La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Têkoșer, n° 29


Auteur :
Éditeur : Têkoșer Date & Lieu : 1985, Bruxelles
Préface : Pages : 16
Traduction : ISBN :
Langue : Kurde, TurcFormat : 195x275 mm
Code FIKP : Liv. Kur. Tur. Yal. Tek. 29Thème : Général

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Têkoșer, n° 29

Versions

Têkoșer, n° 29

M. Nezih Yalçın

Têkoșer


5'nci yılına varan 12 Eylül faşist askeri darbesi Türkiye'nin politik, ekonomik ve sosyal yapısını degiştirmiş, uluslararası planda konumunu etkilemiştir. İnsan hakları tümden çiğnenmiştir. Düşünce özgürlüğü, sendikal haklar ve örgütlenme hakkı yasaklandı. Cumhuriyetin kuruluşundan beri Kürt ulusu üzerinde sürdürülen baskı ve imha politikası yeni bir organizasyona büründürülmüş ve daha da hızlandırılmiştir.

Türkiye'de bugün ordunun yönetime katılması, anayasa ile kurumlaştırılmıştır. Türk ekonomisi Güney Amerika ve Uzakdogu modeline uydurularak tamamıyla uluslararası finans çevrelerine baglı kılınmıştır. Gelir dağılımı dünya ülkeleri arasındaki sıralamada en eşitsiz olanlardan biri olmuştur. 12 Eylül öncesi donemde Kürt sorununda parlamento ve siyasal partilerin de belli bir ağırlığı var iken, 12 Eylül ile birlikte çıkarılan yasalar ve anayasa ile ordunun bu konudaki ...



FAŞSİT TÜRK CUNTASININ 5'İNCİ YILI

Derwêş


5'nci yılına varan 12 Eylül faşist askeri darbesi Türkiye'nin politik, ekonomik ve sosyal yapısını degiştirmiş, uluslararası planda konumunu etkilemiştir. İnsan hakları tümden çiğnenmiştir. Düşünce özgürlüğü, sendikal haklar ve örgütlenme hakkı yasaklandı. Cumhuriyetin kuruluşundan beri Kürt ulusu üzerinde sürdürülen baskı ve imha politikası yeni bir organizasyona büründürülmüş ve daha da hızlandırılmiştir.

Türkiye'de bugün ordunun yönetime katılması, anayasa ile kurumlaştırılmıştır. Türk ekonomisi Güney Amerika ve Uzakdogu modeline uydurularak tamamıyla uluslararası finans çevrelerine baglı kılınmıştır. Gelir dağılımı dünya ülkeleri arasındaki sıralamada en eşitsiz olanlardan biri olmuştur. 12 Eylül öncesi donemde Kürt sorununda parlamento ve siyasal partilerin de belli bir ağırlığı var iken, 12 Eylül ile birlikte çıkarılan yasalar ve anayasa ile ordunun bu konudaki tekeli iyice sağlamlaştırılmıştır.

Sıkıyönetimin İstanbul ve Adana dışında artık sadece Kürdistan'da devam ettirilmesi 12 Eylül'ün amaçlarını ortaya koyması bakımından ilginçtir. Öte yandan son bir yıldır cuntanın askeri güçlerine ve işbirlikçilerine karşı yürütülen mücadeleyi bastırmak ayrıca tüm Kürt ulusunu yıldırmak için yogun bir baskı ve sindirme kampanyası yürütülmektedir. Binlerce kürt köylüsü işkenceden geçirilmekte, hapise atılmakta, sayısı 10'u bulan bir çok köy ise boşaltılarak köy halkı zorunlu göçe tabi tutulmaktadır.

Türk ordusunun Kürdistan'da sık sık yaptıgı tatbikatlarda ABD'nin Vietnam'da uyguladıgı askeri pasifikasyon taktikleri denenmektedir. Tüm Kürdistan'da sivil halka karşı Kontrgerilla örgütlenmekte, bazı işbirlikçi unsurlar kendi halkına karşı silahlandırılmaktadır. Türk Milli istihbarat Teşkilatı sivil halkı ihbarcılık ya da olüm şeklinde bir ikilem içinde bırakmaya çalışmaktadır. Hapishanelerdeki Kürt militanlar, yurtseverler ve aydınlar, özellikle Diyarbakır'da sistemli bir işkence altındadır.

Türk demokratik çevrelerinin ve geniş ölçüde Avrupa'daki demokratik çevrelerin Türkiye'de domokrasiye dönüş için sürdürdükleri kampanyada ulusal soruna yer vermemeleri düçündürücüdür. İnsan hak ve hürriyetlerinden bahsedenler Türkiye'de 60 yıldır "Kürt" kelimesinin bile yasak oldugunu hatırlarlarsa takipçisi oldukları "demokrasi"nin ne kadar sahte oldugunu göreceklerdir. Demokrasi, askeri liderler ve onlarla aynı ırkçı Kemalist ideolojiyi taşıyanlar arasındaki bir parlamentoculuk oyunu degildir. Ordunun her zaman iktidara ortak olduğu, sadece kemalist ideolojinin içinde kalan sag veya sol kanatlara özgürlük tanındığı, ülke yönetiminin küçük bir azınlık tabakaya tapulandığı, bir ulusun ise kitle halinde köleleştirilip varlığının inkâr edildiği Türkiye'de her 10 yılda bir yapılan askeri darbelerle sürdürülen bu rejimin adı her şey olabilir, fakat demokrasi olamaz.

Türkiye'ye insan hakları konusunu incelemek üzere komisyon veya delagasyon gondermekten demokrasiye dönüş meselesini Türk devletinin temsilcileri ile tartışmaya yollayan batı dünyasındaki bazı çevreler jeopolitik nadenlerle bu oyunun sürdürülmesine razı olabilirler, fakat inanıyoruz ki hümanist güçlerinde destegi ile Kürt ulusu bu oyunu bozacaktır.

Türkiye'de demokrasi ancak tüm halkların ve Kürt ulusunun tüm haklarının tanınması ile gerçekleşebilir. Bu olmaksızın geri kalanı aldatmacadır.

Şu veya bu fikri savunmak bir yana, Türkiye'de en basit özgürlük ancak Kemalist olmama özgürlügüyle tanınabilir.




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues