Âdenı Aleyhisselanı makamını ziyaret: Hazret-i Âdem Safi atamız, Şam yakınında Havran sahralarında çift sürerken birkaç kere bu Akkâ’ya gelmiştir. Hâlâ Havran nâhiye-sinde bizim şimdi adımlarımızla, Akkâ şehri altı konaklık bir yerdir. Hazret-i Âdem’in bu Akkâ’da ibâdet ettiği yerde çimenlik sofa üzerinde kayaya oyulmuş yüksek makamı vardır. Aynulbakar ziyaret yeri: Akkâ kalesinin dışında ve doğu tarafında, bin adım uzak bir çimenlik yerde kırk basamak taş merdiven ile inilir bir âb-ı zülâldir. Nice peygamberler bu pınara girip yıkandıklarından, hasta bir adam gelip yıkansa şifa bulur. Buka’ ve Akkâ ahalisi ...
İçindekiler
5 / Akka şehri ziyâret yerleri 9 / Safed şehri 11 / Safed şehrinden askalan toprağında Gazze şehrine gittiğimiz 16 / Lût gölünün vasıfları 18 / Ubeyde bin Sâmin ziyâret yeri 19 / Gazze kalesi şekilleri 22 / Hazret i Askalan 25 / 1059 senesinde Şamşerifden diyarı Rum-a gittiğimiz 29 / Haleb’de işittiğimiz iki karşılaşmaya ait fıkralar 35 / Haleb'den Rakka ve Rûmiye eyâletine gittiğimiz, 36 / Nizib'in vasıfları, Birecik kalesi vasıfları, 37 / Birecik kalesi şekilleri 38 / Büyük Fırat nehrinin vasıfları 39 / Rum kalesinin şekilleri 42 / Roha kalesi şekilleri 48 / Urfa'nın acaip ve garip eserleri
50 / Hazreti İbrahim mancınığı evsafı 52 / Eski merkez rakka kalesinin vasıfları 53 / Câber kalesi vasıfları ■ 55 / Balis kasabası vasıfları, 58 / Çermik 59 / Hısnımansur’un vasıfları. ; 63 / Türkmen erkek ve kabileler adları 67 / Kayseriye kalesi şekilleri 70 / Kırk Nisa 75 / Erciyeş dağının garip vasıfları 76 / Kayseriye’deki büyük evliyâ mezarları, 77 / Abdi dedeye ait menkabe 81 / Bor kalesinden Aksaray'a gittiğiniz 82 / Aksaray kalesi vasıfları 84 / Sivas'a gittiğimizin beyanı 86 / Sivas kalesi 93 / Sivas şehri ziyaret yerleri 94 / Suhayb’ın menkabeleri 99 / Sivas'tan Diyarbekir eyaletindeki Murtaza paşa efendimizin hâkiminden mal tahsiline gittiğimiz
101 / Aşağı varoş 103 / Kayalık eğin kalesinin vasıflarıEVLİYÂ ÇELEBİ SEYÂHATNÂMESİ 104 / Arapkir şehri ve vasıfları 105 / Harput kalesi vasıfları 106 / Harput kalesi şekilleri 107 / Harput gölü. 108 / Pertek şehrinin vasıfları. 109 / Sağman kalesi 110 / Palu kalesi ve vasıfları 111 / Palu kalesi şekilleri 112 / Büyük Çapakçur kalesi 114 / Genç kasabası vasıfları, kale şekilleri 115 / Atak kalesi 116 / Muş şehri vasıfları, Çanlı kilise 117 / Çanlı kilise şekilleri, toplantının sebebi 119 / Muş sahrasından Sivas’a geldiğimiz 121 / Bingöl yaylasının ahalisi, Bingöl’ün faydaları 123 / Turhal ovası, Zile kalesi vasıfları 126 / Zile kalesi, aşağı varoş 128 / 1060 (1650) senesi cümâdelulâ başında Sivas’tan âstâneye geliş 128 / İskilip kalesi, şekilleri ve ziyaret yerleri 131 / Çomar Bölük - başının isyanı sebebi 136 / Kangırı Kalesi 137 / Çağa kasabası vasıfları, çağa gölü 138 / Çağa gölünden Kastamonu’ya gittiğimiz. Mudurnu kalesi 140 / Melek-Ahmet paşanın sadrazamlığı. 145 / Melek-Ahmet paşanın sadaretindeki güzel tedbirler. 148 / Gemicilerin ıstılahlaı üzere müşavereleri.
