Pirtûkxaneya dîjîtal a kurdî (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Yitik Bir Aşkın Gölgesinde


Nivîskar : Mehmed Uzun
Weşan : Belge Tarîx & Cîh : 1998, İstanbul
Pêşgotin : Yaşar KayaRûpel : 192
Wergêr : Muhsin KızılkayaISBN : 5-344-100-2
Ziman : TirkîEbad : 135x195 mm
Hejmara FIKP : Liv. Tr. 3600Mijar : Wêje

Yitik Bir Aşkın Gölgesinde
Versions

Siya Evînê [Kurdî, İstanbul, 2001]

La Poursuite de l'ombre [Français, Paris, 1999]

Yitik Bir Aşkın Gölgesinde [Türkçe, İstanbul, 1998]

Siya evînê [Kurdî, Stockholm, 1989]


Yitik Bir Aşkın Gölgesinde

Hafif yağmurun ıslattığı bir akşamüstü, Sıraselviler Caddesinden, Opera Pastanesi'ne hızlı hızlı yürüyoruz. Yaşar Kemal, Mehmed Uzun ve ben... Yaşar Kemal Mehmed'e ne zaman bir romanını Türkçe'ye çevireceğini soruyor. "İnsan kendi kitabını çevirebilir mi Yaşar Abi?" gibi bir cevap veriyor Mehmed de. Tam o sırada Yaşar Kemal dönüp bana, "Kuro bu işi sen yapsana" diyor. Hiç düşünmeden "Peki Yaşar Abi" diyorum.

İşte bu kitabın çevirisine böyle bir anda karar verildi. Daha doğrusu üç kişi karar verdik. İşe giriştikten sonra ne kadar zor bir işe kalkıştığımı anladım; ama iş işten geçmişti. Bir kere söz vermiştim.
Türkler ve Kürtler... Birbirine ne kadar benziyorlar...
Türkçe ve Kürtçe... Birbirinden ne kadar uzaklar...
Türkler ve Kürtler... Birbirlerine kız alıp vermişler...
Türkçe ve Kürtçe... Sanırım birbirine çok az kelime vermişler.
Zorluk da biraz buradan geldi. Ne de olsa ilk defa yapılacak bir işe soyunuyordum.

Çeviriyi yaparken tek yardımcım, yurtdışında basılan bir sözlüktü. Çok zorlandım. Çeviri bitip iş redaksiyona gelince, imdadıma Ayşegül Devecioğlu yetişti. Günlerce birlikte çalıştık. Bu çeviriyi biraz da ona borçluyum; teşekkür ederim.

Çevirinin bittiği günlerden biriydi. Hepinizin tanıdığı bir gazeteciyle bir ahbabın evinde karşılaştım. Daha önce birlikte çalışmıştık. Ne yaptığımı sordu; Kiirtçe bir romanın çevirisini yeni bitirdiğimi söyledim. Bön bön yüzüme baktı, hayretler içindeydi; bana "Kürtçe'de bir roman yazacak kadar kelime var mı?" dedi.

Romanı okuyunca, aynı zamanda öğretim üyesi de olan o ga-zetecinin sorusuna siz yanıt verin lütfen !

Muhsîn Kızılkaya
Cihangîr, 19 Ekîın 1995

Çiçeği Burnunda Bir Roman

Yaşar Kemal

Genç Mehmed Uzun'un roman macerası uzun, yoğun bir maceradır. Mehmed de bütün usta romancıların geçtiği büyük kapıdan geçiyor.

Mehmed, Güneydoğu Anadolunun bir kasabasında doğmuş orada büyümüştür. Doğduğu bölgede hemen herkes Kürtçe ko¬nuşur. Kürt yazılı edebiyatının, halk edebiyatının yoğunlaştığı bir bölgedir burası. Mellé Cizrevi gibi büyük şairler yetiştirmiştir. Dahası da, büyük Kürt destanları, masalları, ağıtları, türküleri orada söylenir. Kürt dili çok zengin bir dildir. Hem yazılı edebiyat, hem de sözlü edebiyat orada yoğunlaşmıştır. Güneydoğunun dışında İran'dan Irak'a, Irak'tan Suriye'ye daha çok Kürt sözlü edebiyatı, Kürt yazılı edebiyatı dili çok zenginleştirmiştir. Kürt halkı Asurlular, Akadlar, Babilliler zamanından, dahası da Sümerden bu yana bu topraklarda otururlar.

