Versions- Türkiye İnsan Hakları Raporu 1999 [Ankara, 2002]
- Türkiye İnsan Hakları Raporu 2000 [Ankara, 2003]
- Türkiye İnsan Hakları Raporu 2001 [Ankara, 2002]
- Türkiye İnsan Hakları Raporu 2002 [Ankara, 2003]
- Türkiye İnsan Hakları Raporu 2003 [Ankara, 2004]
- Türkiye İnsan Hakları Raporu 2004 [Ankara, 2005]
- Türkiye İnsan Hakları Raporu 2005 [Ankara, 2006]
- Türkiye İnsan Hakları Raporu 2006 [Ankara, 2007]
- Türkiye İnsan Hakları Raporu 2007 [Ankara, 2008]
- Türkiye İnsan Hakları Raporu 2008 [Ankara, 2009]
Türkiye İnsan Hakları Raporu 2006
Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi alanındaki dönüşümlerinde Avrupa Birliği’nin motor gücü oluşturduğu 2005 yılının sonuna kadar genel kabul görüyordu. 2005 yılı sonunda da Türkiye’nin AB üyelik sürecinin resmen başlatılması, her iki tarafın başarısı olarak değerlendirildi. Ancak 2006 yılına gelindiğinde, bu süreç kesintiye uğradı. 11 Aralık 2006 tarihinde AB Komisyonu’nun tavsiyesiyle görüşmelerdeki sekiz başlık, askıya alındı. Buna gerekçe olarak da Kıbrıs’ta limanların kullanıma açılmaması ve Türkiye’nin Ankara Protokolü’ne uymadığı gösterildi. Daha önce TİHV’nin de aralarında bulunduğu insan hakları örgütlerinin AB’nin değişik düzeydeki temsilcileriyle yaptığı görüşmelerde AB tarafının dile getirdiği eleştiriler, ağırlıklı olarak uygulamalara yönelik olmuştu. AB temsilcileri, yapılan yasal düzenlemeleri, memnuniyetle karşılıyorlardı. Bizler ise yapılan reformların özüne dair ciddi eleştirilerimizi dile getiriyor, hükümetlerin kapsamlı ve gerçek bir demokratikleşme iradesi göstermediklerinin altını çiziyorduk. AB tarafını da demokratikleşme sorunlarını, gündemlerinin alt sıralarına aldıkları gerekçesiyle eleştiriyorduk. Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin uzun ve ucu açık olmasının geniş toplum kesimlerinde oluşturduğu soru işaretleri, AB ile ilişkilerin en alt düzeye indirilmesi ile daha da derinleşti. Bu süreçte zaten yükselişte olan milliyetçi akımlar güçlendi, AB karşıtlığı yaygınlaştı, insan hakları savunucuları ile resmi görüşlere muhalif olan kişi ve kuruluşlar hedef haline geldi. Varlıkları öteden beri bilinen milliyetçi kadrolar ve bunların çeteleri şiddet eylemleri gerçekleştirdiler. Bu gelişmeler ışığında, AB’nin halen BM ortamında görüşülmekte olan Kıbrıs sorununu iç sorun haline getirmesini önemli bir yanlışlık olarak değerlendiriyoruz...
TİHV BAŞKANI YAVUZ ÖNEN |