151 / Vezir-i âzam Melek-Ahmed paşanın azil sebebi ve kötü tedbirleri 153 / Büyük zulüm ve acıklı müsibet. 164 / Melek-Ahmed paşanın azli sebebi, büyük maddesi belirli paralarımız ve sanat ehlinin ayaklanması 169 / Telhisci Hüseyin paşanın garip halleri 176 / Sadrazamlıktan azledilen Melek-Ahmed paşa ile özü vilâyetine ve ibtida rumeline seyahatimiz 179 / Silivri kalesi şekilleri 180 / Silivri'nin varoşu 181 / Eski Çorlu kalesinin vasıfları 182 / Meşhur çeşmeleri 183 / Tekekleri 184 / Çorlu ziyaretgâhları 187 / Eski Poloz kalesi 189 / Çenge kalesi 190 / Pravadi kale ve şehri 191 / Pravadi kalesi şekilleri 192 / Güzel Pravadi şehri vasıfları 194 / Kalenin vasıfları ve Şumnu şehri 196 / Hezargrad şehri 197 / Eski liman ve büyük kale Rus;uk 198 / Rusçuk kalesinin şekilleri, Rus;uk şehri imaretleri 199 / Yerköyü kalesinin vasıfları
201 / inebolu kalesi şekilleri 202 / Aşağı Hisar 205 / Tuna nehriyle çıktığı yerden döküldüğü yere kadar Tuna nehrine karışan nehirle 207 / Büyük Tuna nehri beyanındadır. Taa, Almanya’ya vaımcaya kadar Tuna’ya dökülen küçük nehirler. 209 / Tuna’nın kaynağı beyanındadır 213 / Rusçuk'tan Silistre’ye gittiğimiz. 214 / Gaziler diyarı, iman duvarı Silistre kalesi 216 / Silistre kalesi şekilleri 217 / Kale duvarında bulunan ünaretler, Tuna’nın buzları. 219 / Silistre şehrinin varoşu 221 / Ulema şeyhlerinin meşhurları, 223 / Silistrenin mesireleri 226 / Silistrenin Tuna üzerindeki değirmenleri 227 / Silistrenin ziyâretgâhları 228 / 1062 rebiülevvelinde özü eyaleti köy ve kasabalarını muhafazaya gittiğimiz 229 / Hacıoğlu pazarı kasabası vasıfları 232 / Akvazılı’nın menkabeleri 234 / Tekke sitayişi 237 / Balçık benderi 238 / Kovama iskelesi vasıfları 239 / Büyük şehir ve büyük liman mankalye 241 / Dobruca lisanı yani çıtak taifesi 244 / Karaharman kalesi şekilleri 245 / Babadağı şehri 247 / Babadağı gezinti yeri 248 / Yenisıla mesiresi, babadağı ziyaret yeri
250 / Saltık sultanziyareti yerinin şekilleri 252 / Şehir içindeki ziyaretler 253 / 1062 (1651) senesi zilhiccesi sonlarımda Babadağında rumeli eyaletine gittiğimiz. 255 / Hakir cvliya'nm sergüzeşti 257 / islâmiye kasabası 258 / Zağra yenicesi kalesi 259 / Ziyaret yerleri 260 / Eski Zağra 262 / İbret verici fevkalâde bir acaiplik 263 / Eski Zağra ziyâreti 264 / Filibe’nin hâkimleri 265 / Filibe şehri imâretleri 269 / Tatar Pazarcığı kasabası 270 / Sultan Süleyman veziri maktul İbrahim aşanın kervansarayı 271 / İhtiman kasabası 273 / Rumeli’nin eski merkezi Sofya şehri 275 / Sofya şehrinin ahvali 277 / Sofya şehrinin hâkimleri ve imâretleri 280 / Sofya şehri ılıcaları 281 / Sofya şehri ahalisinin alışkanlıkları 286 / Talih çeşmesi 295 / Gınaî efendinin terkettikleri 296 / Ziyaretgâhları 298 / 1063 şabanının başında Sofya'dan İstanbul’a gittiğimiz Eski Köstence şehri vasıfları 299 / Köstence ilçesinin vasıfları 300 / Meriç nehri. Bahri Rum (Marmara denizi )
