmaşıktır. . ."(Mil. Gazetesi, 12 Kasım 1986) Londra ve B. Berlin'deki davalar sırasında, N. Hindavi ve A. Hasi'nin, MOSSAD ajanı oldukları daha bir açığa çıktı. Haftalık Der Spiegel dergisi bile, A. Hasinin B. Berlin'deki sorgulamasına katılan esrarengiz İngiliz "sorguculanna" dikkatleri çekmekten ve olayların ardında bir "yakındoğu gizli servisi"nin olduğunu belirtmekten kendisini alamadı. (Bak.Der Spiegel, s.48). Kuzey Kürdistan'ın "sınır" bölgelerini, hava sahasını, Türkiye ve Kürdistan'daki üsleri, ABD ve ...
TSK
Hêviya gel, hejmara 4
Compte d'auteur
Compte d'auteur Hevîya Gel, sal 1, hejmar 4 Ç.Paşin 1986 TSK
Adres: Box 34055 100 26 Stockholm / Sweden
Abone Şartlan: Bir yıllık 35 DM. Bir yıllık 120 isveç kıronu.
Revues