Bundan başka da Kürtlerin oturdukları topraklar taa Kafkaslara kadar uzanır. Kürtlerin büyük bir kısmı sarışındır. Bunlar Kafkas kökenli Kürtlerdir. Ve Kürtlerin büyük bir kısmı, epeyce büyük bir çoğunluk sanşın, yeşil, mavi gözlüdür. Bu, belki de Kafkas kökenli olduklarından dolayıdır.

Mehmed, bu en eski kültür toprağında doğmuş, anadili bu çok zengin Kürt dili olmuştur. Bir de Mehmed Türk okullarında okumuş, anadili kadar da Türkçeyi öğrenmiştir. Türk halk dili de çok zengindir. Türk halk dili de çağlar boyunca büyük sözlü edebiyat yaratmış, Türk halkının da büyük şairleri olmuştur. Dede Korkut, Köroğlu gibi destanları, Yunus Emre, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu gibi büyük halk şairleri olmuştur. Mehmed Uzun talihli doğmuş bir yazardır. Bu iki halkın da halk dilini, sözlü ya da yazılı edebiyatlarını öğrenmiş, iki dili de kendine kaymak yapmıştır. Mehmed Uzun'un talihinin yaver gitmesi bunlarla da kalmamış, Uzun batıya da açılmış, başta İsveç olmak üzere dünya kültürlerini özümsemek olanaklarını bulmuştur.
 
Mehmed'den önce, Cumhuriyet kurulduğundan bu yana Kürt dili yasaklanmış, Kürt diliyle yazılı bir edebiyat yaratılamamıştır. Birçok Kürt kökenli şair ve romancı Türkçe romanlar yazmışlar, Türk dilinin yaratıcıları olmuşlar, birçokları da Kürtlüklerini bile yadsımışlardır. Kürtler büyük şairler de yetiştirmişler, onların da Kürt asıllı olduklarını kimsecikler bilmemiştir.

İşte Mehmed Uzun bundan dolayı ilk Kürt romancısı ol-muştur, Kürtçe yazarak, Türkiye dışında da, sanıyorum ki, birkaç Kürtçe roman, şiirler yazılmıştır. Ama bu romanlar ilkel kalmıştır. Şairlerden Ciğerxun, ki o da Anadolu asıllıdır, büyük bir şiir ve şiir dili yaratmıştır.

Gene biliyorum ki Puşkin Rus halkının dilinden büyük bir şiir dili yaratmış, yenilikçi Rus şiirinin babası olmuştur. Arkadaşı Gogol da aynı yoldan giderek Rus halkının destan dilinden yeni bir roman biçimi, içeriği ve dili yaratmış, o da Rus romanının babası olmuştur.

Nazım Hikmet de Türk halkının zengin dilinden yeni bir şiir dili yaratmış, Türkçenin en büyük şairlerinden biri olmuştur.

Ciğerxun, büyük Kürt şairleri Ehmedé Xani, Fagiyé Teyran, büyük destancı, Kürtlerin Homerosu Abdalé Ziynikin'in soyundan gelmiştir.

Mehmed Uzun'un romanını okuduğumda çok. şaşırdım, bir dilin ilk romanı böylesine ustalıkla, böylesine zengin bir dille, üstelik de gelişmiş bir roman dili yaratılarak nasıl yazılmış, diye. Mehmed'in yeteneğinin, geniş kültürünün elbette bunda payı büyüktür.

Mehmed, önce Kürt dilini ve edebiyatını iyi biliyor, Türk dilini ve edebiyatını da biliyor. Sonra dünyaya açılıyor, dünya kültürünü ve edebiyatını da özümsüyor. Mehmed Kürt dili için bir talih oluyor böylece.

"Yitik Bir Aşkın Gölgesinde" romanı usta bir romandır. Bu romanıyla Mehmed de, büyük ustaların geçtiği zor kapıdan geçiyor, diye yazdım yukarda.

Bu roman, onulmaz, çifte bir aşkın romanıdır. Bir tanesi bir kadın aşkı, ötekisi bir kavganın aşkı. Memduh Selim Bey İstanbul'da okumuş, İstanbul aydınlarının, kültür yaşamına karışmış, bir kültür adamı, bir kitap kurdudur. Cumhuriyetten sonra Türkiye'den sürgün edilmiş, o zamanlar Fransızlarda olan Antakya'da ve Halepte, öteki Suriye şehirlerinde yaşamış, bu sıralarda da bir Çerkes kızına aşık olmuş, nişanlanmış, evleneceklerken Ağrı Dağı başkaldırısı başlamış. Memduh Suriye'de Kürt Hoybun partisini kuranlar arasındadır.