301 / Cisr-i Mustafa Paşa 302 / Harman kalesi yâni Çirman sancağı 303 / Büyük ve güzel Edirne şehrinin vasıfları 305 / İkinci Paytaht Edirne’nin ahvali —Edirne şekilleri— Edirne kalesinin temelinin atılması. 307 / Edirne şehrindeki üç nehir. Edirne şehrinin hâkimleri. 309 / Edirne şehrinin sâlâtin ve vezirler camileriyle diğer camileri 311 / Gazi Murad han câmii 312 / Camiin avlusu 314 / Gazi Murad bey camii. Bayezid velî câmii 315 / Bayezid veli câmiinin avlulu. 319 / Selimiye câmiinin avlusu 320 / Selimiye’nin minareleri 321 / Sultan Selim câmiinin masrafları. 322 / Aziz Babamızın hikâyesi 324 / Deftedar Kara-Mustafa Paşa camii, acaip hayır işleri. Edirne’nin mescitleri. . 325 / Edirne’nin medreseleri. 327 / Edirne’nin Tekkeleri. 330 / Hazreti Celâleddin Rumi dervişler tekkesi, şeh zindanî tekkesi 331 / İbrahim Gülşenî tekkesi
BEŞİNCİ KİTAP
Evliyâ Çelebi. 1059 Senesinde Şam Askeriyle Birlikte Cebele-i Dürüz’de Maan Oğulları Üzerine Gider.
— Akkâ şehri ziyaret yerleri
Âdenı Aleyhisselanı makamını ziyaret: Hazret-i Âdem Safi atamız, Şam yakınında Havran sahralarında çift sürerken birkaç kere bu Akkâ’ya gelmiştir. Hâlâ Havran nâhiye-sinde bizim şimdi adımlarımızla, Akkâ şehri altı konaklık bir yerdir. Hazret-i Âdem’in bu Akkâ’da ibâdet ettiği yerde çimenlik sofa üzerinde kayaya oyulmuş yüksek makamı vardır.
Aynulbakar ziyaret yeri: Akkâ kalesinin dışında ve doğu tarafında, bin adım uzak bir çimenlik yerde kırk basamak taş merdiven ile inilir bir âb-ı zülâldir. Nice peygamberler bu pınara girip yıkandıklarından, hasta bir adam gelip yıkansa şifa bulur. Buka’ ve Akkâ ahalisi Hazret-i Peygamber ile, Hazret-i Ali geldi zannmda bulunurlar.
Bu pınardan, kuvvetten düşmüş bir sığıra yedi gün su verseler, ölüm derecesinde bile olsa kurtulup yağlı ve iri yarı olur. Arap dilinde yağlı ve ağır hareketli olanlar için (Akkâ öküzü) darbımesel olmuştur.
Nimeti büyük iki pınar: Aynulbakar’a ynkıri iki pınardır. Kaynadığı yerde kaybolur. Allahın emriyle biri süt lezzetinde, biri başka bir kokudadır. Cenab-ı Haldun ezelî âdeti olduğu üzere her suyun bir tadı vardır, fakat suda koku bulunmaz. Fakat burada bir koku vardır ki Allah bilir, katresi-ni içenin ebedî hayat bulmuş gibi damağı kokulanır. Hakimlerin dediğine göre bu suda yetmiş hassa vardır. îçine girip yıkanan adam, bütün hastalıklardan muhafaza edilmiş olur. Hattâ hakir şifa niyetine girip yıkanınca, binek taşı olmadan ata binmeğe başlayıp, o derece zinde oldum ki, gençler kolumu bükemez oldular.
Nimeteyn-i Sagîreyn: Bu da ona yakın, geniş bir şekilde merdiven ile inilir bir hayat pınarıdır. Tadında, Kudüs şerif deki Selva suyunun lezzeti vardır. Ekseriya (bu pmarda Hazret-i İsa yıkanmıştır) diye Hıristiyanlar ile, frenk milletleri yıkanırlar. Yahudiler de (Hazret-i Mûsâ burada yıkanmıştır) diye ziyaret edip içerler. Ama çok kullanılmış hale getirmişler.
Bu iki pınarın neden (iki nimet) denildiğini (Manzara-ı enhar ve uyun ve bi'r-i kermab) (Nehirlerin, pınarlar ve sıcak su kuyularının manzarası) adlı tarih şöyle yazıyor: «Bizzat Hazret-i Peygambere sihirbazlar sihir yapınca Cenab-ı Hakkın ilhamı ile Cenab-ı Peygamber Şam yakınında Busra eşhrine ticarete geldi. Orada Bahîra adlı bir rahip vardı. Dedi ki (Yâ Muhammed, sende sihir eseri var. Durma var git, Akkâ’da (Nime-teyn) denilen iki pınar var. Birine Hazret-i Mûsâ girip Firavunların sihrinden emin oldu ve Benî İsrail’i Mısır’dan kurtardı. Birine Hazret-i İsa girip İsraillilerin elinden kurtularak göğe çıktı. Sen de o pınarlara girip yıkan ki, Kureyş’in sihrinden emin olasın. Yâ Muhammed! Akkâ’da pınarlar çoktur.
Herhangi pınar sana (Ene Nime-teynil Huld) derse, ona girip yıkan) dedi. Hazret-i Peygamber tarif veçhile besmele ile girip yıkandı. Hazret-i Peygamber bu pınarda temizlendikten sonra kaya üzerine çıkıp ibadet etti. Orada mübârek başını kayaya koyduğu yer bellidir.» Nahleteynin medhi: Bunlar, Akkâ’mn doğusunda göğe baş uzatmış, herbiri üçer kere. Gök yüzüne doğru yücelmiş, aşağı sarkmış, deve gerdanı gibi eğri bükrü hurma ağaçlandır. Akkâ ihtiyarlarının anlattıklarına göre bu eğri büğrü-lük, ağacın, kendine selâm veren büyük peygamberlere baş eğmesinden ileri gelmiştir.
Diğer bir anlatışa göre, Hazret-i Meryem babasız bir erkek çocuk doğurunca, halktan utanıp Nablus şehrinden İsa ile o zaman kuru olan bu iki nahl (hurma ağacı) yeşerüb altında otururlar. Esteîzübillah: (Ruteben cenniyyâ fekıilî veşrebî ve karri aynen) Âyeti kerimesi, hikâye yoluyla bu iki hurma ağacı hakkında nâzil olmuştur.
Bazı Akkâ bilginleri, o büklümler, hurma ağaçlarının Cenab-ı Hakka secde ettiğine alâmettir derler. Biri erkek, biri dişidir. Yirmi salkım hurma verirler. Bir tanesini frenk-ler bulsa, uğur sayarak pek pahalı satın alırlar. Bir adam hasta olarak bunun altında üç gün yatsa iyileşir. Hazret-i İsâ, hurma ağacının gölgesinde sırtı üzerine yatarken, mübârek ayağının ökçesiyle taşı vurmuş olup, ayağının yeri hâlâ görünür. O çukurlara gülsuyu doldurup yüzlerine gözlerine sürerler. Ve hıristiyanlar, kumkumalara doldurup frenk diyârına götürürler.
Akkâ, eski şehir olduğundan daha birçok ziyaret yerleri vardır. Ama, seyahatimizin çokluğundan ve meşguliyetimizden hepsini yazmağa fırsat bulamayıp, bu kadarla yetindik. Bu Akkâ’da tam iki ayda 1600 kese tahsil edip oradan askerle kalkıp doğu tarafa yöneldik. Dört saat zeytinli dağlar ve (Ken’an ili) içinde gidip (Benî vâme) köyüne geldik. Sa-fed sancağı toprağında yüz evli, câmi, han ve hamamlı, zeytin ve dut ağaçlı, mâmur Timânî köyüdür ve zeamettir.
Oradan yine doğu tarafa dağlar ve bağlar aşarak (Vâdi-i Limon) köyüne geldik. Bütün asker ile limonlu bir sahrada çadır kurup eğlendik. Bakaya tahsili ile uğraşırken: «Kaleye yeniden müsellim geldi, siz azlolundunuz!»
.....
Evliya Çelebi
Evliya Çelebi Seyahatnamesi
Zuhuri Danışman
Zuhuri Danışman Yayınevi Evliya Çelebi Seyahatnamesi - V Mehmed Zıllîoğlu Evliyâ Çelebi Türkçeleştiren: Zuhuri Danışman
Beşinci Kitap
Zuhuri Danışman Yayınevi P.K. 458 Büyük Postane - İstanbul