Memduh Bey genç, güzel nişanlısına körkütük aşıktır, ondan başka hiçbir şeyi düşünemez hale gelmiştir. Bu sırada da Ağrı Dağında çıkan savaşa Hoybun partisinin temsilcisi olarak gitmek zorundadır. Memduh. Bey savaş ve aşkı arasında bocalamaktadır. Isterse Ağrı'daki savaşa gitmeyebilir. Nişanlısından çok yaşlıdır. Ama aşk büyüktür. Sonunda Memduh Selim Bey savaşı seçer ve Ağrı Dağı'nın yolunu tutar. Savaş, yoksulluklar, açlıklar ve yenilgi.

Memduh Bey, savaştan döner bakar ki, nişanlısı bir Arap zenginiyle evlenmiştir. Bundan sonrası artık Memduh Bey'in yıkımı olur. Ve Memduh Bey korkunç bir aşkın yıkımıyla, yenilginin yıkımını yaşar. Ne kadar yıkılırsa yıkılsın politik çalışmalarını az da olsa sürdürür.

Bu roman gerçek, yeni bir trajedidir.

Bu romanda Mehmed'in dili, usta, yeni bir roman dilidir ve Mehmed bu dille yalın, yeni betimlemeler yazar. Herşeyi o kadar yalın yazar ki, insanı bu yalın dille öylesine bir büyüler ki, insan bu büyünün içinde dönenir durur. Romanın tipleri de sağlamdır, tipler de bütün yalınlığıyla anlatılmıştır. Böylesine yalın bir dille yazabilmek ancak büyük ustalara hastır. Betimlemeleri, göze batmadan, insanın haberi bile olmadan, destanların dili gibi örülmüştür. Mehmed, betimlemelerinde yeni doğa anlatım biçimlerine ulaşmıştır. Doğası büyük destanların anlatımı kadar yalın ve zengindir. Betimlemeleri okurun gözüne gözüne sokmaz.

Ben bu romanı bitirdikten sonra büyücü Mehmed'in bü-yülerinden uzun bir süre kurtulamadım, romanı, Memduh Selim Bey'le yaşadım. Ona bir dost oldum, onu yeniden yarattım, ona kızdım, ona üzüldüm, onu küçümsedim, onu bir kahraman gibi de yaşadım. Ve Mehmed'in romancı, büyücü gücüne varmağa çalıştım. Sonunda dedim ki, büyük bir yetenek, Mezopotamya'nın yaşayan en eski dili olan zengin Kürt dilinden böyle bir roman bir halk için mutluluktur. Bir roman dili yaratırsa işte böyle bir roman çıkmaz da ne olur? Çünkü dillerin özelliği romanın, şiirin biçimini, yapısını, dahası da içeriğini bile tayin eder.
 
Mehmed Uzun böyle bir dilin ilk ustasıdır. Gelecek büyük Kürt romanının, roman dilinin ilk temel taşını koydu. Bu onur onundur.

Bu çağda usta bir romana, yeni bir roman diline imza atmak kolay iş değildir. Bu güç işin altından Mehmed Uzun alnının akıyla kalkmıştır.

Bu görkemli başlangıçtan sonra, bu Mezopotamya'nın yaşayan en eski zengin dilinden büyük bir edebiyat, özellikle büyük romanlar çıkacaktır.

BELGE YA YINLARI: 244
Marenostrum Dizisi: 14
YiTiK BİR AŞKİN GÖLGESINDE
Mehmed UZUN
Kürtçe'den Çeviren Muhsin Kızılkaya

BELGE ULUSLARARASI YA YINCILIK
Divanyolu Caddesi Binbirdirek
İşhanı Zeişin
Kat No: 15 -
Tel/Faks: (0212) 517 44 53 / 638 34 58

Marenostrum Dizimiz,
Mehmed Uzun'un "Yitik Bir Aşkın Gölgesinde" adlı kitabı ile,
bu kez Kürt denizinde yelken açıyor.

Çok kültürlü geçmişimizin bir başka tadda izlerini yakalıyor.
Ortak kültür mirasımızın, mozayiğimizin vazgeçilmez pahada bir
taşı bu. Yitik bir kıta, Atlantis değişik, unutulmuş
tüm renkleri ile, suların altından yüze çıkıyor.

PDF
Destûra daxistina; vê berhêmê nîne.


Weqfa-Enstîtuya kurdî ya Parîsê © 2024
PIRTÛKXANE
Agahiyên bikêr
Agahiyên Hiqûqî
PROJE
Dîrok & agahî
Hevpar
LÎSTE
Mijar
Nivîskar
Weşan
Ziman
Kovar